Müzikte geleneksellikten kopmuyorum

Genç jenerasyonun başarılı yayıncılarından İrfan Aslanhan, Alem FM’de Radyo Makinası programıyla sevenlerine sesleniyor. Aynı zamanda ekranların ve beyazperdenin başarılı oyuncuları arasında yer alan Aslanhan, müzik platformu Müzrad’ın düzenlediği çeşitli dallardaki yarışmada halkın verdiği oylarla ‘En Karizmatik Radyo Programcısı’ seçildi. Ünlü radyo programcısıyla başarısını konuştuk.

Radyoculuk kanınıza nasıl girdi? 

Çocukluk yıllarımda koskoca iki kolonlu radyoyu gece yorganın altına sokup onu kucağıma alarak uyurdum. Evdekiler sabah erkenden okula gidiyorum diye uyuyor bilirken, ben her gece onunla flört ediyordum. Daha sonra yaş ilerledikçe fiili olarak bu makinanın içine girmeye başladım. Her radyocunun olduğu gibi yerel radyo serüvenim başladı. Radyoda çalışan bir sevgili yapmıştım. Onun sayesinde ben de orada çalışmaya başladım. 

Alem FM’de olmak size neler hissettiriyor?

Birçok radyoda çalıştım fakat çoğu hep öğrencilik yıllarıma denk geldi. Okuldan çıkıp başka bir okula gidiyor gibiydim. Asıl işi öğrenme dönemlerim o radyolarda geçmişti. Şimdi dönüp bakınca ‘evet’ hepsi çok kıymetli büyük kurumlarmış. Alem FM’in de öyle bir anısı var. Lise dönemlerim de çok gidip geldim bu radyoya. 

‘RADYO MAKİNASI’ ÇOK FARKLI BİR İŞ

Yaptığınız yayının diğer programlardan farkı nedir?  

Yaptığımız yayınlar aynı fakat programcılıklar farklı, kendi dünyasını yaratabilmiş. Her programcının üslubu farklıdır. Bu yüzden kendi doğalını yakalamış her insan bir diğerine benzemez. Sektörde yeni nesil yayıncılar kategorisine giriyoruz. Ama ne kadar güncel bir adam da olsam gelenekselden kopmayı hiçbir zaman tercih etmedim. Müziğinde geleneksel olanına yer veriyorum. Bu toprakların değerlerini de unutmuyorum. Köklerinden kopmadan ortaya koymayı başardığın ürünle alakalı. Bu yüzden ‘radyo makinası’ hem yeni hem de eski haliyle çokça farklı bir iş. 

“Dada Velet” ismi nereden geliyor?  

Dada lakabı uzun yıllar üstüme yapıştı. Bazen radyoya bir albüm veya paket geldiğinde üstünde ‘Dada’ ya verilecek’ diye yazıyor. Bir ara velet oldu, bir ara junior, son olarak dada yaptığım TV programının adıydı orada noktayı koyduk. Dada günümüze ulaşamamış bir sanat akımı olan Dadaizm’den geliyor. Bunu icra edenlere verilen bir ad başkaldırış “dada” eleştirinin sanata dönüşmüş hali ama hiç olmadık bir biçimde yapılmış bu insanların bunu benimsemesi kolay değil. Duyana ilk başta saçma ve itici geliyor ama saçmalık özünde var Dada’nın. Onu anlayan ve çözene ise büyük ve anlamlı eğlence. 

Müzrad’ın düzenlendiği yarışmada halkın verdiği oylarla “En Karizmatik Radyo Programcısı” seçildiniz. 
Evet, buradan oy veren herkese çok teşekkür ediyorum. Bir de radyocular için yakışıklı değil derler. 

Aynı zamanda oyunculuk yönünüzde var. Birçok sinema filminde oynadınız. Sırada ne var? 

Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde okudum. Kıymetli hocamız Müşfik Kenter’in genel sanat yönetmenliğini yaptığı BBT’de çocuk, gençlik ve birçok alternatif topluluklarında oynadım. Fakat radyoda yayın yaptığım saatler uzun yıllar tiyatro yapmama izin vermedi. Konservatuvara girene kadar elimden geldiğince tiyatronun her noktasında bulunmaya çalıştım. Tiyatro tabii ki sinemayı da beraberinde getiriyor. ‘Sabit Kanca 2’ sinema filmi ilk başrolüm oldu. ‘Çılgın Dersane’ filminin 3 ve 4’cü serilerinde yer aldım. Kolpaçino’nun ilk serisinde ve bu yaz yeni çekilen Kolpaçino 3 filminde rol aldım.  

SAHNEDE MÜZİK VE ŞOVU BİRLEŞTİRDİM

Başka nelere hayatınızda yer veriyorsunuz? 

Radyo ve oyunculuk dışında aslında yine bu işlerin bir halkası olan bir iş daha yapıyorum yine tabi malzememiz müzik. DJ’lik yapıyorum. Sahnede müzikle şovu birleştirdim. Elimde mikrofonla tıpkı radyodaki gibi interaktif olarak insanlarla iletişime geçip birlikte eğleniyoruz. Yazın çok şehir dışına gittik. Şu anda düzenli olarak Ortaköy’de cuma ve cumartesi geceleri büyük bir gece kulübünde sahne alıyorum.

Takip ettiğiniz radyo programı var mı? 

Arabamda sürekli radyom açıktır. Alem FM’in reklamlarını bile kaçırmamaya gayret ediyorum. 90’lı yıllardaki gibi resmen kolonlara yapıştığım bir Muzo abim var. Ustamdır. Çok şey öğrendik kendisinden… İnanılmaz donanımlı ve kalifiye bir adamdır Muzaffer Günsar… Onun gibi de bir yayıncı daha da tanımadım. Her zaman söylerim onun üstüne yok. Geceleri yayın çıkışı sürekli beni eve bıraktığı için söylemiyorum.