Turkcell Platinum Black katkılarıyla gerçekleşen ALEM Talks Podcast'in konuğu, "Adı Aylin" oyunuyla sahneye dönecek olmanın heyecanını yaşayan Tuba Ünsal oldu. Ünsal, Ayşe Kulin'in aynı adlı romanından uyarlanan oyunu "Bu kitabın haklarını iki sene önce almıştım ve tiyatro sahnesine uyarlamak için çalışmalara başlamıştık. Ardından araya pandemi süreci girdi, şimdi tekrar devam ediyoruz. Aralık sonunda da sahneye çıkıyoruz'' sözleriyle anlattı.
BİR DÖNEM CESARETİM YOKTU
Karmaşık ve zor bir sektör içinde olduğunu dile getiren Ünsal, oyuncu olma kararının bilinçli bir seçim olmadığını söyledi. Ünsal mesleki yolculuğunu, "Aslında yaptığım iş çok bilinçli bir seçim değildi. Bazen düşünüyorum da hayli zor bir şey ve ben bunu çok güdüsel olarak başarmışım. Kendiyle övünen biri değilim ama bundan dolayı sırtımı sıvazlıyorum. Akıl sağlığını, ruh halini ve merkezini kaybetmeden onlarca yıl... Bu sektörün içinde her yıl varlık göstermek, maddesel olarak ya da içinde bulunduğun alanı da genişleterek ilerlemek gerçekten az insanın yapabildiği bir şey. Küçükken de hayalleri olan bir çocuktum; ardından hayallerini gerçekleştirmeye cesaret edemeyen bir oyunculuk süreci yaşadım. Hayallerimi gerçekleştirmek için cesareti yakaladığım andan itibaren de, her defasında kendimi başka bir noktada konumlandırarak ilerlemeye çalışıyorum'' sözleriyle dile getirdi.
TASAVVUFA İLGİ DUYUYORUM
Kişisel gelişime merakının uzun yıllar öncesine dayandığını dile getiren Ünsal, "İnsanoğlunu anlamak ve varlığını tanımakla ilgili müthiş bir çaba içindeydim. Meditasyon, mistisizm ile ilgilenmek, Doğu felsefesini, budizmi araştırmak.... Aşk acısı çektiğim bir dönemde tasavvufla ilgili bir podcast dinliyordum. Şöyle bir cümle geçti, 'Allah bu dünyada yanına yaklaştırmak istediğini, kalbine aşkı vermek istediğini, önce dünyevi aşkta yakarmış.' O andan itibaren duygularım değişmeye başladı. Yani tekamül sürecine girmeye başladım ve sonrasında çeşitli hocalardan podcast'ler dinlemeye başladım. Enteresan bir sürece girdim'' dedi.
EN BÜYÜK AŞKIM ÇOCUKLARIM
Tuba Ünsal, "Özel hayatımda birinin olmaması bu süreçte iyi geliyor. Çok güzel arkadaşlarım var. Bütün coşkuyu, aşkı çocuklarımla yaşamak... Bunlar benim için yeni alanlar ama sevdiğim bir sistem oldu'' dedi ve yalnız kalma ihtiyacı içinde olduğunu da şu sözlerle anlattı: "Kendine duyduğun sevgiyi artırdığın zaman hayatın her alanından keyif alıyorsun ve sadece âşık olmak için aşkın içinde olmak yetmiyor. Çünkü o zaman yanlış insanlara çekilebiliyorsun, başını her okşayanı ilahi aşk olarak büyütebiliyorsun. Ama aslında o prensin kurbağa olduğunu görebiliyorsun. Bunu anlayabilmek için de gerçekten yalnızlığınla barışmak, bir süre yalnız kalmak, ihtiyaçtan değil tam olan bir insanın hayatına çekilmesi gerek."
ÇEVRE AKTİVİSTİ ÇABASI
Tuba Ünsal, çevreyle ilgili çalışmaları hakkında şunları söyledi: "Küresel ısınmanın, hayatımda üstü ezilmiş bir cümle olmasındansa herkesin doğa için bir şey yapma ihtiyacında olmasını sağlamak, bunun üstüne düşmeye ve çevre aktivisti olmaya çalışıyorum.'' Ünsal, günlük hayatında karbon ayak izini azaltmak için düzenlediği alışkanlıklarına da değindi: "Ben artık asla plastik poşetle alışverişe gitmiyorum. Günlük hayatta tek kullanımlık plastikleri mümkün mertebe kullanmıyorum. Evimizde kompost yapıyoruz, kendi gübremizi oluşturuyoruz. Daha az tüketmeye çalışıyorum, ikinci el kıyafet kullanmaya başladım.