Muhsine Merve Samıt
Metin Akpınar'ın ikiz kızlarından olan Duygu Nebioğlu Kanal D'de ekrana getirilen Neler Oluyor Hayatta programına konuk oldu. Yaşadıklarını anlatan Duygu Nebioğlu, babasının Metin Akpınar oğlunu nasıl öğrendiğini de anlattı. Kendilerini evlat edinen Nebioğlu ailesini yere göğe sığdıramayan Sevgi Nebioğlu, tüm akrabalarının da kendilerini bağırlarına bastığını da açıkladı. Duygu, evlatlık olduklarını öğrenme sürecini ve sonrasında yaşananları şu sözlerle anlattı:
"10 yaşındayken doktor kontörlünde 'Siz evlatlıksınız' diyorlar ve sizin anneniz ile babanız trafik kazasında ölmüş diyorlar. Böyle bir senaryolar da var. Sorgulamaya başlayınca hatırlamalar başladı. Çocuk esirgeme dönemini hatırlamaya başladım. Belli bir yerde hep kapalı tutulduk ve çok karanlıktı. Ben hala karanlıktan korkarım ve psikolojim bozulduğundan ışıkları açarım. Borumda tutulurduk üstümüz ıslak dayak yedik." dedi.
Açıklamalarına devam eden, Duygu, "Kolejlerde okuduk orada arkadaşlarımız 'Ananız belli değil babanız belli değil' demeye başladı. Babam bize evlatlık olduğumuzu öğrenmemizin ardından sanayiye götürdü ve oradaki hayatları da gösterdi. Annem köy okulunda öğretmendi orayı da gördüm. Bana iki seçenek sunuldu ya devlet okulu ya da kolejde devam edecektim. Yurt döneminde büyük travmalar yaşamış insanım koleji istemedim. Orada dışlanıyorduk ikiz kardeşimle" diyerek yaşadığı zor günleri de dile getirdi.
Metin Akpınar'ın babası olduğunu nasıl öğrendiğinde de bahseden Duygu, şunları söyledi: "Gerçek dayımla görüşmek istedim. Engellemek isteseler de Cumhur dayıma ulaştım, gittim. Beni çok iyi karşıladılar.
Ben herkesi tek başıma buldum. Kimse bana 'Annen baban bu' demedi. Biz kardeşimle ikimizi Zeki Alasya ve Metin Akpınar'a çok benzetirdik. Annem, arada babamızın adını 'Metin' diye ağzından kaçırdı. Metin Akpınar, 4 aylıkken zaten annemin hamile olduğunu biliyordu.
İlk olarak korumasına ulaştım. 'Metin beye söyleyemem' ve reddetme dönemi başladı. Benim ne kadar çok benzediğimi koruması anlatıyor. 'Bu kız doğruyu söylüyor olabilir' diyor. Ben ısrar ettim korumasına görüşmek için. Annem zaten terk etmiş ondan da dinlemem lazım. Sonrasında bana sadece 1 dakikasını ayırdı. TRT'deki programın bitmesinden sonra tanışırız sandım. Bana vakit ayıracağını düşündüm. Metin Akpınar, 'Hanım efendiciğim neden yüzünüz asıktı?' dedi bana. Resim çektirdi ve arkasını dönüp gitti. Biz 1 buçuk saat, 24 Ocak gecesi kar yağarken bekledik. Arkadaşım gidelim dedi. O zamanlar 21 yaşındaydım...
Ben görüşmek için inat etti. Koruması aracılığıyla vaatler dönemi başladı. 14 sene boyunca stratejik olarak hareket etti. 5 sene sonra Zeynep Alasya'yı arayıp korkuttuğum için 'Ya benimle görüşürsünüz, ya da dava açarım' dedim. Benimle basınla alakam yok. Mecbur kaldıkları için Antalya'da bir otelde görüştürdüler. 12 saat boyunca oturduk. Annemle tanışmasını anlattı. Kesinlikle 'Akpınar' soyadını taşımayacağım benim soyadım 'Nebioğlu'dur. Yalanlar söyleyen bir insanın soyadını taşımayacağım. Ben buradan çıktıktan sonra Nebioğlu ailesinin yanına dönmek istiyorum.
Bir günlük hikaye denmiş... Bu kadar basit olmamalı. Ki bir günlük değildi de... Annem anlattı. Trafik kazası gibi bir olay olmuş. Metin Akpınar hemen hastaneye götürüyor ve orada bir tanışma süreci yaşanıyor.
Toplum içerisinde kendi karısını korurken bizi korumuyor. Bu süreçte 14 yıl boyunca bu durumu çok iyi idare etti, güzel oyunculuktu... Eşiyle muhatap olmak zorunda kaldım ve kötü davrandı bana. İlk zamanlar çok güzeldi...
Bu arada bu yaptırdığım üçüncü DNA testi. Dava sürecinden önce de yaptırdım. Birinci saç telimi Marmaris'te Metin Akpınar aldı. Ama sonrasında yapılanları inkar ederek yalan söyledi. DNA testinin ardından cuzzi bir miktar para akışı oldu.
Eşiyle tanışmadan önce başak avukatım vardı. Biz tekrardan Marmaris'e gitmeden önce testi yapalım diye istişare ettik. Orada bir ertelendi. 'Duygu test vermek istemedi' gibi bir şey söylüyor. Ben neden öyle bir şey yapayım? Medya ve basın duymasın diye bunu yapmak istemedi.
Kendisinin evinde 2 günlük kaldım, kendimi katılmış gibi hissettim. Ben o günleri yaşayacağımı bilseydim gitmezdim. Test yapılıp sonucu alınmıştı. Aylık olarak ödediği parayı çalışanın hesabından gönderdi. Eşi kötü davranmaya başladı. Bana 'Metin abin üzerinden prim mi yapacaksın? Neden annene gitmiyorsun da Metin abine geliyorsun' demeye başladı. Metin Akpınar, karısı yanında yokken benimle rahat konuşuyor.
Benim dayımın ve Zeki Alasya'nın Ahmet adındaki ortak arkadaşı onlara ulaştı. Zeki Alasya diyor ki 'Hakkını arasın çünkü Duygu'nun hakkını vermeyecek' dedi. Ben Zeki Alasya'nın söylediklerini dikkate almadım. Hep 'babam, babam, babam' dedim. Ben tüm söylenmesi gereken her şeyi ona söyledim. Ona çağrıda bulundum 'Gel beni bağrına bas' dedim. Hani? yok öyle bir şey..." dedi.