Cesur kadınların hikayesi

Lotus Diamond ‘ın hikayesi bir mücevher markası olmanın üstünde, cesur, ne istediğini bilen kadının hikayesi.

Elif DEMİRTAŞ BİLİR

elif.bilir@aksam.com.tr

Tasarımcı Mine Çakmak Lotus Diamond’I kurana kadar tekstil firmalarında tasarımcılık yapmış bir mayo tasarımcısı. Kariyerinin zirvesinde hayatında ne yapmak istediğini bilen, cesur kadın olarak, mücevher tasarlamak istediğine karar verdiği nokta da vazgeçmiş kariyerinden.

Sil baştan yapıp, yeni firması Lotus Diamond’I kurup, mücevher tasarımcılığına adım atmış. Ona göre bir tasarımcı olarak sadece metaryeli değişti. Bize göre ise hayli cesur bir karar.

Kadın kadar değerli bir varlığa yaraşır mücevherler yapıyor Mine Hanım. Biz de kendisini ve markasını tanımak için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Lotus Diamond markasının kuruluş hikayesinden bize biraz bahseder misiniz?

2010 yılında eşimle ‘HAN istanbul’ kuyumculuk şirketini kurduk. Şirketin çizgisi klasik pırlanta tüketicisine hitap ediyor. Yeniliği ve müşteri taleplerini takip eden, mücevherlerden oluşuyor. Ben bu dönemde, Zeki trikoda tasarımcı olarak çalışıyordum. Dolayısıyla HAN İstanbul kuyumculuğun herşeyiyle eşim ilgilendi.

Mücevher kolleksiyonu hazırlamak hep aklımdaydı.Fakat istediğim çizgi, klasik pırlanta tüketicisi değildi, markayla bütünleşen özel kolleksiyondu. 2015 yılında, çalıştığım yerden ayrıldım. ‘HAN İstanbul ‘ kuyumculuğun bünyesinde ‘LOTUS Diamond‘ı kurdum.

Lotus çiçeği sonsuzluğu, yeniden doğuşu ve uyanışı temsil ediyor, markanızın adını nereden esinlenerek Lotus koymaya karar verdiniz?

Kariyer hayatıma, tekstil tasarımcısı olarak başladım. Daha sonra mayo, bikini ve iç çamaşırı kolleksiyonları hazırladım. Hani bazen hayatımızda  değişim yapmak isteriz. İşimi mi değiştirsem, yaşadığım şehrimi değiştirsem gibi. İşimi değiştirmeye karar verdim. Çevremdeki arkadaşlarım 'bunca yıllık mayo tecrübesinden sonra mücevhere mi geçeceksin' dediler. Aslında bence, değişen büyük bir kariyer yok, sadece malzememi değiştirdim. 

Evet Lotus Çiçeği, sonsuzluğu, yeniden doğuşu ve uyanışı ifade ediyor. En önemli ve onu diğer çiçeklerden ayıran özelliği; Lotus meyvesi olgunken çiçek açar. ismini Lotus koyma sebebim de buradan geliyor. Yeni malzemeyle, fakat belli bir birikimle başladım .Yeni bir uyanış ve diliyorum sonsuz bir marka olur.

Üniversiteden sonra Londra’da çeşitli okullarda tasarıma yönelik eğitim aldığınız biliniyor, aldığınız eğitimlerin markanızın vizyonuna etkisi nasıl oldu?

Evet, Londrada, Central Saint Martins, Blake Collage, Kensington and Chealse collage de art design ve fasion Illustration eğitimleri aldım. Eğitim sonsuz, her yaşta ve herzaman hiç bitmemeli. Lotus Diamond'a etkisi çok büyük. Bildiğiniz, tecrübe ettiğiniz konuyu uygularken fazla zorlanmazsınız. Hatalar herzaman var. 

Koleksiyonunuz ve tema olarak seçtiğiniz konulardan biraz bahseder misiniz?

Başlangıç için, 100 parçadan oluşan bir kolleksiyon hazırladım. 7 temadan oluşuyor.
1. Lotus; yeniden doğuş ve sonsuzluk,
2. Butterfly; özgürlük ve değişim,
3. Lale; aşk ve sevgili,
4. Angel; masumiyet, özgürlük ve doğa üstü güçler,
5. Kar taneleri; eşsiz ve teksin;  
6. Anımal; cesaret ve güç,
7.Rock and electrik; aykırı, yüksek enerji.

Temalarınız doğada bulunan unsurlar etrafında dönüyor, bu koleksiyonun ve markanızın esin kaynağı olarak doğayı seçtiğinizi söyleyebilir miyiz?

Evet, doğa en büyük ilham kaynağı.

Tasarımlarınız da pırlantanı yanı sıra kullanmayı tercih ettiğiniz taşlar var mı?

Evet var. Mavi Lotus kolyede pırlantayla safiri birlikte kullandım. Kırmızı Lotus kolyede de pırlanta ve yakutu...

Mücevher tasarımcısı olarak bu yolda karşılaştığınız ya da önünüze çıkan en büyük engel neydi?

Malzemenin pahalı oluşu. örneğin mayo kolleksiyonu hazırlamak son derece keyiflidir. Canlı ve renkli kumaşlarla istediğiniz gibi oynarsınız. Malzeme mücevhere göre daha uygun fiyatlıdır. 
Fakat mücevher hem daha pahalı bir malzeme hem de üretimi daha uzun bir süreç alıyor. Onun heyecanı da ayrı tabi.