Sahte sosyetikler

ÇAĞLA GÜRSOY

cglgursoy@hotmail.com

twitter: CaglaGursoyy 
Instagram: CaglaGursoyy

Uzun zamandır masalarda ve kulislerde konuşulan bir konu var; sahte sosyetikler. Sosyetik kelimesinin tanımı tam olarak nedir bilmiyoruz aslında ama bildiğimiz kadarıyla zengin bir yaşam süren, tanınmış köklü ailelerden gelen, marka çantasını takıp her davette boy gösteren ve buna ilintili olarak cemiyet dergilerine her hafta fotoğraf veren, dernek ve yardım kuruluşlarının organizasyonlarını mesken tutmuş kişiler. Sosyetik kelimesinin Türk Dil Kurumu’ndaki tanımı ise ’Yüksek sınıfın yaşam biçimine özenen, asortik kimse’. Birçok sosyetik olarak anılan kişiler ise ‘Bana sosyetik demeyin ne olur!’ der ama sosyetik kavramı içinde kalmak için her şeyi yapar. Gelelim bu sahte sosyetik kavramına. Birkaç sefer kulağıma çalınmasa çok farkında değildim böyle bir kavram oluştuğunun.

NELER YAPARLAR 

Sosyal medyanın yaygın bir şekilde kullanılmasıyla herkes kendi cumhuriyetini ilan etti adeta. Herkes bir kendinin reklamını yapma, ben en iyiyim en güzelimi gösterme derdine düştü. Sahte sosyetiklerde en çok Instagram üzerinden kendini gösteriyor. Bu kişiler muhakkak çok tanınıyorum, çok takip ediliyorum modunda. Sahte takipçi satın alıp binler hatta milyonlara hitap ediyormuş gibi davranıyorlar. Sahte çantalar, sahte takı ve saatler yeni bir şey değil zaten zamanında Eda Taşpınar bile çakma elbise giymekle suçlanmıştı. Davetsiz davetli olurlar nasıl mı? Oradan buradan duyduğu cemiyet hayatının katıldığı bir davete, davetli olmadığı halde takar takıştırır ve boy gösterir. Bunun bir ileriki adımı da fotoğrafçılara sadece fotoğrafını çekmesi, herhangi bir mesleği olmamasına rağmen sadece ismini markalaştırmak için kendine bir halkla ilişkilerci ve bir asistan tutar. Gerçek bir sosyetik isimle rica minnet bir fotoğraf çektirir fotoğrafı ‘canım arkadaşımla’ diye paylaşır. Hiçbir alakası olmamasına rağmen yurtdışında özellikle Avrupa’da düzenlenen etkinliklerle aynı zamanda o ülkede bulunur ve o etkinliğe katılmış gibi yapar. Bu sahte sosyetiklerin yaptığı en hayret verici olay ise google’dan veya başka kişilerin profillerinden arakladıkları fotoğrafları kendisiymiş gibi paylaşırlar. Ay ben yazarken yoruldum bunu yapmaya siz yorulmuyor musunuz? Allah aşkına ya...

ŞAMPİYONA MEYDAN OKUDUM

BiP uygulamasındaki kanalım Tarzım Cepte için bu hafta milli atletimiz, Survivor’ın unutulmaz isimlerinden Merve Aydın’ı konuk olarak ağırladım. Milli bir sporcu bulmuşken monoton bir çekim yapmak olmazdı. Taktım Merve’yi koluma Kemerburgaz’da orman içinde çocuk ve yetişkinler için zorlu parkurların olduğu Forestanbul’a gittik. Zorluk derecesine göre 11 tane parkur var. Merve ‘Hadi en zoru deneyelim!’ dedi. Ben çoktan kaçıp saklanmıştım zor parkuru gördüğümde. ’Orta yolu bulalım orta zorlukta bir parkur seçelim’ diyerek Merve’yi ikna ettim. Tabii Survivor’a 2 kere katılmış bir milli atlet için bu parkurlar çıtır çerezdi. Ama yarışacağız hayatımda parkur yapmamış bir insanım. Yükseklerde atlayıp zıplayacağız. Son derece güvenlik önlemleri alınmış olsa da insan iplerden sallanırken, boşluktan atlarken bir tırsıyor vallahi.

MERVE AYDIN’LA KAPIŞMA

Merve hafif hastaydı bir hafta önce uzun süredir beraber olduğu erkek arkadaşıyla nişanlanmış ve nişanda bir göbek atmış bir oynamış sonunda şifayı kapmış. İçimden diyorum ‘Bu hasta hali belki bana biraz avantaj sağlar’. Yönetmen startı verdi ve ilk ben kendimi attım parkura, başladım tırmanya. Amaç aynı parkuru kim daha çabuk bitirecek. Kasap et derdinde koyun can derdinde! Ben düşmeden parkuru bitireyim tamam diyorum yarış-süre umurumda değil! Sağ salim yarışı tamamladım. Sıra Merve’ye geldi ve ceylan gibi seke seke bitirdi parkuru. Bana 1 dakikalık gibi bir fark atarak yarışın kazananı oldu. E tahmin edilmeyecek bir skor değildi bu ama ben de fena değilmişim öyle dedi.