İşte Hülya Koçyiğit'in o yazısı...
“Dünyayı hızla etkisi altına alan ve aylar sonra 11 Mart’ta ilk vakanın görülmesiyle ülkemizde de baş gösteren salgınla birlikte yaşadığımız bu zorlu süreçten dilerim tüm ‘insanlık’ alması gereken dersi çıkarır. Bu dönem, yaşanılan zorlukların hepsi, umarım hepimizin farkındalığını arttırmış ve kendimizle hesaplaşmamızı sağlamıştır.
Tarihler boyu insanın insana yaptığı onca kötülük ve vahşetin ardından umarım durup uzunca düşünme fırsatı bulmuş ve ‘neden’ diye başlayan sayısız sorularımıza cevaplar bulmuşuzdur.
Ülkelerin birbirilerine açtığı savaşlar neden? İnsanın insana ve doğaya yaptığı bu zulüm neden? Eninde sonunda, dünyayı iyilik kurtaracak ve kurtarıyor. İyilikle güzelleşecek her şey…
Gözle görülmeyen bir virüs tüm dünyaya bir mola verdirtmedi mi en nihayetinde? Düşünceleri süzgecimizden geçirmek için keşke bunlar olmasaydı, can savaşı verilmeseydi elbette; ama kimin ürettiği silahlar durdurabildi bu virüsü? Bu virüs güç dinlemedi, statü dinlemedi. Zaten herkesin paydası eşit değil mi? Bu süreçte, bir kez daha anladık ki, hiçbir ayrım gözetmeksizin, hepimiz aynı gökkuşağının farklı renkleriyiz. Aynı güzelliği oluşturmak için bir aradayız…
TEK BULAŞICI ‘İYİLİK’ OLMALI
Güzel ülkemin her bir ferdi bu noktada üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Bu zorlu süreci en iyi şekilde yöneten canım Türkiye’m ile ne kadar gurur duysak az. Övgüyle bahsedilen hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız, bir kez daha bu övgüleri ne kadar hak ettiklerini gösterdi. Sağlık sistemimiz, dayanışma ruhumuz, dünyaya uzattığımız el ile yine örnek olduk.
Ülkesinden uzak olan 60 bin insanını vatanına sağ salim getiren de Türkiye... Mevzu ‘insan sağlığı’ olunca 55 ülkeye elinden geldiğince yardım ulaştırmayı başaran da Türkiye… Bundan sonra, en büyük temennim insanlık üzerinde bulaşıcı olan tek şeyin ‘iyilik’ olması… Bu süreci atlatmamız için canı pahasına çalışan hekimlerimize ve tüm sağlık çalışanlarına ve devletimize borç biliyorum.”