90'lı yılların asi çocuğu Burak Kut, verdiği röportajda bomba açıklamalarda bulundu. Sektöre küsmesinin üç nedeni olduğundan bahseden ünlü şarkıcı Burak Kut, "Camiaya tabi ki küstüm. Birkaç konu başlığında anlatılabilir. Bir kendi iç çevrem, iki sektörel ve üç medya..." diyerek magazin gündeminde deprem etkisi yaratacak açıklamalarda bulundu.
Birden başlayayım; herkes bende toplanırdı mesela, ben imkansızlıklar içinde büyüdüm ya, kimsede olmayan şeyleri Amerikalardan getiriyordum. Hayatım o dönemde yoksulluktan bir anda Micheal Jackson'un hayatına döndü. O dönemde bende evime topluyordum o can dostu saydığım insanları. Ama benim prensibim şuydu; ''benim bu kadar oyuncağım var ben ne yapacağım ki bu kadar oyuncağı gelin beraber oynayalım. Gelin film izleyelim, gelin yüzelim'' diyordum. Evimden çıkıp bana bu görgüsüz diyorlarmış. Arada da iyi dostlar vardı. Bu beni çok yormuştu. Orada bir sallanmaya başladım.
İki, yapımcılar... Yarış atı durumu vardı o zamanlar. Altın yumurtlayan tavuk gibi bakıyorlardı. Onu yap, bunu yapma durumları çok oldu.
Üç medya... Herkesin hayatında kimse yanlış anlamasın köprüyü geçene kadar ''aman abim, canım abim'' durumu vardır. Gazetecilere eğilip, bükülme durumu vardır. Bir haber olmak için yapmadığımız şey kalmıyor derler ya, benim kariyerimde böyle bir şey yok. Bir raddeden sonra artık beni bir salın demek istiyorsun. Şimdi basın da senden devamlı bir şey istiyor. Kariyerinin başında tamamdır. Çünkü yapımcın istiyor, sen istiyorsun tamam. Aşırı yoğun olduğun zaman sürekli gel gel, git git benim karakterime uymayan şeyler. Yönetilmeyi de seven birisi değilim. Konu ile ilgili bilgim varsa paylaşarak ilerlemeyi seven birisiyim. İş; gel Burak, git Burak durumuna döndü. Tatile gideyim, kitap okuyayım, kendime zaman ayırayım istiyorum, yok... İlerleyen zamanlarda şunu da fark ettim, benim üzerimden deli paralar kazanılıyor. Bugün asla izin vermem. Bir rant vardı. Birçok gazete beni posterimi veriyordu. Benim posterimi verdiği gün gazete tirajını üçe katlıyordu. Birim olarak deli paralardan bahsediyorum. Bir de ''Seni biz yarattık'' demeye başladılar. Bu nasıl olabilir ki. Ben kimseye gitmedim, kimseden bir şey istemedim ki... Beni nasıl yarattın. Bunlara ben çok takılıyordum."