Yaşayamayanlar dizisinin setinde 2018 yılında yaşanan olayda Elit İşcan, Efecan Şenolsun hakkında cinsel saldırı suçlamasıyla da açtı. Açılan davanın 5. duruşması bugün görülecekken Elit İşcan, yeni açıklamalarda bulundu. Efecan Şenolsun'un cinsel saldırısına maruz kaldığı iddiasında bulunan güzel oyuncunun şikayeti sonrası Şenolsun hakkında 7 yıl 9 buçuk aydan 17 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Elit İşcan, Hürriyet'e özel açıklamalarda bulunarak neler yaşadığını anlattı.
İşte Elit İşcan'ın Efecan Şenolsun hakkında yaptığı açıklama:
'SETTE OLMAYAN KİŞİLER ŞAHİTLİĞİNİ YAPTI'
'Bugüne kadar 4 duruşma gerçekleşti. Bizim ve şahitlerimizin ifadeleri dinlendi. Set ekibinden görgü tanıklıkları olan ve dürüstçe ifadelerini veren tanıklar dışında, o gün sette olmayan kişiler karşı tarafın şahitliğini yapmak üzere geldi, mahkemeyi bu olayın yaşanmadığına ikna etmek için ifade verdiler, idari sorumlu konumda olanların EfecanŞenolsun alkollü olduğu halde, en kibar ifadeyle taşkınlık yaptığı halde hiç müdahale etmemek, çekimi sürdürmek, hatta araba sahnesinde kendisine araba kullandırmak gibi kusurularını örtme derdiyle böyle ifade verdiklerini tahmin etmek güç değil.
'MENAJERLİK AJANSIMIZ SUÇA ORTAK OLDU'
O zamanlar çalıştığım menajerlik ajansı, bana cinsel saldırıda bulunan Efecan Şenolsun'un da ajansı, şikayetimi kendilerine ilettiğimde bununla ilgili bir aksiyon almamaya karar verdiler. Bu sebeple kendileriyle olan tüm ilişkilerimi kestim. Dava sürecinde de açıkça, taraflar birlikte duruşmaya geliyor ve fail ile dayanışma gösteriyorlar. Bu durumda failin yanında durarak benim gözümde suça ortak oluyorlar.
'EFECAN'IN KIZ ARKADAŞI BENİ TEHDİT ETTİ'
Ben Efecan Şenolsun ile ilgili suç duyurusunda bulunduktan sonra, kız arkadaşı olduğunu sonradan öğrendiğim Songül Haydarpaşa isimli kişi, bir gün ablamla metroya binerken yanıma geldi. Kendisini o gün içerisinde bir mağazada görmüştüm, birkaç saat sonra metroda yine karşımıza çıkınca takip edildiğimizi anladım. Kolumdan tutarak bana tehditlerde bulundu. Olayın hemen ardından ablam ile birlikte karakola giderek ifademizi verdik ve kendisinden de şikayetçi olduk. Geçtiğimiz aylarda duruşma görüldü, kendisi suçlu bulundu ve ceza aldı.
'AYRIMCILIĞI BİTİRMEK ÜZERE ÇALIŞIYORUZ'
Benim şikayetimin ardından Mor Yapımcılar bir dayanışma çağrısı yaptılar ve Kasım 2018'de 100'ü aşkın kadın bir araya gelerek #SusmaBitsin platformunu kurduk. Şu an 300'e yakın üyemiz var ve hepimiz gönüllülük esası ile iş ortamlarımızda maruz kaldığımız erkek şiddeti ve ayrımcılığı bitirmek üzere çalışıyoruz.
'YAPIMCILAR BENİ 'ARIZA' OLARAK GÖRÜYOR'
Bu olayı kamuoyu ile paylaşarak ve yargıya taşıyarak mesleki geleceğimi tehlikeye attığımın ve mercek altına alınacak kişinin bana cinsel saldırıda bulunan kişi değil de ben olacağımın farkındaydım. Beklediğim gibi pek çok haksız ve olumsuz söz işittim. Çoğu yapımcı ve menajerlik ajansı, yaşadığım haksızlık karşısında sessiz kalmadığım için beni bir "tehlike, arıza" olarak görmeye başladılar. Türkiye'de dizi ve film setlerinde maalesef çok ağır şartlarda çalışıyoruz, çoğu zaman can güvenliğimiz ve haklarımız yapımcıların menfaatlerinden sonra geliyor. Bunlar olduğu için şaşkın değilim açıkçası, yaklaşık 15 senedir profesyonel olarak oyunculuk yapıyorum ama tüm bu haksızlıkların normalleştirilmesini de kabul etmiyorum, etmeyeceğim.'
EFECAN ŞENSOLSUN'DAN PAYLAŞIM GELDİ
Davalı Efecan Şenolsun, dava öncesi sosyal medya hesabından şu açıklamada bulundu: 'Duruşma öncesi kamuoyunu aldatmaya mahkemeyi etkilemeye yönelik yalan beyanlara dayalı tek taraflı haber ve yorumlar yapıldığını görüp daha fazla sessiz kalmama kararı aldım. Bu kadın-erkek tarafı olacak bir duruşma değil. İki samimi çalışma arkadaşının tartışmalarının sonradan çarptırılarak yargıya taşınmasıdır. Söz konusu davada bizim tarafımızdan 11 kişi görgü tanığı olarak dinletilmiş hepsi sette iddia konusu olayı görmediğini söylemiştir. Ben de gencecik bir insan olarak konuşuyorum; Hayatımın baharındayken 10 sene emek verdiğim ve hayallerimi süsleyen mesleğimi yapmaya çalışırken gerçekle ilgisi olmayan bir ithama karşı kendimi savunmak zorunda olmanın ağırlığını yaşıyorum. Bunun hesabını kim verecek?'