Bilimde sessiz devrim! Kan tahlili ile kanser belirlenebilecek

Cumhurbaşkanlığı himayesinde Sağlık Bakanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen 6. Türk Dünyası Tıp Kurultayı’nda konuşma yapmak üzere İstanbul’a gelen İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü ve Karolinska Enstitüsü’nden Science for Life Laboratuvarı kurucusu, ünlü biyoteknoloji uzmanı Prof. Dr. Mathias Uhlen, bilim dünyasının DNA’nın yapı taşları olan kandaki proteinlere odaklandığını vurguladı.

Prof. Dr. Mathias Uhlen, "Herkesin kanında kendi parmak izi var aslında. Bu da bilim dünyasını heyecanlandıran bir buluş oldu. Kişinin sağlıklı mı olduğunu yoksa bir hastalığa mı yakalanıyor olduğunu bu sayede takip edebiliyoruz. Muhtemelen çok yakın bir gelecekte de insanlara her yıl bir kan tahlili yaptırarak, herhangi bir hastalık geliştiriyor mu geliştirmiyor mu bunu izleme şansımız olacak” dedi.

KARACİĞER YAĞLANMASINDAN DİYABETE HEPSİ TESPİT EDİLEBİLECEK

Prof. Dr. Uhlen, herkesin parmak izi gibi kandaki proteinin de kişiye özel olduğunu, bunun da başta kanser hastalığı olmak üzere pek çok hastalığa yakalanmadan önce önemli bir belirteç görevi yapacağını anlatarak, “Kanserin birçok tipinde özellikle de erken teşhis için bize çok faydası olacak. Çünkü ne kadar erken teşhis edebiliyorsak o kadar iyi tedavi edebiliyoruz. Onun yanında alzheimer hastalığının semptomlarını veya belirtilerini görebilmek açısından ya da ona benzer hastalıkların takibinde faydalı olacak. Ayrıca genel hastalıklar dediğimiz karaciğer yağlanması, diyabet gibi hastalıkları da henüz oluşmadan takip etmekte faydası olacak” diye konuştu.

BİLİMDE SESSİZ BİR DEVRİM GERÇEKLEŞİYOR

Şu anda bilimde 'sessiz bir devrim' gerçekleştiğini vurgulayan Prof. Dr. Mathias Uhlen, şunları söyledi:

“Bilimsel ve tıbbi araştırma açısından gerçekten çok heyecan verici bir dönemden geçiyoruz. Adeta sessiz bir devrim yaşanıyor. Özellikle de geleneksel kimyasal ilaçlardan artık direkt kandaki proteinleri hedefleyen kişisel tedavi imkanı sağlayan biyolojik ilaçlara bir geçiş var. Daha fazla kullanılıyor bunlar. Başarıları da daha yüksek. Bunun da sebebi hedefinin ve etkinliğinin daha belli olması. Şu anda kullanılan 10 ilacın 8’i biyolojik ilaç haline geldi. Bunlar hangi hastalıkları hedefliyor derseniz, otoimmün hastalıklar başta geliyor. Ama kanser tedavisinde de bu ilaçların geleneksel ilaçlara kıyasla çok daha fazla kullanıldığını ve çok daha başarılı olduğunu görüyoruz. Otoimmün hastalıkların başında ise sedef, MS (multipl sklerosiz) ve romatoid artrit geliyor. Bu hastalıklarda biyolojik ilaçlar gerçekten bir devrim yaratıyor.”

KANDA ÇOK ÖNEMLİ 700 PROTEİN VAR

Araştırmalarına ait 550’den fazla yayını olan Prof. Dr. Uhlen, 2003 yılından bu yana 'İnsan Protein Atlas'ının oluşturulabilmesi için çalışıyor. 2015’te insan dokularında ve organlarındaki protein dağılımını gösteren Doku Atlası'nı, 2016’da hücrelerdeki insan proteinlerinin hücre içi konumlarını gösteren Hücre Atlası'nı, 2017 yılında da kanser hastalarının hayatta kalımlarının RNA ve protein seviyeleriyle nasıl ilişkili olduğunu gösteren Patoloji Atlası'nı tamamlayan Scince for Laboratuvarı’nın kurucusu olan Prof. Dr. Uhlen, "20 yıldır bu çalışmaları yapıyoruz. Yapmak istediğimiz şey insan vücudundaki bütün yapı taşlarını ki, yapıtaşı derken proteini kastediyoruz, haritalandırabilmek. Bunların hem ilaç geliştirmekte hem de teşhisleri yapabilmekte bizlere katkısı olacak. En önemlisi de kandaki proteinlerin ne olduğunu tamamen anlamaya ve bunları haritalandırmaya çalışıyoruz. Bu noktada bildiğimiz bir şey var ki, insan kanında çok önemli 700 tane protein var ve bunlar teşhiste çok faydalı. Çünkü her bir insanın parmak izi farklı olduğu gibi kanındaki proteinlerin izi de farklı.”

YENİ NESİL BİYOLOJİK İLAÇLARIN MALİYETİ YÜKSEK

Proteinleri hedefleyerek kişisel tedavi olanağı sunan biyolojik ilaçlarda, şu anda en büyük sorunun yüksek maliyet olduğunu belirten Prof. Dr. Uhlen sözlerini şöyle noktaladı:

“Bunlar ya kullanan hastalar için ya da toplumun geneline çok yüksek maliyet çıkarıyor. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde en önemli hedefimiz bu ilaçları daha ucuza mal edebilmeyi sağlamak. Tabii ki yeni biyolojik ilaçlar arasında maliyeti daha düşük olanlar da var. Karşımızda şöyle bir etik ikilem var; Çok faydalı ilaçlar, etkililiği yüksek ilaçlar, ancak çok pahalı, dolayısıyla bunları kim kullanabilecek kim kullanamayacak."

DHA