RÖPORTAJ: SEVCAN BÜYÜKTURGAY - YASEMİN MİRAS
Viyana da doğmuş, boşanmış bir anne babanın çocuğu olarak babaannenin yanında büyümüş bir hayat ve 3 erkek kardeş. Nasıl bir ailede büyüdünüz ve aileye dair özlemleriniz oldu mu?
Artı bir kız kardeş de var orada. Babadan anneden üç erkek kardeş, babadan bir kız kardeş. Elbette boşanmalarını istemezdim. Çok küçükler ve hayat mücadelesini bambaşka bir dünyada başka bir yerde geçirmeye çalışıyorlar. Hiçbir zaman onları suçlamadım. Hiç kötü bir şey hissettirmeden büyütüldüm. Çünkü babaannem vardı. Bana ne olacak duygusunu hiç yaşatmadılar. Annem ve babamın birbirine kötü bir şey söylememe huyları hayatımı inanılmaz kolaylaştırdı.
Hamilelikle beraber bu yoğun tempoda zorlandınız mı?
Hiç zorlanmadım. Keyifli bir hamilelik geçirdim. Bir de yıllar sonra gelen ve aslında biz evleneli 3,5 sene oldu. Bir beklenti, bir bizim küçük mucizemiz o… Allah’ın bize bahşettiği onun mutluluğuyla beraber olası bütün aksilikler sanki aktı gitti… Genç kız gibi bitiriyorum hamileliği neredeyse.
Programda topuklu ayakkabı giymeniz eleştiriliyor.
Babet giysem düşerim. Çünkü vücudum ona alışmış. Doktorumda onay verdi. Aslına bakarsanız çok da topuklu ayakkabı giymiyorum. Bazen yayına terlikle çıktığım oluyor. Ama sağ olsunlar, hiç yadırgamadılar… Normalde bir sunucunun ekrana terlikle çıkması mümkün mü?
GÜÇLÜ ADAM İSTERİM
Evde kimin sözü geçiyor?
Bizde kural yok. Sonuçta birbirimizi tanıyarak evlenen insanlarız. Mesela eşim bana bir şey yaptırmak istediği zaman çok akıllıca davranır. Bunu benim istememi sağlar, sanki ben istiyormuşum haline getirir ve böylece hiç sorun çıkmadan hallederiz. Şunu her zaman söylüyorum mutlu evliliğin sırlarından biri erkeğin bir adım önde olabilmesi ya da sizin bir adım arkasında kalabileceğiniz bir adamla olabilmeniz. Ben yanımda güçlü bir adam isterim. Bunu pek çok kadın istiyor.
Hiç kavgalarınız oluyor mu?
İkimizde huzurlu insanlarız, kavgacı tipler değiliz. Ben evimde çok mutluyum. Her ikimizde de gece gezmeye çıkalım durumu yok. O anlamda orta müştereklerde uyum olunca diğerleri kolayca çözülüyor. Hele ki iki ailenin örf ve ananeleri ortaksa daha kolay oluyor.
‘Doktorum’ programından sonra bugüne geldiğiniz süreç hayal ettiğiniz noktamı mıydı?
Ben sadece mutlu ve huzurlu biri olmayı hayal ettim. ‘Doktorum’ programı beni İstanbul’u getirdi. Korktuğum koskoca bir şehre gelmiş oldum ama şükürler olsun ki şehir sardı sarmaladı beni… Başarı kendiliğinden gelmiş oldu. Korkularınızla yüzleşmeniz gerekiyor. Ben İzmir’den İstanbul’a gelecek arkadaşlarıma ‘Evet korkmayın’ diyorum.
TİCARETTEN ANLAMAM
İsminiz artık bir marka oldu. Bunu ticarete dökmeyi düşündünüz mü?
Ticaretten anlamam. Hastanem olsa bir hafta sonra batardık. Muhtemelen kimseden para alamazdım. Şimdi bile gelen doktorlarımıza onlar bir kişiyi kabul edebiliriz diyorlar biz ikişer üçer gönderiyoruz. Bir sürü ameliyat yaptırdık, bir sürü tüp bebek yaptırdık.
DOĞUM SONRASI ÇALIŞMAYA DEVAM!
Doğum sonrası çalışmaya devam edecek misiniz?
Tabii ki devam edeceğim. Program bittikten bir hafta sonra doğum olacak. Eylülün ortalarına doğru tekrar dönüp programımıza devam edeceğiz.