MasterChef Türkiye yarışmasındaki başarılı performansıyla seyircinin dikkatini çeken ve hem MasterChef 2022 ve MasterChef All Star'da dereceler elde eden Kıvanç Karadeniz, mutfak serüvenini anlattı. Aksam.com.tr'den Hüsna Köşger'in sorularını yanıtlayan ve "MasterChef'e isim yapmak için çıkmadığını" belirten Kıvanç Karadeniz, meslek yolculuğunu ve hayallerini paylaştı.
Mutfakla tanışma hikayeniz nasıl başladı, sizi tezgah arkasına yönlendiren itici güç ne oldu?
Hikayem tamamen daha önce seçmiş olduğum mühendislik mesleğinde mutlu olmamamla başlıyor. En başından beri hayalim güzel sanatlar ve gastronomiydi. Yıllar içerisinde; mühendisliğin çok bana göre olmayacağını, insanlarla daha çok sosyal iletişim halinde olabileceğim bir meslek istediğimi fark ettim. Mühendislik defterini kapatıp İstanbul'da bir yemek akademisinde aşçılığa başladım.
Aslında sizin durumunuz bir yerde adanmışlık öyküsü... MasterChef'e katılmak için o dönemki işinizden ayrılıyorsunuz. Hayatta her zaman bu kadar keskin vazgeçişleriniz var mı yoksa bu sadece, mutfağa özgü alınmış bir cesaret miydi?
Hayatta her zaman keskin vazgeçişlerim var. Eğer bulunduğum ortamda kendimi artık mutlu hissetmiyorsam asla hayatı akışına bırakmam, hemen reaksiyon veririm. Bir karar alır ve devam ederim çünkü insanlar mutsuz olmaya başladıkları an aslında çırpınarak uzun yıllar kaybetmeye başlıyorlar. Hayatta hiçbir şey için geç değil, her şey için vakit var daha hızlı karar vermek lazım. 25 yaşında bu mesleğe girdim, 33 yaşındayım... 8 yılda iyi ve kötü güzel bir yerlere geldim. Tamamen 25 yaşından sonra kendimi adadım, MasterChef'e katılmadan 8 ay önce işten ayrıldım. Katılacağıma yüzde yüz inanıyordum, başvuru dahi yapmamıştım ama 8 ay önce işten çıkıp kendimi dinlendirip sosyal hayatımı biraz daha kuvvetlendirip farklı restoranlarda tadım yaparak kendimi yarışmaya hazırlamaya çalıştım. Tabii bu süreçte ailem, "ya olmazsa, çok güzel bir işinden olacaksın, işinden olma" gibi söylemlerde bulundular ama ben onları dinlemedim, 8 ay boyunca kendimi geliştirdim, kendime inandım ve yarışmaya başvurdum.
Ulusal ve uluslararası pek çok şefin önünde tabaklar hazırlayıp orada aslında bir Master Class eğitimi gördünüz. Yer aldığınız iki sezondan da dereceyle, başarıyla ayrıldınız. Peki yarışmaya katılma sürecinde; buradan dereceyle ayrılacağım diyor muydunuz?
Yarışmaya katılmadan önce çok çekiniyordum, bazı korkularım ve sıkıntılarım vardı mesleki anlamda çünkü bir olumsuzluk, başarısızlık dahilinde kariyerime zede gelir diye korktum ama yarışmaya katıldığım andan itibaren ''şampiyon'' olacağıma inanıyordum. Yarıştığım süre zarfında derece alacağıma, şampiyon olacağıma % 100 inanıyordum. Zaten en başından bunların olacağına inanmasam, başarısız olacağım yarışmaya girmem çünkü ekran önüne isim yapmak için çıkmadım. Bu yarışmaya ''şampiyon ''olmak için çıktım ve kendime güveniyordum.
Yarışmada mücadele eden bir isim gözüyle değerlendirmenizi istesem; MasterChef'in başarısının temel sebebi nedir sizce?
Bundan beş yıl öncesine kadar annelerimiz, teyzelerimiz, yemek yapmayı seven insanlar bildiği şeyleri yapmaya devam ediyorlardı fakat MasterChef yarışmasıyla beraber; ülkemizin mutfağının ne kadar geniş olduğunu, bölge bölge mutfakların ayrı olduğunu, dünya mutfağının ve tatlı ile tuzluların ne kadar farklı olduğunu izleyerek görmeye ve denemeye başladılar. Denemeleri onları mutlu etmeye başladı ve mutlu oldukça da daha çok bağlanmaya başladılar. MasterChef'in başarısı aslında tamamen yemek bilgisi, reality şov olması ve insanlara bir şeyler katarken aynı zamanda eğlendirmesi... Bu yüzden çok başarılı bir format oldu.
Mühendislik Fakültesi'ni kazandığınız bilgisine sahibim. Bu da sizin analitik ve matematiksel düşünceye hakim olduğunuzu gösteriyor. Tabaklarınızı çıkarırken bu yönünüzün sizde bir etkisi oluyor mu?
Mühendislik bilgisinin gastronomi alanında çok bir etkisinin olduğunu düşünmüyorum ama şunu düşünüyorum: sayısal ve analitik zekanın, analitik düşünmenin mesleki anlamda aşçılıkta çok büyük bir yer edindiğinin farkındayım. Sayısal anlamda başarılı olan erkekler bu yüzden mutfakta daha çok başarılı oluyorlar. Çünkü bir ürünün pişme derecesi, ısısı, kontrolü bunların hepsi bir fizik, kimya, matematikle eş oranda. Bir restoran yönetmek, ürün reçetesi yazmak bizim işimizin, mutfağın her alanında... Matematik, fizik, kimya gibi alanlar var. O yüzden tabii ki mühendis olmamın veya sayısal zekamın daha çok gelişmesinin, aşçılık anlamında ilerlemememde çok büyük pay sahibi olduğunu söyleyebilirim meslekten ziyade.
Bir açıklamanız var. "Önce bileğimi sonra kişiliğimi insanlara göstermek istedim. Bu sektöre yeni girecek insanlara ilham olmak isterim. Ben bu yolları çok geçtim kazanmak istiyorum."
Bu sözünüzü değerlendirmenizi istiyorum; hedefinize ulaştınız mı ya da ulaşmaya başladınız mı sizce?
Yarışmada şeflerin önüne çıktığımda bu cümleyi kurdum, önce bileğimi sonra kişiliğimi göstermek istiyorum diye, Bu mesleğe yeni girecek insanlara da ilham olmak istiyorum dedim çünkü kesinlikle hedefime öncelikle ulaştım, yarışmayı hiçbir zaman bir şov business olarak görmedim, orayı tamamen profesyonel bir meslek olarak gördüm. Bu yüzden yarışmaya tamamen öz benliğimle, kişiliğimi ve dürüstlüğümü yansıttım. Aynı zamanda bileğim derken mesleğimi, aşçılığımı ve şefliğimi gösterdim. İnsanların beni tamamen önce kişiliğimle sonra mesleğimle değerlendirmesini istedim ve her ikisinde de izleyenlerden çok iyi bir geçerli not aldığımı düşünüyorum. Bu hedefime ulaştım. Yeni başlayacak çocuklara ve gençlere de doğru örnek olduğumu, en azından yarıştığım iki yıl boyunca gerçekten dürüst ve kişilikli bir şekilde yarıştığımı düşünüyorum.
Bu alanda size ilham olan bir isim oldu mu peki?
Eski şefim Burçak Kazdal... Beni yetiştiren bir kadın şefti. Benim için çok değerlidir. Hayatımda bazı yerlere gelmemde yardımcı olacak bir isim varsa; Burçak Şef'tir. Her zaman ilham kaynağım o oldu . Bir kadın şef eğitti beni, ondan çok şey öğrendim, o beni bazı konularda çok geliştirdi ve hem restorancılık hem şeflik anlamında ilham kaynağım oldu diyebilirim.
Sosyal medyayı pek çok isim, çalışmalarını daha geniş kitlelere duyurabilmek adına kullanmayı seçiyor. Peki Kıvanç Karadeniz için sosyal medyanın tanımı ne?
Sosyal medya aslında bizim için çok önemli ama ben sosyal medyayı çok kalıcı görmüyorum, o yüzden de sosyal medyada beni sevenler takip edenler bilir; ben çok herkesin yapmaya alıştığı, alışagelmiş tarifler çekmiyorum. Sadece sosyal medyayı beni sevenlerle, ailemle bir iletişim aracı olarak görüyorum ve bir sosyal CV olarak görüyorum. Şu an günümüzde hem sosyal anlamda hem kültürel anlamda hem de mesleki anlamda insanlara kendimizi gösterebileceğimiz bir resimli CV olarak, bir pano olarak görüyorum. Onun dışında sosyal medyaya çok büyük bir bel bağlamıyorum, hayatımın hiçbir zaman net bir anlamda bir parçası olmadı. Yemek videoları çekmeyi seviyorum ama ciddi videolar çekmeyi seviyorum; ufak tarif videoları çekmeyi sevmiyorum. Dediğim gibi bu benim için sadece bir buluşma mekanizması diyebilirim."
Geleceğe dönük bir hayal kursanız; kendinizi nerede ve nasıl bir konumda görmeyi dilersiniz? Ve tabii ona ne söylemek isterdiniz?
Gelecekteki Kıvanç'a şunu söyleyebilirim; asla kimseden korkma, çalışmaktan vazgeçme. Gelecekteki hayalimle ilgili de şunu söyleyebilirim; bir tane daha restoran açmak istiyorum, çünkü deniz mahsulleriyle ilgili çok iyi olduğumu düşünüyorum, sevenlerimi de bir deniz konsepti ile birleştirmek istiyorum. İlk açtığım restoran Yirmi İstanbul, ikinci restoranımın deniz mahsulleri olmasını istiyorum. Güzel bir akademi kurmak istiyorum, bu benim hayalim bu benim aslında en başında söylediğim hedefimdi. Güzel bir yemek akademisi kurmak ve mesleğe yeni başlayacaklara doğru şekilde öncelik tanımak istiyorum ve eğitmen şeflik yapmak istiyorum.