Binin üzerinde bestenin, 36 filmde başrolün, 50 yıldır dillere dolanan yüzlerce şarkının sahibi Orhan Gencebay, Lacivert dergisine konuştu. 1960'lardan bugüne dek gelen tüm nesillere hitap eden ve hemen herkesin hatıralarında izler bırakan Gencebay'la, Orhanizm felsefesini anlamak için Bodrum'da bir araya geldik... İşte Orhan Baba'nın anlattıkları...
* II. Dünya Savaşı muazzam acıdır, o günlerde çocuk olanlar 1960'lı yıllarda büyüdüler. O büyüyen çocuklar sorgulamaya başladılar: "Savaş korkunç bir şey çünkü ailelerimizi bizden aldı." O yüzden hippiler "Savaş yapma, aşk yap" der. Özgürce düşünerek insanların mutluluğuna, özgürlüklerine saygı duydular.
'FERDİ BENİM KARDEŞİM'
* Bazı insanlar gibi eski günlere özlem duymuyorum, 'Nerede o eski günler' demiyorum. Olması gereken oluyor diyorum. Bu kâinatın ilahi bir adaleti. Yalnızca dini olarak değil, bu kâinatın ilahi sistemi doğruluk, güzellik, iyilik, estetik, adalet ve paylaşmaya yöneliktir. Yaradan'ın yarattığı kainat muhteşemdir. Kötü bir şey yoktur. Biz insan olarak olması gereken üniteyiz burada. Bilgi mutlaktır, mutlak tektir, tek birdir, bir de Allah'tır. Yaradan onunla bütünleşir. Biz ne kadar öğrensek de her zaman bir eksiğimiz olacağı için tam değiliz.
* Ben sadece sevgi ve aşk şarkıları yazmıyorum, yaşamla ilgili olması gerekenleri melodiye aktarıyor, bu şekilde felsefe yapmaya gayret ediyorum. Benim bu düşüncelerime bazı arkadaşlar Orhanizm diyorlar. Ben illahi adaletin içindeki değerlere sadık kalarak anlatıyorum. Onlar; sevgi, saygı, güzellik, doğru, estetik, adalet, paylaşmak... Bunlar hiçbir zaman eskimeyecek, ilahi adaletin özünü oluşturan değerler. Tüm bu kurgu Yaradan'ın kurgusudur. Tamamen bilmemiz mümkün değil ama anlamaya çabalamalıyız.
'BAŞKAN ERDOĞAN DOĞRU YOLDA'
* Biz Türkiye olarak çeşitli olaylar yaşadık ve hâlâ da yaşıyoruz. Toplumumuzun sağduyusu sağlam. Binlerce yıldır buradayız ve bu güzellikler sayesinde varlığımızı sürdürebildik. Ülke olarak en büyük kazançlarımızdan biri, aile toplumu olmamız. Bizde vatan kavramı çok güçlü... Vatan demek, aile demektir. Ne kadar bazı şeyler bozulmaya çalışılsa da bu değerler bizi koruyacak, büyük ve güçlü bir ülke olarak kalacağız. Suriye, Irak, Bosna, Kafkaslar... Buralarda bizim bakiyelerimiz var. Onlara tabii ki sahip çıkmalıyız. Onlar bir zamanlar hegemonyamız içinde varlıklarını bize bağımlı olarak da sürdürdüler. Şu anki politika çok doğru. Türkiye'nin de güvenliği söz konusu. Ben vatandaşım ama yapılanı da görüyorum. Böyle olması lazımdır. Başkanımız doğru yolda.
* Benim dedem I. Dünya Savaşı'nda 14.5 yıl savaşmış ülkemiz için. Yunanlılara esir düşmüş. Yunanlılar esir diyetine 10 kuruş demişler. Babaannem 10 kuruşu bulup da verememiş. Biz bunları yaşadık ama insanlar o zamanlar mutluydu ve komşusuna da şartlar ne olursa olsun sahip çıkıyordu. Bu değerleri kaybetmememiz lazım. Biz hâlâ aile toplumu olarak yaşadığımız için çok güçlüyüz.
'YARADAN'A TESLİM OLMUŞ BİRİYİM'
* Çocukluğumuzdan beri öğrenmeye çalıştığım bazı konular vardı ve öğrendikten sonra beni güçlendirdiler. Mevlâna der ki; "Allah ile bir olana ölüm de ömür de hoş gelir". Yaradan'a teslim olan, biat eden biriyim. O ne derse o olur, her zaman da her şeye hazırım. Böyle bakınca yaşamın değerlerini daha iyi görüyor insan. Öfkelenmiyorsunuz. Yaradan ne yaratıyorsa mükemmel yaratmış. Biz bilmeden bozuyoruz onları. Bunu görüyorum. 'O' bana büyük sakinlik katıyor.
'52 YAŞINDAKİ SAZIM EN BÜYÜK SIRDAŞIM'
* Sazım Orhan Baba 52 yaşında. Bir de kardeşi tambura sazım var, o da hep başucumda durur. Neredeyse bütün bestelerimi bu divan sazında yaptım. Onunla öylesine bütünleştik. Tınısı beni çok etkiler. O benim en büyük sırdaşım.
SABAH