Turkcell Platinum Black katkılarıyla gerçekleşen ALEM Talks Podcast'in konuğu Tansel Öngel oldu. 'Masumlar Apartmanı' dizisinin sezon finali yapmasıyla dinlenme sürecine geçtiğini belirten Öngel, yeni projelerinin de müjdesini verdi: "Set yeni bitti. Biraz dinlenmeye çalışıyorum. Yeni projeler var. 'Masumlar Apartmanı' dizisine devam ederken yapacağımız birkaç yeni projemiz olacak. Bu proje başlangıçlarını düşünmeye, dinlenmeye, evimde vakit geçirmeye çalışıyorum. Biraz özel hayatımı ihmal ettiğim için sevgilime vakit ayırmaya çalışıyorum."
MERAKLI BİR ÇOCUKLUK
Öğretmen anne, babanın çocuğu olan Tansel Öngel, çocukluk döneminde dikkat dağınıklığı yaşadığını ve herhangi bir şeye konsantre olmakta zorlandığını belirtti. Meslek seçiminde birçok seçeneği eledikten sonra oyuncu olmaya karar verdiğini belirten Öngel, "Laboratuvardan izin alıp, merceklerle kendime ilkel bir mikroskop yapıp, haftalarca sinek avlayıp, sineğin kanadının ayrıntılarını görmeye çalışıyordum. Topraktan solucan alıp, solucanları ortadan kesip, onları araştırıyordum. Bir dönem bilim adamı olmayı düşündüm sonra onun yeterli olmayacağını düşünerek kimyager olmaya karar verdim. Onun da yeterli olmayacağını düşününce zoolog olmaya karar verdim. Daha sonra bilim adamlığı iyi bir meslek ama müzisyenlik de iyi diye düşündüm. Çocukluğum aslında böyle geçti. Ablam halk oyunlarına yazıldı. Ben hem halk oyunlarına hem tiyatro kursuna yazıldım. Çünkü yetmiyordu bana. Sonra halk oyunları grubu bir şekilde dağıldı ama tiyatro devam etti'' sözleriyle o yıllarını anlattı.
SÖZ HAKKI SANATÇININ
Konservatuvar yıllarında birçok sanat disiplinin içinde eğitim aldığını söyleyen Öngel, o dönemin bugüne etkisini ise, "Tek bir zekanın ve beş aklın, bir akıldan daha üstün olmadığına inanıyorum. Sanatsal üretimde de tabii ki söz hakkının bir sanatçıya ait olması gerektiği kanaatindeyim. Fark ediyorum artık dünya tam da bizim o yıllarda hep beraber yapmak istediğimiz şeye evriliyor. Sahnede insanlar şarkı söylüyor, vücutlarını enstrüman gibi kullanıyor. Vücutlarıyla her şeyi anlatıyor. Söze hiç ihtiyaç yok. Dünyanın her tarafından oyuncu, akrobat, müzisyen bir araya gelip bir hikaye anlatıyor. Demek ki artık sanatın çoklu beslenmesinden bahsedebiliriz. İşte konservatuarın bana öğrettiği şey sanatların, bu disiplinlerin hiçbirinin birbirinden çok uzak olmadığı, ayrı olmadığı, bir araya gelince de mucizevi şeyler yaratılabileceği" sözleriyle dile getirdi.
SEVDİĞİM BİR KARAKTER
"Masumlar Apartmanı"nın sevilen Naci karakteriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Tansel Öngel, dizinin toplumda bozuk olan kişileri, psikolojileri ortaya çıkardığını anlattı: "Yolda yürürken benimle fotoğraf çektirirken 'Psikolojimizi bozdunuz' diyorlar. Onlara 'Psikolojinizi bozmadık. Hiç öyle bir şey yapmadık. Biz zaten bu kadar oyuncu, yazar, yönetmen bir araya gelsek, bunu beceremeyiz' diyorum. Toplumda bozuk olan birtakım kişileri, psikolojileri ortaya çıkardık. Toplumdaki bir şey yansıyor. O yansıyan şey ise gerçek. Bir kere Naci rolü yazılırken müthiş yazılmıştı, yazılıyor, yazılacak. Çok müthiş de bir proje ekibi var. Naci bütün bu insanların o güzel enerjisinin içinde, benim de kibirden gelen mütevazılığı kullanmadan yeteneğimi ortaya koyduğum sevdiğim bir karakter olarak seyirci tarafından çok beğenildi."
ŞAİRLER VAZGEÇİLMEZİM
Naci kadar edebiyata meraklı olduğunu söyleyen Öngel, öncesinde şiire sonrasında ise romana ilgi duyduğunu belirtti: "Naci kadar edebiyata meraklıydım. Daha doğrusu şiire meraklıydım daha sonra romana düştüm. İkinci Yeni'den sonra beni çok doyuran bir yeni şiir akımı zaten oluştu mu bilmiyorum. Olan şairleri de takip ettim. Benim için Şükrü Erbaş, Ahmet Telli vazgeçilmez. Turgut Uyar, Orhan Veli hepsi beni çok geliştiriyor."