RÖPORTAJ: Recep ASLAN
Şarkıcıların çoğu artık albüm yapmayacağını söylerken siz piyasaya albümle giriş yaptınız. Bu bir risk değil mi?
Albüm çıkarmamalarını mantıklı buluyorum. Çünkü klibiyle, promosyonuyla ön plana çıkarılmayan şarkılar çok güzel olsalar bile dikkat çekmeyebiliyorlar. Eskiden böyle değildi, bir albümün tüm şarkıları klipsiz de olsa bilinirdi ancak günümüzde maalesef hızlı tüketiyoruz. Benim tek şarkıyla çıkmama sebebim ise daha yolun çok başındayım ve konserlerimde kendi projelerimde yer alan şarkılar olsun istiyorum.
Albüm yapmak cesaret gerektiren bir işken, siz bu cesareti neye borçlusunuz?
Sesime ve duyguma güveniyorum. Samimiyeti notalara ve sözlere dökmek yetmez bir de yaşanmışlıkların verdiği enerjiyi doğru aktarabilmek için kendiniz olmanız gerekiyor.
Arabesk müziğin son dönemde küllerinden doğuşuna şahit oluyoruz. Çok sayıda şarkıcı, arabesk cover çalışmaları yapıyor.
Arabesk, içe işleyen, son derece duygusal ve özgür bir dil. Dolayısıyla insan duygusu var olduğu sürece devam edecek bir müzik türünden bahsediyoruz ve biz duygusal bir toplumuz.
Şarkıcı olmanızın yanında, aynı zamanda bestecisiniz ve söz yazıyorsunuz. İlham kaynaklarınız nelerdir?
Duygusal bir yapım var ve sadece kendim bir aşk yaşamam gerekmiyor. Etkilendiğim her durumdan, yaşantıdan, ilişkiden de üretebiliyorum. Şarkı yaparken doğallığı kaybetmeden o duyguya girebilmek için doğayı izlemek bile yeterli bazen.
İzleyicilerimle bağı kurmam lazım
Sürekli yeni şarkılar piyasaya çıkıyor fakat çoğu kısa ömürlü oluyor. Siz bu dalgalı denizde nasıl ilerleyeceksiniz?
Dinleti sunmak önemli. Konserlerimde sevenlerimle o bağı kurmak istiyorum. Sesimle, duygumla kendi alanımı oluşturmak en büyük temennim.
Müzikseverler 90’lı yıllara büyük özlem duyuyor. Siz ruhu 90’larda kalanlardan mısınız?
Kesinlikle öyle. Keşke 90’lı yıllarda yaşamış olsaydım, ‘Ben, o dönemlere aitim’ dediğim olmuştur birçok zaman. Duyguyu kaybettik şarkılarda, müthiş aranjeler, farklı soundlar var ama ya o gözleri dolduran, ruhumuza şifa veren şarkılar nerede?