cglgursoy@hotmail.com
Bayrama iki gün kala İstanbullular neler yapıyor gelin ben size anlatayım. Okulların kapanmasıyla veya sezonun açılmasıyla yazlık yörelere, yazlıklarına yerleşenler için ağustos ayında gelen bu Kurban Bayramı tatilinin pek bir anlamı olmadı ama işinin başında olan yaz geldi diye yan gelip yatamayanlarımız için bu bayram tatili ilaç gibi gelecek. Bayramda seyahate çıkmadan önce bu haftamı İstanbul’da geçirdim ve inanır mısınız hiç sıkılmadım. İstanbul, şehirde kalanlar için gayet cazip bir yer haline gelmiş. Vaktimi nasıl geçirdim hemen anlatayım.
YAZLIK HAFTA SONU
1 Ocak 2017 yılbaşı gecesi gerçekleşen Reina terör saldırısından bu yana Kuruçeşme-Ortaköy hattının eğlenceseverler için tadı tuzu yoktu. Bu sene ise bu bölgeyi hareketlendirecek yeni bir soluk getirecek bir mekân açıldı; Oligark. Hafta sonu bir arkadaşımın doğumgünü için yazlık İstanbul mekânlarını araştırırken Oligark’ı deneyelim dedik. Kuruçeşme sahilde dev bir araziye kurulmuş içerisinde 5 restoran, kulüp ve bar kısmı bulunduran bir kompleks. Balıkçı, kebapçı, sushici ve İtalyan mutfağı... Biz hemen deniz kenarındaki Ringa Balığı tercih ettik. Özellikle gün batımını izlemek çok keyifliydi, mezeler de pek lezzetliydi. İlerleyen saatlerde yaz yağmuruna maruz kalmamıza rağmen kulüp kısmı tıka basa doldu. Pazar günü ise yeniden Boğaz hattında eğlencedeydim. Les Ottomans Otel’in içinde açılan Pür Restoran, İstanbul’da muhteşem bir açık yakalamış. Sıkıcı pazar güzlerini adeta cumartesiye çevirecek bir program koymuşlar. Saat 18.00 itibarıyla İstanbul’un sosyetik eğlenceseverleri Pür akşamüstü partilerinde buluşuyor. Deniz kenarında Boğaz manzarası hafif rüzgar gün batımı ve canlı müzik. Kulağa da hoş geliyor değil mi? İşletme bu kadar ilgiyi tahmin etmiyordu bence daha tam kalabalığa adapte olamamışlar ama tüm çalışanlar yardımsever ve güleryüzlü. Benim olduğum hafta sahnede son dönemin yükselen yıldızı Alya vardı. Misafirler arasından bir ara sahneye konuk sanatçı olarak Linet çıktı. Vallahi sesi boğazı titretti. Pazar günü için güzel bir alternatif ben duyurmuş olayım.
NİŞANTAŞI DEĞİL ŞANZELİZE
Hafta içi işlerimi halletmek için çoğunlukla Nişantaşı’ndaydım. Nasıl bir kalabalık sanki şehir hiç boşalmamış. Şanzelize’ye benzetme nedenim ise Şanzelize’nin dünyanın en turistik caddesi oluşu ve caddede her milletten insanla karşılaşabileceğiniz gerçeği. Nişantaşı’da öyle evet Arap turist çoğunlukta ama Amerikalısı, Korelisi her ülkeden turist gördüm vallahi. Başta Arap kadınlar olmak üzere turistlerin uzun sıralar oluşturduğu bir mekân var. Nişantaşı’nın yenisi Fatima 1932. Openhaus mağazasının komşusu, çikolata şelalesiyle sizi karşılayan ufak butik bir pastane aslında. Markanın kendine ait hediyelik mumları, kokuları ve aksesuvarları var. Daha önce hiç görmediğim lokum çeşitleri sergileniyor ama en çok turistlerin ilgisini çeken kedi, ayakkabı ve araba gibi enteresan şekiller verilmiş çikolataları.