Metanoia nedir?
Kitap yazmak isteyen, senaryo yazan veya yazmak isteyen, oyuncu ve oyunculuk yapmak isteyen ve birçok farklı meslekte olup; doktor, avukat, psikiyatrist, vb. bakış açılarını değiştirmek, algılarını güçlendirmek için; teknik açıdan donanımlı olmaları gerekir. Hafif stres altında uygulanan bu yöntem, beyin nöronlarını ateşleyerek hayal gücünüzü destekliyor, geliştiriyor. Beyninize zihin yogası yaptırıyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada da ilk kez uygulanan bir çalışma. Hem İngilizce ve hem de Türkçe bir eğitim modeli hazırladım. Beyin nöronlarını ateşleyip, sizi bambaşka dünyalara sürükleyen bir zihin yogası tekniği geliştirdim. Çeşitli meslek gruplarından oluşan kişiler üzerinde uyguladığım bu çalışmanın sonuçları beklentimin de üzerinde çıkınca, bu formülü eğitim modüllerinin en önemli parçası haline geldi.
Gerçek sanatçı kimdir size göre?
Gerçek sanatçı, toplumda yeni vizyon kırılmaları oluşturma derdinde olan kişidir. Bir başka deyişle; hayat ve insanoğlu ilişkisiyle ilgili biriktirdiği verileri özgün formatlarda ortaya koymak için yanıp tutuşandır. Müzik, sinema, dans, tiyatro, mimari yapı, resim ve heykel gibi edebiyat da gerçek yaşamı taklit eder. Gerçek yaşam göreceli bir olgu olduğu için de yoruma ve gözleme açık bir platform teşkil eder. Yetenek, tutku, merak ve disiplin dörtlüsü doğru kanallara yönlendirilirse ortaya çarpıcı eserler çıkar. Unutmamamız gereken bir başka gerçek de şudur; sanat, susuzluğunu izleyiciyle gideren bir varoluş şeklidir.
OYUNCULARIN ÜZERİNE FAZLASIYLA YÜK BİNİYOR
Aynı zamanda yazarlık eğitimi verdiğiniziöğrendik. Eğitimleri nerede veriyorsunuz?
Evet. Nişantaşı’nda kendime ait ‘Yaratıcılık Yazarlık Atölyesi’nde eğitimler, workshop’lar seminerler veriyorum. Sanatın tüm disiplinleri, içinde matematik barındırdığı için eğitim şart diyorum. BET (Bilinçli Eğitim Teknikleri) ile parlatılan bir zihin, kendi başına hareket eden bir zihinden daha verimli yol alır. Bu hep böyle olmuştur. Aynı şey spor dalları için de geçerli.
Eğitimlerinize kimler katılıyor?
Bankacı, işadamı, cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden plastik cerrahlara, oyunculardan senaristlere, nefes koçlarından klinik psikologlarına, gazeteciden masörlere kadar her gruptan geliyor. Mesleği ve yaşı ne olursa olsun, herkes bu eğitimlere katılabilir. Yeter ki akıcı ve anlaşılabilir bir kurgunun içinde matematik olmadan var olamayacağını baştan kabullenmiş olsun. Özellikle son günlerde devamlı reyting kurbanı olan dizilerde, senarist ve oyuncuların omuzlarına fazlasıyla sorumluluk ve yük biniyor. Metanoia tekniğiyle zihin yogası yaparak, hayal güçlerini daha da kuvvetlendirecekler.
2011-2012 yılları arasında Ten Deep Footprints – “On Derin Ayak İzi” adlı ilk romanımı İngilizce olarak yazdım. Bu kitabım 14 bin yazar arasından birinci olup ‘2013’te Uluslararası HarpersCollins Authonomy Altın Madalya’ ödülünü kazandı. Daha sonra romanımı Türkçeye bizzat kendim çevirdim. 1997-2010 yılları arasında İngilizce olarak yayımladığı ‘City Plus İstanbul’ ve ‘İstanbul Beyond Your Expectations’ dergilerinin ardından çalışmalarıma ABD’de devam ettim. ‘New York’ta NYC Food&Mood’ adında kültür-sanat ağırlıklı bir şehir rehberi çıkardım. Türkiye’ye döndüğümde “Enginar Mevsimi” ve “Hasta Bakıcı” adlı iki roman daha yazdım. 2014 yılında İstanbul’da kurduğum “Yaratıcı Yazarlık Atölyesi” ile çağdaş Türk edebiyatına yeni yetenekler kazandırmayı hedefliyorum. Atölyemde her hafta yazar adayları, oyuncular, farklı sektörde çalışan meslek grupları bir araya geliyor.
YAZMANIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ VAR
Dünyaca ünlü yazarların koçlarından eğitim aldınız mı? Mesela kimlerden?
Evet. John Grisham ve Stephen King gibi dünyaca ünlü yazarların motivasyon koçlarından yazarlık eğitimi aldım. Yazmanın iyileştirici gücü var mı?
Elbette var. Hatta bu gerçek, bilimsel araştırmalarda kanıtlanmış durumda. Kendinizi doğru ifade edebilmek için önce kendimize dürüst olmamız gerekir, gerçeklerin üzerini şekerle kaplamaktan vazgeçtiğiniz zaman özünüze ulaşırsınız. Kendiyle mücadele etmek yerine kendini olduğu gibi kabul etme yolunu seçenler bu konuda daha şanslı; çünkü yazmak bizi içimizdeki şeytanla tanıştırıyor. Şeytanımızı tanıyınca da meleklerimizin kıymetini anlıyoruz. İyileşme süreci tam da bu evrede başlıyor.