Paris'te dünyaya gelen ve doğumu sırasında annesini yitirdiği için annesinin adını alan sanatçı Zerrin Arbaş, trajik doğum hikayesine dair duygularını paylaştı. Arbaş, "Kader diye bir şey var. Ona inanmak lazım. Hayatı bir tiyatro sahnesi gibi düşünüyorum, rolümüz bitince gidiyoruz. Hayat bir yolculuk ve bunu kabul eden insanlar sapasağlam yola devam eder." ifadelerini kullandı.
Anneannesi ve büyük babası tarafından büyütüldüğünü ifade eden Arbaş, "Onlar da kızlarını kaybettikleri için beni kendi kızları yerine koydular. Her zaman üzerime titrediler, ben annesizliği tatmadım. Anneanneme 'anne' derdim." diye ekledi.
Yirmili yaşlarına kadar babasıyla görüşmediğini dile getiren sanatçı, "Anneannem ve büyük babam, babamla görüşmemi istemediler. Küçükken gittiğimiz Avrupa seyahatinde Paris'e bile uğramadık. Babamla görüşüp, onunla kalacağımdan korktular." dedi.
Oyunculuk serüvenine nasıl başladığını anlatan Arbaş, "Oyuncu olmak istediğimi söylediğimde evde kızılca kıyamet koptu. Madem öyle bu işin okulunu oku dediler ve beni tiyatro okuluna yazdırdılar." diyerek, sanat dünyasına adım attığı hikâyeyi paylaştı.
Rahmetli kızı Derya Arbaş'ın doğumunun ardından, babası ressam Avni Arbaş'ı ziyarete gittiğini dile getiren sanatçı, "Babama sürpriz yapmak üzere California'dan Paris'e gittim. Kapıda Fransızca adımı söyledim. 'Kızım' diyerek bana sarıldı. O günden sonra babamla iki yakın dost olduk. Bunlar hep kader..." diyerek babasıyla olan duygusal bir anısını anlattı.