Acun Ilıcalı'nın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği Survivor 2021 Ünlüler-Gönüllüler yarışması heyecanını artırarak yeni bölümleri ile izleyici karşısına çıkmaya devam ediyor. Survivor 2021 Gönüllüler takımının en popüler isimlerinden olan Sultan Reşat Hacıahmetoğlu hayatına dair özel açıklamalarda bulundu.
Sosyal medya ile tanışmasını anlatan Survivor Reşat özel hayatıyla ilgili şunları söyledi: '2013'ün sonlarına doğru sosyal medyayla buluştum. Annem, ben ve babam tarlaya gittik. Kesilmiş çayın içinde bir dal gördüm. 'Ben bunu neden kesmedim?' dedim. Onu keserken makinenin silindiri sol ayağıma saplandı. Yaklaşık yedi ay sürüyemedim.
Kendimi eve kapattım ama hiçbir zaman isyan etmedim, hep Allah'a dua ettim. Nizamettin diye bir arkadaşım eve geldi, 'Instagram diye bir uygulama var, baksana' dedi. Biraz kurcaladım, hoşuma da gitti. Küçükken komiklikler de yapıyordum...
Çocukluktan beri babaannemle büyüdüm. Okul biterdi, üç ay yaylada kalırdık. Burada burnum soyulunca, aynı çocukluğumdaki gibi oldum. 1-2 video attım, yavaş yavaş takipçi artmaya başladım. Biraz daha geliştirdim kendini, o süreçte ayağım da iyileşti...
Yaylada karın üstünde büyük çöp poşetiyle kayarken hatıra kalsın diye görüntümü kaydettim. Arkadaşlarıma izlettim, gülmeye başladılar. Saat 10, videoyu paylaştım. Sabah kalktım, yer yerinden oynuyor. O kadar takipçi gelmiş 'ya ne oldu?' diyorum. Millet yanıma koşup fotoğraf paylaşıyor.
Derdi veren Allah dermanı da veriyor. Ayağımın sakatlığında çok iyi bir moral oldu. Oturdum, babaannemle senaryo yazmaya başladım. O da hayatta olsaydı da keşke bu anlarımı görseydi. Mekanı cennet olsun. 10 Haziran 2020'de rahmetli olduktan sonra video işlerine ara verdim...
En son buraya gelmeden önce telefonda fotoğrafına baktım. Babaannemin değerini anlatamam. Babaannem gibi beni büyüten hiç olmadı. Vefat ettikten sonra ailemle yaşadığım binadan da ayrıldım. Babaannemin kendine has bir kokusu var, o koku vurduğu zaman çok tuhaf oluyordum. Ağlamak ayıp değil, özlemek ayıp değil...
Varlığında değerini bilmediğiniz insanların yokluğuna kimse yalandan üzülmesin. O işleri geçin. Varlığında değerini bilin. Ne gerek var birbirini kırmaya, haydi gidelim yirmağa.'