Hüner Coşkuner'in gerçek vasiyeti ortaya çıktı! Meğer 30 yıl önce vermiş

Usta sanatçı Hüner Coşkuner, kemik iliği kanseri nedeniyle 4 Şubat perşembe günü hayata gözlerini yumdu. 57 yaşında hayatını kaybeden Hüner Coşkuner, hem sanat dünyasını hem de sevenlerini yasa boğdu. Geçtiğimiz gün Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilen Hüner Coşkuner'in vasiyetinin yerine getirilmediğine dair haberler gündeme geldi. Sabiha Coşkuner çıkan haberlere yanıt verdi.

Klasik Türk müziği sanatçılarından Hüner Coşkuner, bir süredir kemik iliği kanseri tedavisi gördüğü hastanede 4 Şubat perşembe günü yaşamını yitirdi. Usta sanatçı geçtiğimiz gün düzenlenen cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.

Hüner Coşkuner'in vefat etmesinin bir arından bir televizyon programında 'Beni küpelerimle gömün' dediği görüntüler yeniden gündeme geldi. Vasiyetin gerçekleştirip gerçekleştirilmediği merak edilirken sözleri üzerine vasiyetinin yerine getirilip getirilmediği merak edilirken Sabiha Coşkuner, Sabah'a özel açıklamalarda bulundu.

Sabiha Coşkuner, 'İkiz kardeşimi kaybettim ben, canımın yarısı mezarda. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir an yaşıyorum. Çok üzgünüm... Beni küpelerimle gömün' bir vasiyet değildi. Aksesuarları çok seven bir insandı. Günlük hayatında olsun, sahne hayatında olsun, gece olsun gündüz olsun aksesuarsız çıkmazdı. Katıldığı o programda onu vurguladı. 'Beni ölünce aksesuarlarımla gömün' dedi. Ama bu bir espriydi. Hiç bizim dinimizde küpeyle yüzükle gömülmek var mı? Böyle bir şey yok.

HÜNER COŞKUNER'İN GERÇEK VASİYETİ ORTAYA ÇIKTI

Vasiyetini yerine getirdik. Ablamın yanında uyumak istedi. Bu vasiyeti hastalanmadan önce de söylerdi. Ablam 30 yıl önce vefat ettiğinde Hüner Hanım'ın yası 10 yıl sürdü. 10 yıl sahne yapmadı. O kadar düşkün o kadar bağlıydı ki, ablamın vefatı onu çok derinden sarstığı için vasiyeti 30 yıl önce vermişti.

'AİLEDEN SAKLADI'

Hastanede son 10 aydır hastalıkla mücadele ettiğimiz bu dönemde de 'Sen biliyorsun, sana söylediklerimi biliyorsun' diyordu. Vasiyet buydu. Bunun dışında başka vasiyeti yoktu. 95 yaşında bir annemiz var. Annemiz Karadeniz'de yaşıyordu. 'Annem ölüme yakın, ama benim kahrımla gitmesin' diye aileden sakladı. Uzakta yaşayan akrabalarımızdan da sakladık. 'Eğer bu hastalıktan kalkarsam yaşadığım bu süreci anlatacağım ve multipl miyelom hastalarına umut olacağım' dedi. Yani annemizi ve sevenlerinin üzülmemesiydi sebep.

Üçüncü nedene gelince de, 'Pandemi ortamında bana hastalık taşırlar, yoğunlaşırlar birbirlerine bulaştırırlar. Ben bunu da istemiyorum. Sessiz sakin derinden biz bu süreci yürütelim kardeşciğim' dedi. O ne isterse o oldu.

'ANNEMİZİN DİLİ TUTULDU'

Annemiz şok oldu, dili tutuldu. Hala da baygın yatıyor. Birçok kişiyi tanımıyor. Kardeşler de şokta. Bakmayın cenaze töreninde vazifemizi yaptık ama sonrası çok dokundu. Bütün aile ilaçlarla yaşıyoruz. Acımız çok büyük...' ifadelerini kullandı.