Çıtır Kızlar grubunun yıldızı Serap Türk son hali şaşırttı

90'lı yıllara damgasını vuran Çıtır Kızlar grubunda yer alan Serap Türk, verdiği röportajda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Müzik kariyerlerinin kısa sürmesinin nedenini anlatan Türk, 'O hoşlukta kalsın istedik. Çıtır Kızlar'ı götürebileceğimiz başka bir nokta yoktu. Dizi ya da müzikal olurdu devamında… Ama konserler de bitmeye başlamıştı. Arada kalmak istemedik.' dedi. Serap Türk, son haliyle de şaşırttı.

Melda Gür, Serap Türk, Deniz Kurtoğlu daha sonra yerine gelen Ebru Kıran'dan oluşan Çıtır Kızlar grubu bir döneme damgasını vurdu. Hürriyet'te özel açıklamalarda bulunan Serap Türk son haliyle de şaşırttı.

Serap Türk, kariyerlerine başlama süreciyle ilgili 'Çok küçük yaşlarda itibaren bale eğitimi aldım. Bu eğitimlerin ardından Sihirli Pabuçlar Bale Okulu'nda öğretmenlik yapmaya başladım. O dönem ayrıca Devlet Opera ve Balesi'nde yevmiyeli olarak çalışıyordum. Müzikallerde dansçı olarak rol alıyordum, 'Batı Yakası Hikayesi', 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' gibi müzikallerde. Yonca (Evcimik) bir gün Devlet Opera ve Balesi'ne geldi ve hepimizi yemekhaneye çağırdılar.

Birkaç kişiyi seçip dansçısı olması için teklifte bulundu. Bunlardan biri de bendim. 1991 ya da 1992 yılıydı, Ataköy'de bir açık hava konseri verecekti. 15 kişilik bir dans kadrosu kuruldu. Grup, küçüle küçüle ana kadroda ben kaldım. 1996 yılında ise bir gün Yonca'nın Sapanca'daki evindeydik. Orada konuşurken Çıtır Kızlar'da yer almamı teklif etti ve 'Neden olmasın' deyip gruba dahil oldum. 'Birkaç İyi Adam' ve 'Çıtır Kızlar' olarak ikiye ayrıldık.

Cici Kızlar'ın daha modernize edilmiş haliydik. Ama grup olmak çok zordu. Aramızdaki bağ da iyiydi. Kimsenin kimseyle problemi yoktu. İnsanlar bizi Yonca'nın arkasında dans ederken de tanıyordu. Hepimiz renkli kişiliklerdik. Şarkılar bize göre yazıldı. Tabii yazan kişi de bizi çok iyi tanımıyordu. Sadece görsel olarak bizi biliyordu. Bizden sonra da çıtır kelimesi çok yayıldı. O dönem 'Çıtır Kızlar' ve 'Yaşanacaksa Yaşanacak' şarkıları büyük ses getirdi.' dedi.

'Neden müzik hayatınız bu kadar kısa sürdü?' sorusuna da yanıt veren Türk, şunları söyledi: 'O hoşlukta kalsın istedik.

Çıtır Kızlar'ı götürebileceğimiz başka bir nokta yoktu. Dizi ya da müzikal olurdu devamında... Ama konserler de bitmeye başlamıştı. Arada kalmak istemedik. Bir bakıma hatıra olsun diye kurulmuştu bu grup. Biz buna iş olarak bakmadık. Tamamen hoş bir şey olarak baktık. Çünkü hepimizin ayrı işleri vardı. Çıtır Kızlar, bizim için gelip geçici bir şeydi. Böyle olunca da kendi işlerimizi yapmıyorduk. Çünkü anlaşmalarımızda başka iş yapmama maddesi vardı. Ben öğretmenlik, Melda tiyatro yapıyordu, Ebru ise müzisyendi. Tadında bıraktık. Yoksa aramızda tartışma ya da kavga olmadı. Hâlâ görüşüp sohbet ediyoruz. Her hafta birbirimizle haberleşiriz. Birkaç İyi Adam'ın da yer aldığı 'Yonca Aile' adında WhatsApp grubumuz var. Arada toplanıp yemek yiyoruz.'

'Biz, Yonca'nın dansçılarıydık.' diyen Serap Türk, sözlerini şu şekilde devam ettirdi: 'Başka kimselerle çalışmazdık. Yonca çok disiplinliydi. Hem abla hem de arkadaştı. Herkes aynı saatte provada olmak zorundaydı. Her saatimiz işe göre ayarlanırdı. Şu an kimsenin dansçısı tanınmıyor. Ama biz sokakta Yonca'nın dansçısı olarak imza dağıtırdık. Koreografileri de kendimiz yapardık. Kendimizi geliştirerek buralara kadar geldik. Önümüze gelen her işe atlamadık. Bir sürü teklif alıyorduk.'

Türk, "Sizi transfer etmek isteyen şarkıcılar oluyor muydu?" sorusuna şu yanıtı veriyor: "Evet çok oluyordu. Ama böyle bir ihtiyaç hissetmedik. Yonca hiçbirimizi ayırmazdı. Mesela turnede Yonca, A kaliteli bir otelde kalıyorsa, biz de orada kalırdık. Hiçbir zaman ikinci sınıf bir insan olarak görülmedik. Yonca çok hakkaniyetliydi. Onun için de bizi daha üste çıkaracak bir teklif göremiyorduk. Zaten Yonca'dan almamız gerekeni alıyorduk.

Oğlum Doruk'la bir pazar günü magazin programı izlerken 90'lı yıllardaki ünlülere dair bir video çıktı. 'Doruk bak bu benim' dedim. 'Hadi canım' diyerek inanmadı. Hiç söylememiştim ve bu yüzden bir türlü inanmadı. Ardından eski kliplerimi izletip, şarkıları dinlettim. 'Keşke şimdi ünlü olsaydın, arkadaşlarıma hava atardım' dedi. Ertesi gün arkadaşlarına hemen anlatmış. Çocuğuma bile söylemiyorum tanındığımızı.'