Bazı şarkılar vardır. İçimizde yaşattığımız. Onlardan bir tanesi MFÖ grubunun “Hep Yaşın 19” şarkısı. Bu şarkıyı 19 yaşında dinleyenlerdenim. Çok şanslıyım vesselam. Kendimi dinlerken özel hissettiğim, benim için yazıldığını düşünerek hayaller kurduğum üstelik ergenliğimin sancısız geçirmemi sağlayan bir şarkım vardı. Geçen akşam Zorlu Performans Sanatları’nda uzun zamandan sonra MFÖ grubunu izlemeye gittim. Sahne devler ligiydi resmen. Taraftar çok coşkuluydu. Hakemler bile bu coşkuyu bozamadı. Yalnız şarkım yani benim için yazıldığına hep kendimi inandırdığım “Hep Yaşın 19” şarkısı söylenince aklımdan geçen tek düşünce şuydu: Acaba şu an salonda kaç genç kız daha bu şarkının kendisi için yazıldığı düşünüp hayallerde dolanıyordur. Kim bilir? Konserin bitiminde MFÖ’nün sahneden inmesiyle kocaman alkışlarla yeniden sahneye gelmeleri bir oldu. İşte böyle bitti gece. Sesler kısık, yüzlerde tebessüm, bir de kocaman flaşları olan fotoğraf makineleri hatırladığım kadarıyla. Konser sonrası kuliste bir araya geldik. Öğrendim ki MFÖ yeni bir proje yapacak ilerleyen zamanlarda. Kimlerle nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz. Yalnız en yakın zamanda MFÖ’den bir ‘Best Of’ gelse güzel olmaz mı?
‘Masal’da buluştular
Melis Kar, O Ses Türkiye’nin ilk sezonunda fırtınalar estirmişti. Program daha yeni yayımlandığı için hiçbir bölümünü kaçırmadan izliyordum. Melis ile İrem Derici benim favorimdi. İkisinden birini birinci beklerken finalde elendiler. Nitekim elenmekte keramet vardır derler ya aynen öyle oldu. Önce İrem Derici’nin şimdi de Melis Kar’ın adını sıklıkla duyuyoruz. Melis Kar ile Halil Sezai, Sihirli Mikrofon Ödül Töreni’ne kol kola girdiğinden beri sevgililer mi dedikodusu hiç kesilmedi. Birkaç hafta önce yazmıştım ikilinin bir sürprizi olabilir diye. İşte o gün geldi çattı. Melis ile Halil’in birlikte düet yaptıkları “Yalnız Masal” isimli şarkılarının klip çekimine gittim. Öncelikle söylüyorum. Havalar hâlâ soğuk güneşe aldanıp da ince giyinmeyin hele iç mekânlarda olacaksanız oralar hâlâ buz gibi yoksa benim gibi sette donarsınız. Halil Sezai’yi Harbiye Açık Hava’daki konserinden sonra ilk kez şalvarsız görünce biraz yadırgadım önce özellikle boynuna taktığı tesbihi andıran kolyesiyle birlikte yeni bir akım başlatacağı kesin. Melis’e gelince duru güzelliğiyle farkını her zaman ortaya koyuyor bence. Gelelim dedikodulara aşk var mı yok mu? Şimdi ikisinin birbirbirine yakıştığı kesin. Ama nitekim açıklamalarda bulundukları gibi yalnızca ağabey-kardeşler. Halil Sezai’nin de dediğini ben de size sorayım ağabey-kardeş arasındaki aşkı anlayabiliyor musunuz? Bu konuyu da esprili bir fotoğraf çekerek kapatalım.
Kenan ile Sinem’in düğünü olay oldu
Sevgili olduklarına hâlâ alışamadan evleneceklerini öğrendik. Önce yurtdışı sonra İstanbul derken Cunda’da evlenmeye karar verdiler. Düğünün masal gibi geçmesi için Cunda’da hazırlıklar tam gaz devam ediyor da. Geçenlerde tükenmişlik sendromu yaşadığımı düşünüp dinlenmek için Cunda’ya gittim. Oraya gitmişken düğün mekânını görmesem olmazdı. Kendi durumumu unuttum düğün mekânını görmeye gittim. Oraya gittiğimde bir an gözlerimi kapattım düğünü hayal ettim. Bugüne kadar kendi düğünümü hayal etmeyen ben. Yalnız, küçük bir kalabalıkla çok duygusal anların paylaşılacağını düşünüyorum. Yani, güzel bir düğün olacak o kadarını anladım da ulusal basının düğünde ne işi olacak onu anlamadım. Bizim kendi basınımıza hangi düğüne öyle rahat bir şekilde girdi ki? Elin basınına bu özgürlük verilsin. İşin gerçeği yok BBC gelecekmiş de düğünü takip edecekmiş de. Yok, öyleymiş de. Fazla zorlama bir haber olmuş.