Ferhat Göçer: Çeşitliliğin faydalı olduğunu düşünüyorum

Ünlü şarkıcı Ferhat Göçer, verdiği röportajda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Eser sahipliği kavramına dikkat çeken Ferhat Göçer, ''Eser sahipleri Spotify, Fizy, Muud gibi dijital platformlarla ya da Tik-Tok, Twitch, Instagram ve Twitter gibi mecralarla aracıya, bir yapımcıya ya da çok ünlü bir yorumcuya ihtiyaç duymadan dinleyicisine ulaşabildi. Böyle de sanki çok fazlaymış izlenimi yarattı ama ben bunun yine faydalı olduğunu düşünüyorum.'' dedi. Göçer, açıklamaları ile dikkat çekti.

AA

MSG (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) Başkanı, şarkıcı Ferhat Göçer, "Bütün meslek birliklerini birleştirip, büyük Türkiye Müzik Federasyonunu oluşturmaya çalışıyorum ekip arkadaşlarımla. Bana yardımcı olan diğer meslek birlikleri başkanlarıyla birlikte yapıyoruz. Hem telif bilincinin oluşturulması için çok daha güçlü bir ses oluşturmak hem de zor zamanlarımızda muhataplarımızla daha güçlü şekilde diyaloğa girebilmek adına bunun gerekli olduğunu düşünüyorum." dedi.

"Beni Başkası Anlayamaz" adlı yeni şarkısına Dubai çöllerinde klip çeken, seslendirdiği Anadolu Aryaları Vol. I ve Vol. II'yi plak formunda koleksiyonerlerle buluştumayı planlayan Göçer, 25 yıllık sanat hayatını, rol aldığı Sabahattin Ali'nin hayatını konu alan "Aldırma Gönül" adlı müzikli oyunu, MSG Başkanlığı ile doktorluktan bugüne gelen süreci AA muhabirine anlattı.

Göçer, "Tıp okudunuz ve eğitimci bir ailede yetiştiniz. Müzik tüm bu disiplinler içerisinde bir kaçışınız olabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Mutlaka o sert, zor dünyanın içerisinde müzik benim için bir kurtuluştu. Özellikle hastaneden, tıp fakültesinden çıkıp Eminönü vapuruyla Kadıköy'e geçip oradan konservatuvara geldiğim, sonra akşam 19.00- 20.00'ye kadar sanat dünyasının içindeki havayı soluduğum ortam benim için ciddi bir kaçış. Alice Harikalar diyarındaki gibi bambaşka bir dünyaya giriyordum. Çok etkiliyordu. Beni bu kadar içine çekmesinin ya da oraya böylesine ekstra bir performans gücü yaratabilmemin en büyük sebebi, o kaçıştır muhtemelen."

Göçer, "Eser sahipliği kavramı; özellikle dijital devrim sonrasında, mecralarda ürettiğiniz eserlerin dinleyicisine, izleyicisine daha rahat ulaşmasına vesile olması açısından, kamera önünde 10, 20, 100 kişi, neyse görünen, bilinen popüler sanatçıların ötesinde, gerçekte o eserlerin sahibinin kim olduğuyla ilgili. Bu, eser sahiplerinin başka bir aracıya ya da popüler isimlere ihtiyaç duymadan, yorumcu kimlikleriyle de çok güçlü ve ciddi yorumcu olmalarına gerek kalmadan, eserlerine güvenerek bu platformlarda seslendirmeye çalışmaları adına çok farklı bir çeşitlilik kazandırdı. Bu dijital devrim. Dolayısıyla bu konuda istediğiniz eleştiriyi yapabilirsiniz, yorum gücüyle ilgili vesaire. Ama artık eser gücü biraz ön plana çıktı gibi geliyor bana.

Eser sahipleri Spotify, Fizy, Muud gibi dijital platformlarla ya da Tik-Tok, Twitch, Instagram ve Twitter gibi mecralarla aracıya, bir yapımcıya ya da çok ünlü bir yorumcuya ihtiyaç duymadan dinleyicisine ulaşabildi. Böyle de sanki çok fazlaymış izlenimi yarattı ama ben bunun yine faydalı olduğunu düşünüyorum. Eser, ürün sayısı ve platformlar çoğaldı. Aklınıza 'Kalite acaba düştü mü?' diye bir şey geliyor, oraya takılıyorsunuz zannedersem. Ama ben bunların içinde mutlaka kitleleri harekete geçirecek özel eserlerin kendilerini hemen ön plana çıkarabileceklerini görüyorum. Bu çeşitliliğin de faydalı olduğunu düşünüyorum." dedi.