Balların şahı! 140 kat daha şifalı, kanser hücrelerini imha ediyor antioksidan zengini

Bal çeşitleri birbirinden oldukça farklı olabilir. Mikrop kırıcı bal hastalıklara iyi geliyor. Bal çok yüksek antioksidan içeriyor. Peki en sağlıklı bal hangisi? İşte detaylar...

Sağlıklı bir yaşam için tüketimi büyük önem taşıyan besinlerin başında gelen balın en faydalısı meğer kimsenin bilmediği o balmış. Herkes anzer ya da kestane balının daha faydalı olduğunu düşünse de bu balın etkisi 140 kat daha fazla. İşte balların en faydalısı...

Ballar arasında güçlü özellikleriyle dikkat çeken Manuka balı, Yeni Zelanda'da yetişen Manuka ağacının çiçeklerinden elde edilmektedir. Diğer ballara kıyasla benzersiz faydalar sunan Manuka balının en dikkat çekici özelliği, yüksek düzeyde metilglioksal (MGO) içermesidir.

MGO, antibakteriyel, antienflamatuar ve antioksidan özelliklere sahip bir bileşiktir. Bu nedenle, Manuka balı enfeksiyonların tedavisinde, yaraların iyileşmesinde ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Ayrıca sindirim sağlığını destekleyerek mide ülserleri ve reflü gibi sorunlara karşı koruma sağlamaktadır.

KANSER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Manuka balının potansiyeli yalnızca sindirim sağlığıyla sınırlı değil; araştırmalar, bu balın bazı kanser türleri üzerindeki etkilerini de ortaya koymaktadır. Özellikle meme kanseri üzerine yapılan çalışmalar, Manuka balının kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabileceğini ve bazı durumlarda hücre ölümüne yol açabileceğini göstermektedir.

Yapılan deneysel çalışmalarda, Manuka balının içindeki MGO ve diğer bioaktif bileşenlerin, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyebileceği ve tümör oluşumunu baskılayabileceği belirtilmiştir. Özellikle östrojen pozitif meme kanseri hücre dizileri üzerinde yapılan bir araştırmada, Manuka balının tümör hücrelerinin büyümesini yüzde 84 oranında azalttığı gözlemlenmiştir.

Manuka balının ayrıca meme kanseri tedavisinde kullanılan tamoksifen gibi hormon baskılayıcı ilaçların etkilerini artırdığı da görülmüştür. Bu durum, Manuka balının kanser tedavisinde potansiyel bir destek sunabileceğini düşündürmektedir.