cglgursoy@hotmail.com
Roma imparatoru Julius Sezar’ın ünlü sözü “Geldim, Gördüm, Yendim” sözüyle başlığımı attım. Çünkü yazımı Roma seyahatimden yazıyorum. Ama sözü “Geldim, Gördüm, Yendim” değil de ‘Yedim’ olarak değiştiriyorum. Çünkü İtalya’da nereye giderseniz gidin İtalyan mutfağının büyüsüne kendinizi bırakıyorsunuz. Roma’ya gelmeden önce yeni ziyaret etmiş arkadaşlarımdan ne yapılır, ne edilir önerileri aldım. Hepsi de sözleşmiş gibi şunu ye bunu dene şunu tatmadan dönme gibi tavsiyelerde bulundu. Biri de demedi ki şehrin dört bir yanı tarihi eser bol bol gez gör yemeği Türkiye’de de yersin.
LEZZETLİ TİRAMİSU
Şimdi kalıplaşmış bir dondurma türü olan Roma dondurmacısını bilirsiniz. O nedenle Roma’ya gelip ilk denenecek şey dondurmacılar. Ben en ünlü olanlardan biri “Venchi”de yedim mest oldum. Dondurmaya çok bayılmam ya da beni kesmedi diyorsanız diğer bir İtalyan lezzeti tiramisular. Enfes en klasikleşmiş tiramisü yeri ise “Popi” denilen bir kafe. Sıra geldi İtalyan makarnalarına...Alfredo makarnayı keşfeden Sinyor Alfredo’nun kendi yeri ikoniklerden. Spagetti bolonez ve lazanya içinde “Dal bolognese veya Da Enzo” restoranlarından birini denemelisiniz. Tabii siesta unutulmamalı. Popüler restoranların çoğu 3’e kadar açık daha sonra akşam yemeğine kadar beklemek zorunda kalıyorsunuz. Pizzalara gelecek olursak öyle ahım şahım etkilendiğim bir pizzacı olmadı. İkonik bir pizzacı söylemek gerekirse de “Da bafetto” pek bir rağbet görüyor. Sonuç olarak içimiz dışımız hamur işi olarak geri dönüyoruz Roma’dan… Bu kilolar yaza girerken nasıl gidecek diye kara kara düşünedurayım ben.
YAŞ GÜNÜMÜ KUTLADIM
Roma seyahatimin esas nedeni 29 Nisan’daki doğum günümü burada kutlamaktı. Çocukluk dönemlerimde Roma’yı ziyaret etmiştim aslında aklımda hayal meyal kalmış bir şeyler ama öyle büyüleyici bir şehir ki 10 kerede gelseniz ilk seferki gibi etkileniyorsunuz. Uzun kalmak lazım Roma’yı keşfetmek için. Görülmesi gereken o kadar çok yer var ki. Colleseum, Vatikan, Aşk Çeşmesi, Panteon, İspanyol Merdivenleri en turistikleri ama bunlara gelene kadar birbirinden şahane meydan, bina, park-bahçe görüyorsunuz.
Özellikle bizim Asmalımescitimiz mi desem Nişantaşımız mı bilemedim ama son dönemin gençler arasında en popüler yeri Travestere bölgesi.
Büyüklü küçüklü birçok kafe restoran sıralanmış, gençler ise sokaklarda oturup sosyalleşiyor. Yeni yaşıma böylesi görkemli bir şehirde bastığım için kendimi şanslı hissediyorum.
Tarihin muhteşem bir şey olduğunu insana Roma’dan başka bir şehrin anlatabileceğini düşünmüyorum. Onun dışında alışveriş için pek cazip değildi, bildiğimiz markalar bildiğimiz fiyatlara. İtalyan satıcılarda pek nazik değil zaten “Alacaksan al, almayacaksan beni yorma” modunda hepsi. Yeme-içme fiyatları Avrupa geneline bakılacak olursa daha makul.
Gece hayatına pek bakamadık. Gündüz o kadar gezdik yürüdük ki akşam yemeğine bile kendimizi zor çıkardık.
Roma’yı ziyaret etmeyi planlayanlarınız için Instagram’dan gittiğim mekânları paylaştım. Oradan tavsiye alabilirsiniz.