TRT ekranların yayınlanan 1988 yılında izleyici ile buluşan "Uzaylı Zekiye" dizisi 10 bölüm yayınlanmasına rağmen Türk dizi tarihinin unutulmaz eserleri arasına adını yazdırdı. Uzaylı Zekiye dizinini senaristi ve başrol oyuncusu Seden Kızıltunç, Hürriyet'e özel açıklamalarda bulundu.
İstanbul'da okumaya başladığında tiyatrodaki ilk başrolünü aldığını anlatan Kızıltunç, "İstanbul'a geldiğimde babamın arkadaşı Anadolu Ajansı'nın müdürü Cavit Yamaç'la tanıştım. Beni Mücap Ofluoğlu'nun tiyatrosuna gönderdi ve 'Provaları izlersin' dedi. Orada Sabahattin Kudret Aksal'ın 'Tersine Dönen Şemsiye' oyunu oynanıyordu.
Çolpan İlhan, Altan Karındaş, Mücap Ofluoğlu gibi çok değerli oyuncular rol alıyordu. Ben de salonda bir köşede torpilli olarak prova izliyordum. Hala rolünü oynayacak Şevkiye May 'Bu yaşlı rolü neden bana veriyorsunuz' diyerek provaya gelmemişti. Mücap Bey, bana dönerek 'Siz rolü okur musunuz? Oyuncumuz gelmedi, prova aksamasın' diye sordu. Yazar Sabahattin Bey de oradaydı. Oyun ilk defa okunuyordu. Hala ve abisi konuşuyordu.
Ben halayı okurken bir anda sessizlik oldu ve 'Bu rolü siz oynar mısınız' dediler. Haklı olarak herkes birbirine baktı. Karşılarındaki 18-19 yaşlarında çocuktu sonuçta. Hemen 'Oynarım' dedim, o kadar yüksek ki enerjim ve kendime güvenim... Ardından ilk kez seyirci karşısına çıktım. Annem de seyircilerin arasındayken yanındakiler diyor ki 'Kadın ne güzel oynadı', o da 'O kadın değil benim kızım' diyerek karşılık veriyor. Sahnedeki yaşlı bir kadını canlandırınca...
Ondan sonra Haldun Dormen, yeni bir tiyatro kurmuştu, ona dahil oldum. Dormen Tiyatrosu'nda Münir Özkul'la 'Generalin Aşkı' oyununda başrol oynadım. Tuncel Kurtiz, anlatırdı, Münir, 'Neden başrolleri Seden oynuyor' sorusuna şu yanıtı verirmiş, 'Çünkü onun kaderi bu.' Çok iyi oynayınca yıkılıyorsunuz, 'ben ne yapacağım bundan sonra' diyorsunuz. Allah'tan televizyon geldi, yeni bir oyuncak oldu."
"Uzaylı Zekiye" dizisinin günümüzde de konuşulmasından dolayı mutlu olduğunu ifade eden Kızıltunç, projeye sadece 10 bölüm tahammül edebildiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir dizinin böyle tutması için çok şeyin bir araya gelmesi lazım. Onun büyüsünün nedeni, konunun ilginç olması. Yönetmeni Oktay Pekmezoğlu da çok iyiydi. Onunla kafa kafaya verip esprileri sette pekiştirirdik. Bir de tabii kadromuz çok iyiydi. Münir Özkul babamı, Doğu Erkan benden gençti ama annemi oynuyordu. Saçlarımı bilerek öyle komik yapardık ki 40 yaşından büyük kadın küçük gibi algılansın. Hem yazardım hem oynardım hem de sabahlara kadar montajında kalırdım. Diziyi kaldırmadılar.
Ben, 10 bölüm zor tahammül ettim. 4 bölümün parasını vermediler, ne diye devam edeyeyim ki... Ruh sağlığım gitti. Şevkle çalışamıyordum. Sete gelip müdahale ediyorlardı. Çok yorucu çekimler oldu. Dedikodu da çoktu sette. O esas yıpratıcıydı. 'Uzaylı Zekiye'yi paramı vermeyen aynı yer yeniden çekmek istedi. 'Tabii neden olmasın, o zamanki ödemeyi ödesinler öyle' dedim ben de..."