Baba ve üç kızı atçılık geleneğini üç kuşaktır sürdürüyor

Kendilerine teslim edilen atçılık bayrağını daha da ileri taşımak için çaba harcayan üç kız ile babaları, atçılık geleneğine sahip çıkarak, Türk atçılığını geliştirmek ve Avrupa standartlarında hak ettiği yere ulaştırmak için çaba gösteriyor.

AA

Kendilerine teslim edilen atçılık bayrağını daha da ileri taşımak için çaba harcayan üç kız ile babaları, atçılığa merak saran gençlere örnek oluyor. Çocuk yaşta atalarından gururla devraldıkları atçılık geleneğine sahip çıkan gençler, nesilden nesle aktarılan Türk atçılığını geliştirmek ve Avrupa standartlarında hak ettiği yere ulaştırmak için çaba gösteriyor.

AA'da yer alan habere göre çocuklukları dedelerinden ya da babalarından kalma at çiftliklerinde geçen, kimi yarışlara, kimi de yetiştiriciliğe ilgi duyan gençler, tutkuyla bağlı oldukları ve yaşam tarzı olarak gördükleri atçılığın insanların yaşam kalitesine etki ettiğini belirtiyor.

Atçılığın Türk toplumundaki yerini iyi bilen, at ırklarına hakim genç atçılar, aile geleneklerini okul eğitimlerini aksatmadan devam ettirdiklerinin altını çiziyor. Kendilerine teslim edilen atçılık bayrağını daha da ileri taşımak için çaba harcayan üç kız ile babaları, bu alandaki hayallerini anlattı.

ATA MİRASI ATÇILIK GELENEĞİNİ KIZINA DEVRETTİ

Tuğban İzzet Aksoy, kızı Tülay'a devrettiği baba mirası atçılığı yaşam tarzı olarak benimsediğini bunun güzel bir tutku, spor olduğunu belirtti. Çocuk yaşlarda babası sayesinde tanıştığı atçılığı 1990'lı yıllardan itibaren aktif şekilde sürdürdüğünü anlatan Aksoy, at sevgisinin aile içindeki birlikteliği güçlendirdiğini vurguladı.

Aksoy, babasının "Kısrak" adındaki atını yetiştirmek üzere çocuk yaşta kendisine verdiğini ifade ederek, babasının vefatından bir gün önce Kısrak'ın doğum yaptığını ve tüm gün Kısrak'ı konuştuklarını anlattı.

İlk atının Kısrak'ın yavrusu olduğunu, sonrasında atlara olan sevgisini kurumsal boyuta taşıdığını aktaran Aksoy, Türkiye'de 2 bin at sahibi arasında koşu kazanma oranı değerlendirildiğinde ilk üçte yer aldığını kaydetti.

8 YAŞINDAN BERİ AT BİNİYOR

Kızına eğitiminin yanı sıra bir spor ve sanat dalıyla uğraşması yönünde tavsiyede bulunduğunu, onun da birçok spor dalı arasında atçılığa istekli olduğunu gösterdiğini belirten Aksoy, "Kendisi şu an 19 yaşında. 8 yaşından beri 11 senedir her gün at biniyor. Eğitiminin yanında hayat mücadelesini böylesi bir hobi ile dengeliyor." dedi.

Kızının kendilerine ait at çiftliğini sahiplendiğini, oradaki atların orijinlerini, karakterlerini, yapılarını bildiğini, isimlerini koyduğunu aktaran Aksoy, ata mirasını kızına devredecek olmanın gururunu yaşadığını söyledi.

AVM YERİNE ATLAR

Aksoy'un kızı üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Tülay Aksoy, babasının çiftlik alma kararı üzerine atlarla tanıştığını, zaman geçtikçe çiftliğe ve buradaki atlara sevgisinin her geçen gün arttığını ve bu durumun hayatına renk kattığını ifade etti.

Aksoy, bu konuda kendisine gerek ailesinden gerekse de çevresinden destek geldiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Ben biniciliğe başladıktan sonra her arkadaşım benimle birlikte gelmek istedi. Benimle vakit geçirenler alışveriş merkezine gitmek yerine, orada, burada vakit geçirmek yerine atla vakit geçirdi. Birlikte atımı yıkıyorduk. Attan korkan arkadaşlarım vardı, onlara da sevdirdim. Bir kere bu sporun tadına bakan bir daha bırakamıyor. Bir yaşam tarzı oldu benim için. Benim atımın adı Dila. Sesimi her duyduğunda kişner, bakar. İsmini bilir, ben geldiğimde kulakları farklı oynar. Başlığını kimseye taktırmaz, ben takabiliyorum. At da gerçekten insanları çok iyi anlıyor. Her şeyi anlayan ve bilen bir hayvan."

"O SEVGİYİ DOĞDUĞUNDAN BERİ AŞILAMAYA ÇALIŞIYORDUM"

Kızı Asya'ya atçılığı sevdiren Ömer Faruk Girgin de genç yaşta babasından aldığı at sevgisi sayesinde 1973'den bugüne sektör içinde aktif yer aldığını söyledi. İzmit'te 1997'den beri çiftliğinin bulunduğunu, oğlunun da atçılıkla uğraştığını anlatan Girgin, ailesine ait 20 at bulunduğunu aktardı. Girgin, her fırsatta çiftliğe gittiklerini ve burada zaman geçirdiklerini anlatarak, Türk atçılığının gelişmesi için bugüne kadar elinden geleni yaptığını ve birçok hizmete imza attığını kaydetti.

"AT NEŞEDİR, MUTLULUKTUR, MEDENİYETTİR"

15 yaşındaki Asya Girgin de doğduğundan beri atlarla iç içe olduğunu belirtirken, 1 yaşından beri Veliefendi Hipodromunda her sene Gazi Koşusuna katıldığını, her sene şapkasıyla çektirdiği fotoğraflarının hipodrom girişinde asılı olduğunu söyledi.