Ahmet Kaya'nın 19. ölüm yıl dönümü! Eşi Gülten Kaya yaşananları anlattı

1980 ve 1990'lı yıllarda çıkardığı şarkılarla tanınan ve hayatının büyük bir bölümünü yurt dışında yaşamak zorunda kalan Ahmet Kaya'nın ölümünün üzerinden 19 yıl geçti. Ahmet Kaya'nın hayatında dönüm noktası olan 1999 yılındaki ödül gecesinde yaşananları ise eşi Gülten Kaya anlattı. İşte yaşananlar...

TM Dijital Haber Merkezi

Yaptığı şarkılarla 1980 ve 1990 yıllarına damga vuran ve 10 Şubat 1999 yılında katıldığı Magazin Gazeteciler Derneği "Yılın en iyi sanatçısı ödülünü" alarak hayatında bir dönüm noktası yaşayan şarkıcı Ahmet Kaya'nın ölümünün üzerinden 19 yıl geçti."

1999 yılındaki ödül gecesinde, "Tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını biliyorum." sözlerine yer veren Ahmet Kaya hakkında o geceden sonra çok sayıda dava açıldı.

Çok sayıda ünlü ismin katıldığı o gece hakkında BBC Türkçe'ye konuşan Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, "Bir ödül töreni kokteyl aşamasından yemek aşamasına geçilen ve sonrasında tören ritüeline geçilen son derece şık hanımefendiler ve beyfendilerin olduğu bir salonda neşeyle bir ödül töreni gerçekleşiyor."

Biranda o şık hanımefendiler ve beyfendiler neredeyse birer canavara dönüştü. Eline çatal bıçak alan mı dersiniz, fırlatan mı dersiniz, hakaret eden mi dersiniz, 5 dakika içerisinde değişen bir ambiyans. Yani 360 derece değişen bir ambiyans düşünün. Biraz önce oturan o şık hanımefendiler beyfendiler gitmiş yerlerine böyle her an zarar vermeye hazır ve sahiden zarar vermeye dönük bambaşka kişilikler girmiş bir ortam düşünün. İnanılmaz bir dönüşüm."

"Önce neye bu tepki acaba diye anlamaya çalıştım hemen akabinde, "Kürt diye bir şey yok" bağırmalarından hemen anladım ki aslında kabul edilmeyen şey bu. Şarkının Kürtçe olması, Ahmet Kaya'nın Kürt asıllı olması. Hemen o anda netleşti. Kendisine öğretilen resmi dilde üretmiş 40 yıl boyunca. Ne kadar şarkı ürettiyse anadilinde değil Türkçe olarak yapmış. Çünkü Türkçe düşünen Türkçe üreten bir insan ve ne yazık ki kendi anadilini de bilmiyor. Bana son derece olağan geldi ve hatta çok da desteklemiştim repertuarında böyle bir eserin olmasını. Buna da çalışıyordu. "

"BU SALONDAKİ HERKES KÜRT REALİTESİNİ KABUL ETMEK ZORUNDA"

"Bitirdi ve sahneden indi. O sahneden inip oturduğu yere doğru yürürken hem sözlü sataşmalar ve hakaretler. Neredeyse fiili durumlar oluştu. Fiili durumlar derken salondaki insanların bazıları üstüne yürümeye başladılar. Böyle bir durumda masaya kadar ilerledi ve oturdu. Etrafta çok sayıda kamera ve tv vardı. Herkes mikrofon uzatıyordu acaba bir şey söylemek ister mi diye. Bir yandan da büyük bir şaşkınlık içerisindeyiz. Ben o hakaretleri duyduğum için tamamen şoka girmiştim. Ahmet de aynı şekilde, "Bölücü, vatan haini, atın bu adımı dışarı, Kürt diye bir şey yok." İnanılmaz sözler sarfedildi. Masada oturduğu sırada bir cümle daha söyledi. O cümleler içerik olarak şöyleydi, "Ben Kürt asıllı olduğum için Kürtçe bir şarkı söylemek istiyorum. Bu salondaki herkes Kürt realitesini kabul etmek zorundasınız. Bu halk ve kültür var ve kabul etmek zorundasınız. Eğer bu bir suç ise işte devlet işte ben, alsınlar götürsünler. Ne yapayım." dedi. 

"ŞARKININ SÖZLERİ MİLLİYETÇİ SÖZLERLE DEĞİŞTİRİLDİ"

Ahmet Kaya'dan hemen sonra sahnede sözleri milliyetçi şarkı ile değiştirilen bir şarkının çaldığını anlatan Gülten Kaya, "O şarkının sözleri şöyleydi, 'Bu devirde kimse sultan değil, padişah değil' bundan sonrası spontane gelişti. "Atatürk yolunda tüm Türkiye, bu vatan bizim ellerin değil." Tabi ellerin değil derken bir beden dili kullanarak bizim masamıza doğru bakıyordu. O şarkısını okuyan çocuk, şarkıyı bitirdikten sonra onuncu yıl marşı söylemeye başladı. Bütün salon ayağa kalktı herkes onuncu yıl marşına eşlik etmeye başladı. Biz hala masamızda oturuyoruz çünkü gitmenin doğru olmayacağını düşündük. Bunlar bu konuda bu kadar hassasken, sanki marşa saygısızlık gibi algılanır.. Bir yandan da eğlence ortamında bir milli marşın ne işi var diye düşünüyoruz ama yine de marşın bitmesini bekledik. 

POLİS EŞLİĞİNDE DIŞARI ÇIKARILDI

Marşın bitmesinin ardından polis ekiplerinin geldiğini ve basın ordusu ile birlikte dışarı çıktıkları anları anlatan Gülten Kaya, "Ahmet panik halde beni göremediği için, 'Gülten" diye bağırıyor. Sonuç olarak Ahmet polislerle dışarıya çıkarıldı. 

O GECEDEN SONRA BÖLÜCÜ İLAN EDİLDİ

Ahmet Kaya'nın hayatında bir kırılma noktası olan geceden sonra Ahmet Kaya'nın başına gelenleri anlatan Gülten Kaya, "Ahmet Kaya'nın posterleri yırtıldı, cdleri kırıldı. Albümleri iade edildi. Haritadan silme süreci. Posta kutumuza bırakılan tehdit mektupları. Posta kutusuna bırakılan mektupların birinde, "Nasıl bir ölümü tercih edersin?" gibi ifadeler vardı.