'Erşan Kuneri' dizisi oyuncuları; Cem Yılmaz, Uraz Kaygılaroğlu, Nilperi Şahinkaya, Zafer Algöz, Çağlar Çorumlu, Bülent Şakrak, 'İbrahim Selim İle Bu Gece' programının konukları oldu. Ezgi Mola ve Merve Dizdar da programa görüntülü olarak bağlandı.
Uraz Kaygılaroğlu, "Erşan Kuneri' ekibine dahil olduğunda neler hissettin?" sorusuna "Erşan Kuneri' karakterini esasen Cem Yılmaz filmlerinde bir iki dakikalık sahnelerden tanıyoruz ve o günden beri herkesin aklında yer etmiş bir karakterdir. 'GORA'yı 30 kere izlemiş bir jenerasyonum ben, dolayısıyla 'Erşan Kuneri' repliklerine kadar hakim olduğum bir karakter. Twitter'da dönen söylentiler sonunda gerçekten yapılmaya karar verildikten sonra Cem ağabey beni arayıp söylediğinde çok heyecanlandım. Tabi tüm bu kadroyu duyunca da heyecanım arttı." yanıtını verdi.
Ezgi Mola, "Erşan Kuneri' senin için nasıl bir tecrübe oldu?" sorusuna "Üç ay boyunca bu heyecanı ve deneyimi yaşayan insanlar olarak çok keyifli bir iş süreci geçirdiğimizi söyleyebilirim. Birbirimizle olmaktan, oynadığımız rollerden yani her saniyemizden o kadar keyif aldık ki o kadar yorgunluğun üzerine dolu dolu müthiş bir yaz geçirdik diyebilirim. Öte yandan dizideki tüm karakterler şahane. Her biri o kadar eğlenceliydi ki hepsi benim için çok özel. Yine de bunların içinde en çok 'Alev' karakteri daha doğrusu onların hepsini oynamaya çalışan 'Alev' karakteri en eğlencelisiydi. 'Alev' mükemmel bir karakter çok seviyorum." cevabını verdi.
Cem Yılmaz, Erşan Kuneri dizisi hakkında şunları söyledi: "Yazması, çizmesi eğlenceli olduğu kadar elbette zordu ama çok uzun zamandır demlendiği için aslında bir eleme yöntemi ile ilerledik. Yani işte bir sürü film var bunlardan hangisini yapalım şeklinde konuşarak ilerledik. Esasen bunlar bütünüyle bir film gibi görünmese de bütün bir film yani 30 dakikaya sıkıştırılmış başı sonu olan bir film. Sanki hızlandırılmış bir film gibi yani bir fragman veya teaser değil de bitmiş bir film. Atıyorum başlıyorsun filme, her karakter bir başka karakter oynuyor; Uraz bir anda 'İbrahim'i, o da 'Burak komiseri' ya da ben 'Komiser Nihat'ı Nilperi 'Seyyar'ı, 'Seyyar' 'Helena Kempinski'yi oynuyor gibi izahı da zor bir çalışma yöntemiydi. Ancak yazması çok zevkliydi ve o stile yakın oyunculuklar sergilemek konusunda hızlıca hemfikir olduk. İşte 80'ler polisiye stili deyince hemen hepimiz anlıyorduk. Rolleri dağıtırken Uraz'a "Sen orada sakız çiğneyen genç komisersin." diyorum "Tamam anladım." diyor ya da Nilperi'ye "Sen yurt dışından gelen, yarım yamalak Türkçe konuşan Helena Kempinski'sin" diyorum, hemen "Anladım, tamam." diyor. Aslında hepimizin hakim olduğu ve oynamaktan keyif aldığı tarzda karakterlerdi. Bu nedenle aktörlük olarak bir zorluğu yoktu ama kılık, kıyafet, konsept, yakıştırma, hazırlık anlamında epey çalıştık. Biraz planlama gereken bir iş demek en doğrusu."