- ‘Ferman’ın hazırlık sürecinden biraz bahseder misiniz?
Hazırlık süreci yaklaşık 4 ay sürdü. Başlangıç noktasında elimizde dört şarkı vardı. Nurettin Çolak’la birlikte hepsine demo yaptık ve bu demoları taksi şoförlerinden sokak satıcılarına kadar herkese dinlettik. Elimizde CD, araba araba gezdik.
- Yurtdışında yapılan bir uygulama bu ‘Focus Grup’, siz de bu şekilde kendi ‘Focus Grup’unuzu oluşturdunuz. Sonuçta çıkan şarkı bu muydu?
Aslında bir şarkımız daha vardı. İkisi arasında arafta kaldık. ‘Egeli Esmer’ adında iddialı bir yaz şarkısı vardı. Ama ‘Ferman’ın çok daha anlaşılabilir ve basit sözleri, enerjisinin yüksek olması etkili oldu. Diğer şarkıyı Şimal biraz daha tanındıktan sonra çıkartmayı düşündük.
BAŞKALARIN ESERİNİ OKUMAK RİSKLİ
Şarkılarınızın söz ve müziklerini siz yapıyorsunuz. Bunun büyük bir güç olduğunu düşünüyor musunuz?
Başkasının şarkısını okumak biraz risk gibi geliyor. Çünkü onu bir yere taşıyamazsan o kapı sana kapanabilir. Ama kendi şarkını yaptığında hem risk senin riskin hem de kendini geliştirmen için bir avantaj. Kendi şarkılarında kolaylıkla beğenmediğin yerleri değiştirirken bazı söz yazarları sözlerin değişmesini istemeyebiliyor.
- Müzikseverler büyük oranda sizi Ferman’la birlikte tanıdı. Daha önce neler yapıyordunuz?
Yedi yıldır sahne üstündeyim. O gün bugündür albüm için çalışır durumdayız. Aslına bakarsanız bu süreçte çok özel isimlerle çalıştım. Mustafa Ceceli, Taşkın Sabah, Fettah Can bu isimler bana müzikal anlamda çok şey kattı.
KENDİM OLMAK İSTİYORUM
- Genelde sektöre yeni giriş yapanlar hep birilerine benzetilir. Sizi kime benzettiler?
Sıla gibi dediler, Gülşen gibi dediler, dediler de dediler, aklıma gelmeyecek bir sürü isim söylediler. Ya tavrımı, ya yüzümün şeklini ya da şarkımı öyle buldular. Hep benzetildim. Bu bana dezavantaj mı? Aslında hayır, benzettikleri isimler zaten marka değeri olan isimler, bu benim için gurur verici. Bundan sonraki işlerde Şimal de kendini yansıtmayı başaracak. Kısacası biri gibi değil kendim gibi olmak istiyorum!
- Çok kaygan bir zeminde iş yapıyorsunuz. Sektörle alakalı kaygılarınız, korkularınız var mı?
Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de var. Bunların bilincindeyim. Ama korkum yok. Elimde söz yazmak, beste yapmak gibi çok önemli bir silahım olduğunu düşünüyorum.
- Siz kimi dinliyorsunuz?
Ben Funda Arar dinliyorum. Hatta o kadının en büyük hayranlarından biri olabilirim.
- Yorumundan dolayı mı, sesinden mi yoksa duruşundan mı?
Duruştandır. Hanımefendiliğindendir, saygınlığındandır. Dilerim ben de öyle bir saygınlık kazanabilirim.
ÜRETKEN BİRİYSEN KISKANMAZSIN
- Bu işte görsellik çok önemli. Siz de güzel bir kadınsınız. Bu durum sizce fayda mı yoksa zarar mı?
Yaptığımız iş ‘Show bussiness’ dolayısıyla dış görünüş önemli. Ama dezavantajları da oluyor tabii, sahneye çıktığında önce görüntüne odaklanıyor insanlar, sonra sesini fark ediyorlar.
- Bulunduğunuz noktadan sonraki ilk hedefiniz nedir?
Ben saygıya ve saygınlığa çok önem veriyorum. Bundan sonra başka sanatçılara bestelerimi vermek istiyorum. Onların dilinden, onların kitlesinden duymayı çok arzuluyorum. Genel anlamda da bir solist ve söz yazarı olarak daha kalıcı olabilmek istiyorum.
- Başka sanatçıların şarkılarınızı okumasını istiyorsunuz fakat bir taraftan onlarla da rakipsiniz. Şarkınızı kıskanmaz mısınız?
Sen eğer üretken biriysen kıskanmazsın. Zaten şarkıyı birine yazıyorsun. Benim yazdığım şarkı mesela Demet Akalın’a uymuyorsa o şarkıyı ona yollamamak gerek. Çünkü o şarkıyı onun kitlesi beğendiğinde senin de marka değerin artıyor. Nasıl kıskanabilirsin ki?