Bir dönemin popüler dansı: Breakdance

''Breakdance nedir?'' dendiğinde aklınıza hemen şöyle bir 20-30 yıl öncesine gidip o dönemin popüler dansı hafızanızda öne çıkıyor değil mi? Genelde sokak dansçılarının oluşturduğu breakdance şekillendirilerek kültürlere dâhil olmayı başarmıştır. Kareografilerine her türlü danstan parçalar ekleme özelliğine sahip bu dans türü tahmin ettiğinizden çok daha büyük bir tarihi altyapıya sahip…

Breakdance, kökeni 1980'li yıllara dayanan ve o yıllarda büyük ses getiren bir dans türü olmuştur. Akrobatik ve pantomomik yapıda olan breakdance, 70'lerin sonundan günümüze gelmiş ve şuanda 7'den 70e herkesin yaptığı özellikle gençlerin vazgeçilmezi olmuştur. Uzun bir süre popüleritesini kaybetmeyecek gibi gözüken breakdance ile ilgili merak edilenleri sizin için derledik.

BREAKDANCE TARİHİ

Breakdance, "sokak dansı" olarak da bilinen bir dans türüdür. Bu dansı yapan erkeklere "b-boy" ya da "break boy", kızlara ise "b-girl" ya da "break girl" denmektedir. B-boylar 1980'li yıllardan itibaren sadece breakdance yapan gençlere değil DJ'lere ve rapçilere de verilen ad olmuştur. Breakdance kültürü 1980'li yılların başında büyük bir patlama göstermiştir.

Breakdans, 1970'lerin sonlarında New York’un Bronx mahallesinde Siyah ve Hispanik gençler arasında başlayan ve kısa bir süre sonra dünyanın her yerine yayılan “yarışmacı (competitive), akrobatik ve pantomomik bir sokak dansı şeklidir.” Breakdans hip hop’ın önemli unsurlarından biridir (Diğerleri MC’ing, DJ’ing ve Grafiti). Başlangıçta sadece yerde dans etme anlamına gelen breakdans, şu an electric boogie, locking, uprocking, popping ve diğer fantezi varyasyonları içeren bir kavram haline gelmiştir.

Breakdans ayrıca breaking, b-boying ve b-girling olarak da adlandırılmaktadır. Dansa ismini veren “break” kelimesinin tam olarak nereden geldiği bilinmemekle birlikte büyük olasılıkla funk müzikte kullanılan “break” teriminden geldiği düşünülmektedir. (Funk’ta “break” ritmin hızlandığı ve dansçıların maharetlerini gösterdiği bölüm olarak adlandırılır.)

Dans ilk başlarda gettolarda yaşayan grupların bölgelerini belirlemek ile ilgili sorunları çözmede kullandıkları bir araçtı. Yaratıcı ve zor derecede karışık hareketler sergileyen grup kapışmayı kazanır ve mekânın sahibi olurdu. Fakat medyanın gösterdiği ilgi ile breakdans kısa sürede popüler kültürün vazgeçilmez bir nesnesi halini aldı. Sokaklarda mekânları için dans eden gençler artık kliplerde veya filmlerde rol kapmaya çalışan insanlar olmuşlardı.

Breakdans formatı başlangıçta sadeydi: Dans edecekler bir daire oluşturur. Dans edecek kişi dairenin içine girer ve ritme ayak uydurmak için bir dizi ayak hareketi (footwork) yapar. Ardından yer hareketleri başlar: yerde sırt üstü veya kafa üstü dönmeler, ayak döndürmeler vs. Yer hareketlerinden sonra dansçı anlık bir fotoğraf (freeze) verir ve daireye katılır. Sıra bir başka dansçıdadır. Dansın bu basit formatı ilk fotoğraftan sonra ayak hareketlerinin ve yer hareketlerinin tekrar tekrar bağlanmasıyla uzatılabilir.

Fotoğraf dansın en önemli parçası kabul edilir ve dansçının bir çeşit imzasıdır. Fotoğrafın temel değeri rakipleri aşağılayıcı, rakiplerle alay edici ve yaratıcı olmasından gelir. Bunun dışında dansçıya freeze dışında ayrıcalık (özellik) kazandıran figürler de olabilir. Örneğin Crazy Legs (Çılgın Bacaklar), bacaklarını lastik gibi kullandıkları figürleri ile ünlenmişlerdir. Veyahut da, Kip Dee, elleri üzerinde yürüyüp dans etmeyi icat ettiğini iddia etmiştir. Dansın yarışmacı yönü yeni hareketlerin bulunmasına önayak olmuştur. Hatta pek çok breakdansçı buldukları hareketlerin isimleriyle anılmıştır. Yaratıcılık breakdansın ayrılmaz bir parçası iken günümüzde dansın sokaklardan alınıp dans kurslarına taşınması standartlaştırmayı beraberinde getirmiş, bu durum dansın özündeki yaratıcı itkiye büyük ket vurmuştur.

1980'li yılların başında Amerika’da başlayan ve bir fırtına gibi bütün dünya gençliğini etkisi altına alan breakdance, Türkiye’de 1983 yıllarındakendini etkin olarak göstermeye başladıktan bir süre sonra bir anda gözden kayboldu. Bugün bildiğimiz sitiliyle breakdance ise, (sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı gereği, breakdance’ın ortaya çıkışı için en uygun koşulların oluştuğu) İstanbul’da, Almanya’dan gelen ‘İstanbul CityBreakers’ın tetiklemesiyle yayıldı yurdun dört bir yanına.

İstanbul CityBreakers’ın efsanevi danslarıyla suladıkları topraklardan, Bakırköy’de ‘Lords Of İstanbul’ ve ‘Takım 34’, Kadıköy’de ‘İstanbul Street B-Boys’ yeşerdi. Hemen ardından İzmir’de Young Energy B-Boys, Ankara’da Devil Dogs,Bursa’da Bursa City B-Boys esen bu rüzgarı Anadolu’ya taşıyan öncüler oldular. İstanbul’da ise Özellikle ‘İstanbul Street B-Boys’ un Kadıköy yakasında peşi sıra düzenlediği, ve genellikle Dj Turbo, Dj Arda ve DjDouble MT’nin DJ'liklerini yaptığı partilerde b-boylar bir araya gelerek kendilerine yeni yaşam alanları yaratıyordu. Türkiye’ye ilk olarak,’İstanbul Street B-Boys’un partisine Flying Steps’den Crok ve Vartak geldi. Bu başarıyla geçen büyük partiden güç bulan Takım 34 ve S2K 1998 yılında Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük partisi olan ‘Kıyamet Günü’nü düzenlediler.

South Side Rockers grubu ve yurt dışından birçok b-boy ve graffiticinin yanı sıra 1500 kişinin katıldığı ‘Kıyamet Günü’ ile breakdance’ın yakaladığı muhteşem rüzgar, bir anda tüm Türkiye’de breakdance’ın gençliğin arasında salgın gibi yayılmasını sağladı. Bu rüzgarda, elbette aynı yıllarda, Dj Arda’nın yaptığı ve efsane b-boy Storm’un yanı sıraFlying Steps’den ayrılan Crok’unda katıldığı büyük partinin ve yılarcaBlue Jean dergisindeki köşesinde yazdığı yazılarla yurt genelinde tümbreaker’lar arasında iletişimi sağlayan Turbo’nun payı büyük oldu.

Birbiri ardına kurulan yüzlerce grup arasında, bugün adı en çok duyulan Takım 34,Young Energy B-Boys, Lord Of İstanbul, Devil Dogs, Style Of İzmit, Bursa Sky-B Crew, DreamNight Breakers, İnfaz Apache B-Boys, Bağcılar B-Boys, Breakkers Famılly, C4Crew, Deprem, Kayseri B-Boys, İstanbul Street B-Boys, L.O.İ., PendikB-Boys, Poison Of Spider B-Boys, Samsun Stars Breakers, Trabzon Free Youngbu gruplardan sadece bazıları.

Dünyada ‘Breakdance’ın doğuşuna dair birden fazla öykü dolaşmakta ortalıkta. Afrika Bambaata’nın Newyork’da sokak kavgalarına son vermek, gençler arasında çıkan sorunlara barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla breakdance’ı ortaya çıkardığını söyleyenlere karşılık, Los Angeles’dan Sugarpop’un bu dansı ortaya ilk kez çıkardığını söyleyenlerde bulunuyor. Ortaya çıkış şekli nasıl olursa olsun, breakdans’ın en büyük özelliğinin, onun fiziğe, çevikliğe ve akrobasiye dayanan bir sokak dansı olarak, rakiplerin aynı anda karşı karşıya gelerek tüm hünerlerini kapışma yoluyla ortaya koyarak çıkabilecek kavgalara son vermesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bugün, birkaç yıl gibi çok kısa bir süre içinde Türkiye’nin dört biryanında çalışmalarını sürdüren pek çok grubunun ortaya çıkması, hip hop kültürünün en temel unsurlarından biri olan breakdance’ın önlenemez yükselişini açıkça göstermektedir. Üstelik özelikle Avrupa’da resmen devlet eliyle desteklenmesine karşın, Türkiye'de devletin kolluk kuvvetlerinden, radikal siyasi akımların alt temsilcilerine, nihayetinde eğitimsiz halkın genelinin tüm engellemelerine rağmen breakdance, gençler arasında büyük bir hızla yayılarak yurdun dört bir yanında mahallelere kadar girmiştir. Bu yayılmada, elden ele dolaşan video kasetleri, hip hop partileri, breakdance’ın estetik görünümü ve en önemlisi de gençlerin pek çok temel ihtiyacını karşılıyor olması çok etkili olmuştur.

Breakdance aracılığıyla günümüz gençliği pek çok temel ihtiyaçlarını karşılamaktadır: bulunduğu baskıcı çevreden kopup yeni bir arkadaş grubuna üye olma, kendisini geliştirme, ifade etme, çevresine kabul ettirme ve biriken enerjilerini bu güç, çeviklik gerektiren bu sportif dans aracılığıyla açığa çıkarma…

Buna karşılık, daha çok alt ve orta sınıfa mensup ailelerin çocukları olan breaker’ları bekleyen pek çok temel sorun bulunmaktadır. Bu temel sorunlardan biri, çalışabilecekleri yeterli alanların bulunmaması. Avrupa’da ve Amerika’da toplumun sosyal ve kültürel gelişmişliği nedeniyle, gençlerin çalışabilmeleri için pek çok kurumların kurulmasına, sosyal, kültürel ve sportif alanların açılmasına karşılık, Türkiye’de çalışabilecekleri kapalı bir alanı bulunmayan ve bu nedenle dışarıda, sokak ortalarında çalışmak zorunda kalan gençlerin mekân sorunu çözülmesi gereken en temel sorunlardan biridir.

Belki de en büyük temel sorunlardan biri de,Türk toplumunun kendilerine karşı gösterdikleri yoğun baskı ve dışlanmışlık. Temel bir sorun olan mekân sorunu, yaz kış demeden dışarılarda bulunabilecek iyi veya kötü alanlarla kendileri için çözülebilecek bir sorun olmasına karşın, ailelerinin ve toplumun kendilerine karşı gösterdiği baskı, şiddet ve aşağılanma önlerinde bir duvar gibi duran daha büyük bir sorundur. Bu sorun aşıldığında ise, breakdance’ın bir sel gibi akmasını durdurabilecek hiçbir güç kalmayacaktır önünde.

Uprocking: Uprocking bir breakdans çeşidi olmakla birlikte breakdanstan daha çok pantomimik bir “kavga” dansıdır. Bu dansta dansçı rakibine gerçekte fiziksel olarak dokunmadan tekme atar, üzerine atlar ve yumruklar. Amaç rakibini aşağılamak, komik duruma düşürmek veya sindirmektir. Uprocking’i iyi icra eden dansçılar rakibiyle olabildiğince yakın temasta bulunan ama onlara hiçbir fiziksel temasta bulunmayan dansçılardır. (Uptocking’in kimi zaman gerçek kavgayla sonuçlandığını da belirtmek gerekir.)

Locking: Locking 1970'lerde Don Campbell’ın kurduğu The Lockers adlı gruptan ismini almıştır. Locking bir çeşit gülünç (comical) sokak dansıdır. Dansçının eklemlerinin bir yerden bağlandığı (kilitlendiği), geriye kalan uzuvlarının sert biçimde salındığı dans şeklidir. Dansın gülünç tarafını vurgulamak için “locker” her zaman gülümser. Beyaz eldiven ve siyah bir şapka (veya kep) locker’ın vazgeçilmez kostümleridir. Locking dansının repertuvarı breakdansa göre dar ve sabittir. Yeni hareketlerin bulunması veya değiştirilmesi bu dansın özünde yoktur.

Popping: Dar anlamda popping dansçının kaslarını ani bir şekilde gerip gevşetmesiyle vücudunda ani sarsıntılar (pop ya da hit) yaratması tekniğine dayalı bir sokak dansı şeklidir. Popping aynı zamanda, popping tekniğinin içinde kullanıldığı bir grup illüzyonist dans şekilleri ve teknikleri için çatı terimi olarak kullanılır. Bu dansların şaşırtıcılığı dansçı vücudu ile sergilenen, doğal olmayan hareketler arasındaki sürrealist zıtlığa dayanır.

Popping’in 1970'lerde California’da locking’den esinlenilerek ortaya çıktığına inanılır. Electric Bogaloos grubu (önceki isimleri Electronic Boogaloo Lockers) bu dansı ilk icra edenler olarak bilinir.

Birer popping dansı olmakla beraber robot dansı, liquid (sıvı) dans ve Tutting/King Tut en bilinen popping türleridir. (Bunlara kukla dansı (muppeting) da eklenebilir.) Robot dansında dansçı, bir robotu taklit eder. Hareketleri bir robot gibi sert, köşeli ve analitik düzlemler üzerinde yapar. Liquid dansta ise robot dansının tersine dansçı ellerini, parmaklarını ve kollarını akıcı ve sürekli şekilde hareket ettirir. Sert ve köşeli hareketler yoktur. Tutting/King Tut ise Mısır resim yazılarındaki figürlerden esinlenilerek yapılan hareketlerden oluşur. Kol ve bacak hareketleri, dik açı olabildiğince korunarak yapılır. (Steve Martin’in bir gece şovunda Mısırlılarla dalga geçmek için yaptığı gülünç danstan etkilenen gençlerin bu dansı geliştirdikleri söylenir. Hip hop dans şekillerinin gelişmesinde televizyon ve popüler kültürünün etkisi ayrı bir inceleme konusudur.)