Sosyal medyada istediği ayakkabının alınmaması nedeniyle annesini merdivenlerden aşağı iten bir kızla ilgili paylaşımların ardından ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişki merak konusu oldu. Bazı çocuklar anne ve babalara karşı neden bu kadar sinirli? Çocuğun her istediğini yapmak doğru mu?
Mor Papatya'ya ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişkiyi değerlendiren Psikolog Derya Yalçınkaya, çocukların anne ve babalarını rol model aldığını belirterek şu şekilde konuştu:
“Söz konusu çocuk olduğunda önce aynayı alıp kendimizle bir yüzleşelim. Ardından çocuğun davranışlarını iyice gözlemleyelim. Özellikle de küçük yaş grup çocuklar istekleri yerine gelsin diye öfke nöbetleri geçirebilir ve söylenmemesi gereken kelimeleri kullanabilirler. Böyle bir duruma maruz kalan ebeveynler, çocuk sussun ve öfke nöbetleri bitsin diye kendilerini çocuğun her isteğini yerine getiren bir ebeveyn olarak görebilirler.”
ÖNCE SINIRLARI KORUYUN ARDINDAN KURALLARI TANITIN!
Çocuklarla ilgili kuralların önemine dikkat çeken Yalçınkaya, “Kural ve sınırı bilen çocuk nerede durması gerektiğini bilir. Kişisel sorumluluklarına sahip çıkar. Nerede nasıl davranması gerektiğini öğrenmiştir. Başta sizi zorlayacağını düşündüğünüz ve sonrasında uzun vadede sizi rahatlatıp, bir birey olduğunu, hayatta bir duruş sergilemesi gerektiğini fark eden bir çocuk yetiştirmek sanıldığı kadar zor değil.“ dedi.
“ÇOCUĞUNUZUN HER İSTEDİĞİNİ YAPMAYIN”
İnsanların emek verdikleri şeylerin değerini bildiğini söyleyen Psikolog Yalçınkaya şu şekilde anlattı:
“Ulaşmak istediklerine hemen ulaşmak istenilen şeyin değerinin yitirilmesini doğurur. Çocuk istediği şey her ne ise ona ulaşmak için çaba sarf etmelidir. Bu bir oyuncak bile olsa, anne babası, çocuğun oyuncağı hevesi geçince atmaması için hemen almamalı o oyuncağı hak etmesi için çocuğa belli bir süre tanımalıdır. Ergenlik sürecinde ise anne babası ile inatlaşan bir çocuk istediği yerine gelmediğinde öfke nöbetleri geçiriyor ise vakit kaybetmeden bir uzmandan süreci yönetebilmek adına destek alınmalıdır. Anlaşıldığını düşünen bir çocuk kendisini ifade edebilir ve iletişimde sorun yaşanmadan problemi hallolabilir. Neticede her eski kuşak bir sonraki kuşağı anlamakta zorlandığı gibi her yeni kuşak da eski kuşağı anlamakta zorlanır. Psikoeğitim bu süreçte olmazsa olmazdır.”