“Toprak, aidiyet o kadar önemli şeyler ki.. Hepimiz aynı güneşe uyanırken zamanla parçalara bölündük.. Ama parçalara bölünmeden önce bireyden birlik olduğunu unutuyor insan… Asıl konu bir annenin bir babanın ocağına düşmüş evlat acısı, kurduğumuz bütün düzeni alt üst ediyor. O evladın son nefesini düşünmek, politikanın çok ötesinde bir düşünce sokuyor insanların zihinlerine.. Acı.. insanı olgunlaştırır derler.. Ama evlat acısı yaşarken ölmek demektir.. Ve bunu ölçer bir siyasi ideoloji yoktur. Vatan bizim, toprağı yatağımız..
Dostça gelene kapımız açık, yağma isteyene doğa kanunları ama bilgisayar oyunu gibi çaresizce dünyada ölümler izlemek değildir adapte olmamız gereken.. güne uyanacağımız, severek üreteceğimiz, arsızca tüketmeyeceğimiz, saygıyla koruyacağımız ve aşkla üreyip büyüteceğimiz bir dünya diliyorum her şeye rağmen ya da deniyorum.. Şehitlerimize rahmet, ailelerine bir dağın sabrını diliyorum. Dünyayı bu hale getiren tüm oluşumlar bir annenin gözünden akan bir damla yaşın vebalini ödeyemez… Başımız sağ olsun.”