Hilal Çakır
Chia tohumları, Salvia hispanica bitkisinin yenilebilir tohumlarıdır ve nane ailesine aittir. Orta ve Güney Amerika kökenli olan bu tohumlar, besin değeri yüksek ve çok yönlü bir gıda olarak kabul edilir. Chia tohumları, özellikle lif, kaliteli protein, omega-3 yağ asitleri, mineraller ve antioksidanlar açısından zengindir.
Chia tohumlarının sağladığı bazı temel faydalar şunlardır:
* Kalp sağlığını destekler: Antioksidanlar içerir ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir.
* Kan şekeri seviyelerini düzenler: Lif içeriği sayesinde insülin direncini azaltabilir ve kan şekeri düzeylerini iyileştirebilir.
* İnflamasyonu azaltır: Antioksidanlar, vücuttaki inflamasyonla mücadele edebilir.
* Kilo kontrolüne yardımcı olur: Yüksek lif içeriği, tokluk hissini artırarak kilo kontrolüne katkıda bulunur.
* Kemik sağlığını iyileştirir: Kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi mineraller içerir.
Chia tohumları, sıvı ile karıştırıldığında jelimsi bir kıvama dönüşür ve bu özellikleri nedeniyle pudinglerde, smoothielerde ve diğer yiyeceklerde kullanılabilir. Ayrıca, chia tohumları gluten içermez ve çoğu diyet için uygundur.
Ancak, chia tohumlarını tüketirken dikkatli olmak önemlidir. Yüksek lif içeriği bazı sindirim sorunlarına yol açabilir ve kuru chia tohumları boğazda sıkışma riski taşıyabilir. Bu nedenle, tohumları kullanmadan önce ıslatmak ve küçük porsiyonlarla başlamak önerilir.
Ayrıca, chia tohumları bazı ilaçlarla etkileşime girebilir ve nadiren alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Herhangi bir sağlık durumu veya ilaç kullanımı söz konusuysa, chia tohumlarını diyetinize eklemek için doktorunuza danışmanız iyi bir fikir olacaktır.
Düzenli ve bilinçli tüketilen bazı gıdalar, kan şekerinizdeki dalgalanmalarla başa çıkmanızı kolaylaştırabilir. Dünya genelinde sevilen ve aynı zamanda sizin için de şifa kaynağı olabilecek bir besin bu.
Salba chia ya da Mexican chia olarak bilinen Chia tohumları, nane ailesine ait çiçekli bir bitkinin yenilebilir tohumlarıdır ve Meksika ile Guatemala'ya has bir geçmişe sahiptir.
Antik Aztek ve Mezoamerika kültürlerinde temel bir gıda olan bu tohumlar, tıbbi amaçlar için de kullanılmış ve insan beslenmesinin önemli bir parçasını oluşturmuştur. Günümüzde ise sağlık yararları sayesinde dünya çapında popülerlik kazanmıştır.
Chia tohumları bugün Meksika, Guatemala, Peru, Arjantin, Avustralya ve ABD dahil olmak üzere birçok ülkede ticari olarak yetiştirilmektedir ve sağlıklı diyetlerde besleyici bir katkı olarak değerlendirilmektedir.
Chia tohumları, aşağıdakiler dahil olmak üzere bir dizi temel besin maddesi sağlar:
* Kalsiyum
* Manganez
* Magnezyum
* Selenyum
* Bakır
* Demir
* Fosfor
Ayrıca, Chia tohumları, omega-6 ve omega-3 yağ asitleri arasındaki oranı destekleyen, omega-3 yağ asidi olan alfa-linolenik asit (ALA) açısından zengindir.
Daha düşük oranlar, kalp hastalığı, kanser ve inflamatuar durumlar gibi kronik rahatsızlıkların riskini azaltma ile ilişkilendirilmiştir.
SERBEST RADİKALLERLE MÜCADELE
Chia tohumlarının içeriğindeki antioksidanlar, vücuttaki serbest radikallerle savaşarak oksidatif stres ve hücre hasarına karşı koruma sağlayabilir.
Antioksidan bakımından zengin gıdalar tüketmek, kalp hastalığı, bilişsel fonksiyonlarda azalma ve bazı kanser türleri gibi serbest radikallerle ilişkili sağlık sorunlarının riskini azaltabilir.
Bu antioksidanlar arasında şunlar bulunur:
* Kafeik asit
* Klorojenik asit
* Kaempferol
* Kuersetin
KALP SAĞLIĞINI DESTEKLEME
Chia tohumları, kalp hastalığı riskini azaltabilecek quercetin adlı bir antioksidan içerir.
Tohumlar, yüksek tansiyonu düşürmeye ve böylece kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilecek lif bakımından da zengindir.
KAN ŞEKERİ SEVİYELERİNİN DÜZÜNLENMESİ
Chia tohumları yüksek lif içeriğine sahiptir. Yapılan çalışmalar, lifin insülin direncini azaltmaya ve kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabileceğini, böylece metabolik sendrom ve tip 2 diyabet riskini azaltabileceğini göstermektedir.
Araştırmalar, chia tohumu içeren ekmeğin, geleneksel ekmeğe kıyasla daha düşük kan şekeri tepkisi oluşturduğunu ve bu durumun yüksek kan şekeri seviyelerinin önlenmesine yardımcı olabileceğini ortaya koymuştur.