Gülben Ergen kaç yaşında, abisi kimdir? Çocukları ve hayatına dair bilinmeyenler!

Gülben Ergen Armağan Çağlayan'ın Youtube üzerinden yayınladığı programına konuk oldu. Yıllar önce vefat eden abisinin ölümünden bahseden ünlü sanatçı, duygusal anlar yaşadı. Abisinin ölümü için ''Çok gücüme giden bir acı'' diyen Gülben Ergen, hayatı hakkında bilinmeyenleri anlattı. Çocuklarının doğumunda yaşadığı sıkıntılara da değinen Ergen, samimi itiraflarda bulundu.

Ünlü şarkıcı Gülben Ergen, yakın arkadaşı Armağan Çağlayan'ın YouTube kanalında yayınlanan programına konuk oldu. Özel hayatıyla ilgili samimi itiraflarda bulunan şarkıcı; abisi Rıfat Ergen'in ölümü, ikiz çocuklarının 2 ay erken doğması ve annesinin huzurevinde yaşamasından bahsetti.

GÜLBEN ERGEN KAÇ YAŞINDA?

Gülben Ergen, 25 Ağustos 1972’de Kadıköy İstanbul’da doğdu. İlkokuldan sonra Erenköy Kız Lisesi'nde orta öğrenimini tamamlayan Ergen, lise öğrenimini ise Kadıköy Ticaret Lisesi'nde aldı. Ergen, 1987'de lise 2. sınıftayken katıldığı Sinema Yıldızı Yarışması'nda 2. seçildi. Hürriyet Gazetesi tarafından düzenlenen bu yarışma sayesinde tanınan bir yüz haline gelen Ergen, liseyi bitirdikten sonra mankenlik yapmaya başladı.

1988 yapımı Bülent Ersoy ve İsmet Özhan'ın başrolünde olduğu Samim Değer filmi Biz Ayrılamayız (Mine rolünde), Ergen'in ilk sinema filmi oldu. Yine 1988'de Kartal Tibet'in yönettiği ve Kenan Kalav'la birlikte oynadığı Deniz Yıldızı filminin ardından, Cüneyt Arkın ile Av (1989), Serdar Gökhan ve Eşref Kolçak'la birlikte ise Kanun Savaşçıları (1989) adlı filmler, 18'indeyken kendisinden beş yaş büyük ağabeyini trafik kazasında kaybeden Ergen'in oynadığı diğer filmler oldu.

Ergen, 1990'da Orhan Kemal'in ünlü eserini TRT ekranına taşıyan ve büyük beğeni toplayan Hanımın Çiftliği adlı dizi filmde; Erol Taş, İlknur Bozkurt ve Fikret Hakan'la birlikte rol aldı. 1991'de Osman F. Seden'in senaryosunu yazıp yönettiği ve Halide Edip Adıvar'ın eserinden uyarlanan Yol Palas Cinayeti, 1992'de ise yine Osman F. Seden imzalı İki Kız Kardeş adlı filmlerde, Aydan Şener'le birlikte kamera karşısına geçti. 1994'te ünlü Maksim Gazinosu'nda, İbrahim Tatlıses'in alt kadrosunda yer alan Gülben Ergen, aynı zamanda ünlü türkücünün Haydi Söyle adlı parçasının klibinde oynadı. Bunun ardından yine 1994'de Tatlıses'in başrolünde olduğu ve yönetmenliğini de üstlendiği 'Fırat' adlı dizide rol aldı. Ergen, bu dizinin çekimleri sırasında Fırat Nehri'nde geçen bir sahne sırasında kuvvetli akıntı nedeniyle çok zor anlar yaşadı.

Şarkıcılık konusunda da yeteneğini ortaya seren Ergen, 1997'de 'Merhaba' adlı ilk albümünü çıkardı. 1998'de cuma, cumartesi ve pazar günleri, Bostancı Gösteri Merkezi'nde Huysuz Virgin (namı diğer Seyfi Dursunoğlu) ile 'Castra Castra Show' adını verdikleri bir şov sergiledi. Televizyon izleyicileri için hazırladığı 'Gümbür Gümbür Gülbence' programı ile hayran kitlesini iyice arttıran Gülben Ergen'in atladığı önemli basamaklardan birisi de Kadir İnanır ile birlikte çevirdiği 'Marziye' isimli dizi oldu. Diziye de ismine veren Marziye karakterini canlandıran Ergen, 1998-2000 yılları boyunca televizyon izleyicisini ekrana kilitlemeyi başardı.

1999 yılında Avşa Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü başta olmak üzere birçok ödüle layık görülen Gülben Ergen, yıl biterken 'Kör Aşık' adlı ikinci albümünü piyasaya sürdü. 2000 yılında Haldun Dormen ve Kenan Işık ile birlikte 'Dadı' adlı dizide buluşan Ergen, 'Melek' isimli bir dadıyı canlandırdığı bu komedi dizisinde de başarısını gösterdi ve Magazin Gazetecileri Derneği, 9. Altın Objektif Ödülleri'nde 2000 yılının En İyi Kadın TV Yıldızı Ödülü'ne layık görüldü. Ergen aynı zamanda Altın Kelebek, 2000 yılının En İyi Kadın Oyuncusu Ödülü'nün de sahibi oldu.

2001'de genel yayın yönetmenliğini üstlendiği Gülbence isimli bir dergi çıkaran Ergen, 2003'de Ali Sürmeli, Yasemin Kozanoğlu ve Deniz Türkali ile birlikte başrollerini paylaştığı, yayını sadece 8 bölüm süren Hürrem Sultan adlı dizide rol aldı. Ünlü kanuni ve Türk müziği orkestra şefi Taşkın Sabah'la çalışmaya başlayan Ergen, son 4 albümünü de (Sade ve Sadece-2002, Uçacaksın-2005, 9+1 Fıkır Fıkır-2005 ve Gülben Ergen-2006) Sabah'ın müzik yönetmenliği eşliğinde hazırladı. Gülben Ergen, 2004 yılının eylül ayında 'Sultan's of the Dance' ve 'Anadolu Ateşi' adlı şovlarıyla adını duyuran ve Yılmaz Erdoğan'ın da kardeşi olan Mustafa Erdoğan ile evlendi. Aynı yıl Uçacaksın albümünü çıkaran Erdoğan, 2005 yılında Fıkır Fıkır adlı bir de single çıkardı.

GÜLBEN ERGEN'İN ÇOCUKLARI

2006 yılında kendi adını taşıyan Gülben Ergen albümünü çıkaran Ergen, aynı zamanda Gönül dizisinde oynamaya başlamıştır. 7 bölüm süren dizinin ardından, 18 Ocak 2007 tarihinde Atlas ismini verdikleri bir erkek çocuk dünyaya getirdi.

2008 yılının Mart ayında 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılacak olan Türkiye Millî Futbol Takımı için yazdığı Ege Çubukçu ile düet yaptığı Avrupa / Milli Takım adlı şarkının da bulunduğu, Aşk Hiç Bitmez adlı bir albüm çıkardı.

Ergen, gelirini Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na bağışlayacağı Gülben'den Masallar adlı bir kitap çıkardı. 2009 yılında sürpriz bir şekilde ikiz bebek annesi olacağını öğrendi ve ikizlerini dünyaya getirdi. İkizlerine Mustafa Ares ve Güney adlarını verdi. Gülben Ergen 2004 yılında evlendiği Mustafa Erdoğan ile 2012 yılında boşandı. 2014 yılında ise Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Erhan Çelik ile evlenip 2016 yılında boşandı.

ARMAĞAN ÇAĞLAYAN'IN PROGRAMINA KATILDI

Ünlü şarkıcı Gülben Ergen, yakın arkadaşı Armağan Çağlayan'ın YouTube kanalında yayınlanan programına konuk oldu. Özel hayatıyla ilgili samimi itiraflarda bulunan şarkıcı; abisi Rıfat Ergen'in ölümü, ikiz çocuklarının 2 ay erken doğması ve annesinin huzurevinde yaşamasından bahsetti.

17 yaşında abisinin ani ölümüyle yıkılan Gülben Ergen, yaşadığı büyük acı için "Annem ve babam ayrıydı ve ben annemle yaşıyordum. Bizde telefon olmadığı için babam anneme bu haberi çok sert bir şekilde verdi. Ne yapacağımızı bilemedik. Şu an ışıklar altında olduğum için sorulara gardımı alarak cevap veriyorum ama abimle ilgili bir soruda gardımı alamıyorum, içim çekiliyor çok üzülüyorum. Hele ki şu anda eksikliğini çok hissediyorum. Keşke benim çocuklarım dayılarını tanısaydı, keşke şu an evde olsaydı. Taşıyamadığım ve çok gücüme giden bir acı. Beni bırakıp gitmesi..." dedi.

Ünlü sanatçı, "Çocukların birinin ilk 4 ay görüp görmediğini anlamadık. Birinin akciğerinde sorun vardı diğerinin kalbi delik dendi o ilaç tedavisi gördü. Bebekler eve geldiklerinde kalpleri durduğunda alarm veren bir yatakta yatıyorlardı. Şimdi birkaç cümleyle anlatması çok kolaya ama yaşaması hiç kolay değildi. İçimden kalbimden ve ruhumdan sildiremediğim şeyleri Google'dan da sildirmeye gerek yok. Çocuklarıma gördüğü her şeyi anlatırım." şeklinde konuştu.

Annesinin ise kendi isteğiyle huzurevinde kaldığını şu sözlerle dile getirdi;

"Anne 'Bak annesini huzurevine koydu' derler diyerek 5 sene engelledim. Annemin evi, yazlığı, kışlığı var. Şimdi Darüşafaka'da kalıyor ve biz oraya çok ciddi bir bağış yaptık. O süreçte neler yaşadık anlatamam. Annem Urla'daki Darüşafaka'daki evine yılda iki kere gidiyor. Annemin oraya 2 sene gitmediği de oluyor. Darüşafaka'ya konser vermediğim için annemden hala azar işitiyorum. Annemin çok sevdiği bir yer ama benim tepki göstererek canıma okudu."