Seren Serengil 34 bedenin altına düştü, çocuk reyonundan giyiniyor!

Geçirdiği operasyon nedeniyle hızla kilo veren ve 46 kiloya kadar düşen Seren Serengil, ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz günlerde Dumping Sendromu hastalığına yakalandığı ortaya çıkan ve ''Ameliyat olmazsam yaza çıkmazmışım'' diyen Seren Serengil'den yeni haber var. Seren Serengil sağlık durumu hakkında merak edilenleri Hürriyet'e verdiği röportajda anlattı...

Seren Serengil zayıf olma uğruna geçirdiği ameliyat sonrası 70 kilodan 46 kiloya kadar düştü. Serengil, "Kilo vermemi durduramıyoruz" demişti o zor günlerini anlattı. Aşırı zayıf hali ile hayranlarını endişeye düşüren ve '34 beden bile büyük geliyor. Çocuk reyonundan giyiniyorum' diyen Seren Serengil sağlık durumu hakkında merak edilenleri anlattı...

Zor günlerinde yanında olan arkadaşı Mustafa Tohma'dan gelen evlilik teklifine "evet" diyen Seren Serengil'den çok özel açıklamalar da geldi. Bu kez aşk değil huzur istediğini söyleyen, "Ben artık aşka küstüm" diyen Serengil'in hayatına dair merak edilenlerin tümünün yanıtı bu röportajda...

Geçirdiğin bir operasyon nedeniyle sürekli kilo kaybı yaşadığını açıkladın. Şimdi nasılsın, biraz toparlayabildin mi kendini?

- Teşekkür ederim. Aslında ilk kez 6 yıl önce mide ameliyatı geçirdim. O dönem gayet rahat ve sağlıklı şekilde kilo vermiştim.

Evet, çok da formda görünüyordun. İkinci kez operasyon geçirme fikri nereden çıktı o halde?

- Çocuk yapmak istedim. Bunun için bir seneye yakın süre hormon aldım. Hormon tedavisi yüzünden de verdiğim kiloların 15 kilo kadarı geri geldi. Ama maalesef ani stres sonucu düşük yaptım. O süreçte evden dışarı çıkmadım. Sabahtan akşama kadar çikolata yiyor, kola içiyordum. İkinci operasyon fikri de düşükten sonra gelişti. Bir an önce kilo vermek, işime konsantre olmak için bu kararı aldım.

Seni stres, kola ve çikolata yoldan çıkardı yani...

- Alkol ve sigara zaten kullanmıyorum. Ama benim de bir kötü huyum var, su içememek... 8 yaşındayken musluktan gelen paslı suyu gördüm, o gün bugündür su içmiyorum, iğreniyorum. Tabii su içmemek de kolay kilo alma sebebi...

Ve o sürecin sonunda ikinci operasyon kararı geldi.

- Evet. Gastrik bypass oldum. Bu son ameliyat çok yordu beni... Çok fazla kilo kaybettim, etmeye de devam ediyorum...

Sıfır beden olmak gibi bir takıntın mı var?

- Hayır...

Öyleyse...

- Televizyon yıldızıyım ve bedenimi, fiziğimi iyi, formda tutmak zorundayım. Biliyorsunuz, televizyon olduğunuz kilonun üstüne en az 5 kilo koyuyor bir de... Dolayısıyla benim 52 kilo olmam gerekiyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, 46 kiloya kadar düştüm.

Bu operasyonun riskleri hakkında önceden bilgin var mıydı?

- Operasyonun herkeste etkisi farklı... Ben farklı bir sendrom yaşadım. Her yemekten sonra başım dönüyor, midem bulanıyor, kusuyordum. Bunlar bana söylenmedi ama dediğim gibi herkeste de görülmüyor. Ben ise bütün etkilerini yaşıyorum. Yürürken düşüyorum, kaburgam en ufacık bir harekette çatlayabiliyor. Kemiklerde su kalmamış artık. Haddinden fazla zayıfladım.

Peki başlarda her şey istediğin gibi mi gidiyordu? Sonradan mı gelişti bu komplikasyonlar?

- Baştan beri yemeklerden sonra fenalaşma vardı. Geçecek sandım. Kilo veriyordum ama normal seyirdeydi. Fakat son 2 ayda hızla zayıflamaya başladım. Şu an 34 beden bile büyük geliyor. En son çocuk reyonundan pantolon aldım!

Bir şeylerin ters gittiğini tam olarak ne zaman anladın?

- Bir şeylerin ters gittiğini düşmeye başlayınca anladım. Yürürken bir anda düşüyordum. Solunum problemi de başladı. Bunun üzerine beni hastaneye götürdüler. 13 ayrı ilaç, haftada 3 kere serum, bir de bacağımdan iğne oluyorum...

Bu ani ve önlenemeyen kilo kaybının ne gibi riskleri var?

- Çoklu organ yetmezliği, kalp krizi...

Serum ve ilaçlar etkisini göstermeye başladı mı? Şu an kaç kilosun, kaç kiloya çıkman gerekiyor?

- Haftada 3 gün hastanedeyim. Şu an daha iyiyim ama kilo aynı hâlâ, 46... 51’e çıksam iyi olur.

Tedavi etkiyi göstermezse ne olacak? Yeniden operasyon zorunluluğu gibi bir risk var mı?

- Var ve zor bir ameliyat bu... Bir terslik olması durumunda aylarca yoğun bakımda kalabiliyormuşsun. Ben köpeklerimden o kadar ayrı kalamam, inşallah o operasyonu geçirmek zorunda kalmam.

Yaşadığın bu olay, yaşama bakış açını değiştirdi mi?

- Ben kiloları hep çocuk yapma arzusundan dolayı aldım. Hep kötü sonuçlar olduğundan psikolojim uzun süreli diyetler yapmaya müsait değildi. Kısa yoldan kurtulup bir an önce hayatıma kaldığım yerden devam etmek istedim. Oysa sağlık bütün bu kaygılardan çok daha önemliymiş. Şu an zayıfım ama tadını çıkaramıyorum, sağlıklı değilim şu an...

Biraz da güzel şeylerden bahsedelim. Birkaç gün önce evlilik kararı aldığını açıkladın...

- Şöyle söyleyeyim, “bir daha evlenmem” diye düşündüğüm bir dönemden Tohma ile beraber geçtik. Çok yakın arkadaş olduk. Aile terbiyesi almış, nezaketli, çok düzgün bir çocuk. Başımda erkek yok ve bu o kadar zor bir şey ki... Evimden tekneme, ameliyat sonrası refakatçiliğimden ilaçlarıma, psikolojime o kadar çok şeyimle uğraştı ki... Tabii sevgi ve saygımı kazandı. Ama hep arkadaş olarak baktım.

Önce kimin duyguları değişti?

- Tohma kısa zaman önce bana açıldı. Bense kendimi bir ilişkiye hazır hissetmediğimden, böyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledim. Bir daha da konuyu açmadı. Sabretti, eli elime bile değmedi. Etrafım çok baskı yaptı çünkü onun kişiliğine, saygısına, efendiliğine şahit oldular. O da bana “Ben zaten seninle sevgili olmak istemiyorum. Ne zaman hazırsan evlenmek isterim” dedi.

Yakın arkadaşından böyle bir teklif bekliyor muydun?

- Beklemiyordum. Bu konudaki fikrim netti ve bunu biliyordu. Ama belki de yaşantımı, ev hayatımı, aile birliğine verdiğim önemi gördükçe beni bu konuda ikna edeceğini düşündü. Çok çaba sarf etti, çok sabretti. Her gün beraberdik ama beraber değildik.

Bu kez âşık olmadan, dostluk ve anlayışın cazibesiyle nikâh masasına oturacağınızı açıkladın. Peki ya müstakbel eşin... O sana âşık mı? Gerçi pes etmeyip evliliğe ikna ettiğine göre...

- Âşık (gülüyor). Üstüme titriyor. Duyguları hep netti ama hiçbir zaman beni konuşarak, duygularını belli ederek, hatta ima ederek bile rahatsız etmedi. Her kötü anımda, erkeğin halletmesi gereken işimde koştu. Bahçemde hiç oturmazdım, rahat rahat oturayım diye bahçemi yaptırdı. Bedenim iyileşsin diye her gün ilaçlarımı içirdi. Hastanelerde başımı bekledi. Ben de onu seviyorum, böyle bir insan sevilmez mi? Onu herkes seviyor, sevmeyeni yok. Sadece ben aşka küstüm. Aşk artık ilk önceliğim değil.

Önceliğin ne?

- Huzur... Anlayış... Bunlar olmazsa aşk olsa da bitiyor. Oysa huzur ve anlayış olduğunda aşk sonradan da gelebilir. Bu sefer ezber bozdum, kendimi dinlemeyeceğim.

Size bir ömür boyu mutluluklar diliyorum...

- Çok teşekkür ederim. Evlilik ya da boşanmak başarısızlık değildir. Herkes mutlu hissettiği için bu kararı alır, mutsuz hissettiğinde de ayrılabilir. Hayatımdaki insanlar benimle hep evlenmek istediler, bu son derece onur verici. Ben de bir insanın sevgilisi olmak yerine eşi olarak anılmayı kendime daha çok yakıştırıyorum.

Çok fazla sevenin var. Aralarında seni rol model gibi görenler de olabilir. Hemcinslerine, genç takipçilerine neler söylemek, ne mesaj vermek istersin?

- Türkiye’de çok eskiden beri belki de en çok örnek alınan, benzemeye çalışılan, yaptıkları yapılan rol modellerden biriyim. Bu anlamda kötü örnek olmaktan çok sıkıntılı ve üzgünüm. Ama kötü bir dönemden geçiyordum ve o halimden kurtulmak istedim. Az önce dediğim gibi uzun süreli diyetlere tahammülüm yoktu. Bir an önce geçmişteki tipimi, yaşadıklarımı, üstümdeki izlerini yok etmek istiyordum. Ama onlar sağlıklı ve yavaş yavaş beslenme yolunu seçsinler.

Evlilik teklifi nasıl geldi?

- Yemek yaptığım sırada mutfağa geldi. Makarnayı süzmek için ondan süzgeci istedim. Tam makarnayı süzgece dökerken “Benimle evlenir misin? Ama hazır hissettiğinde” dedi (Gülüyor). “Nereden çıktı bu şimdi?” diye karşılık verdim.

Ve...

- “Seni sevdiğimi biliyorsun. ‘Sevgili olmak bir şeyler yaşamak değil’ derdim, bunu da biliyorsun. Kaç aydır yan yanayız, bir saygısızlığım olmadı, onu da görüyorsun. Ama seni yalnız bırakamam. Çocuk gibisin, tek başınasın, ne ilacını içersin bensiz ne de sağlığına dikkat edersin. Gittiğimde hep aklım sende kalıyor. Bana müsaade edersen seni çok mutlu edeceğim seni. Yine zamanı sen belirle” dedi. Ben de “Tamam” dedim.

Eee, zamanı belirlediniz mi?

- Temmuz-ağustos... Daha tam bilemiyorum, sağlığım düzelsin de...

Seren Serengil'in hastalığı dumping sendromu belirtileri nelerdir? Dumping Sendromu nedir?

Seren Serengil'in sevgilisi Mustafa Rahman Tohma kimdir, ne iş yapıyor? Mustafa Tohma aslen nereli, kaç yaşında?