AA
Şehir Tiyatrolarına 17 yaşında figüran olarak giren ve Genel Sanat Yönetmenliğine kadar yükselen Erhan Yazıcıoğlu, oyunculuğunu, "Ben rolün kostümünü giymeye çalışıyorum. O kostümü omuzlarıma oturtmaya, düğmelerimi ona göre iliklemeye çalışıyorum. Oyunculukta bu çok önemlidir. Umarım bizden sonra da herkes önemser." sözleriyle ifade etti.
Sanatla iç içe 54 yıl geçiren, Hababam Sınıfı gibi önemli yapımlarda, ünlü isimlere 30 yıl dublaj yapan sanatçı, 4 kez yendiği kanser hastalığını, hayatında yaşadığı kırılma noktalarını ve hayatının bilinmeyen tüm yönlerini AA muhabirine anlattı.
"Seç Bakalım" yarışmasıyla magazin ve popüler dünyanın da nabzını tuttunuz, neler yaşadınız?" sorusuna yanıt veren Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
"Evet, kırk yaşlarındaydım galiba. Dublajın, reklam dublajlarının ve reklam oyunculuğunun yoğun olduğu bir dönem ve böyle bir şey çıktı. 'Maslak'ta lüks bir otelde sizinle tanışmak isteyen Amerikalılar var.' dediler. 'Benim İngilizcem yok, konuşamam.' dedim. 'Tedbir aldılar. Gel bakalım.' dediler. Gittik 3 aday vardı. Hepsi ayrı ayrı odalara alınmış. Bir sınav gibi sohbet gerçekleştirildi. Herhalde benim çenem ve sesimin rengi yüzünden de beni kabul etmiş olabilirler diye düşünüyorum. İnsan ilişkileri tabii ki çok önemliydi o formatta. Arkanda bir sürü insan değişik kostümlerle, onlarla diyalog kuracaksın, onları açacaksın, espri üreteceksin. Mesela Amerika'dan, 'Tekstin yazarı kim?' denmiş. Demişler ki 'Tekst yok. Adam orada kendi konuşuyor.' Öyle bir şey yoktu. Sıcak ilişkilerimle birkaç sene gitti."
"BİR KIRILMA NOKTASI İLK KANSER. SONRA ALIŞTIM. 2. 3. 4... ONLARI YENDİM"
Erhan Yazıcıoğlu, "Kitabınız "Kenar Mahalle Delikanlısı"nda da hayat hikayenizi anlattınız. Yedikule'den Etiler'e uzanan bir yol hikayesi ve bunların içinde barınan rengarenk bir dünyanız olmuş. Hangi yaş dönemlerinde kırılma noktalarınız oldu. Unutamadığınız anılarınız neler?" sorusunu yanıtladı.
Yazıcıoğlu, "Vallahi benim kötü anılarım bir tek hastalıklarla ilgilidir. Onun dışında çok kötü anım yoktur. Beslemem içimde o anıları. Ama ilk 'Kansersin.' dendiğinde, dedim ki, 'Benim daha işim var. Bir de çok gencim. Bu yaşta niye ölüyorum? 2 çocuğuma doyamadım. Onların bana ihtiyaçları var.' dedim ve başladım mücadeleye. Bir kırılma noktası ilk kanser. Sonra alıştım. 2. 3. 4... Onları yendim. Tabii ki burada aile düzeninin çok büyük önemi var. O kadar iyi bakıldım ki. Hala da iyi bakılıyorum. Yani çocukluğa dönüşüm başladı. Eşim çok iyi bakıyor." yanıtını verdi.