Kendi şarkını söylemek meditasyon gibi!

2014 yılında çıkardığı ‘Şimdi’ isimli albümüyle müzik dünyasında alternatif yorumuyla dikkatleri üzerine çeken Mavi yeni single çalışması, ‘İki Ateş’ ile müzik severlerle buluştu. Sözü Mavi’ye bestesi ise Bora Duran ‘a ait şarkının düzenlemesi de Mustafa Ceceli imzası taşıyor. Avukat olan ancak işinden istifa ederek müziğe gönül veren Mavi ile serüvenini konuştuk.

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Meraklı ve yaşam enerjisi yüksek bir kız oldum kendimi bildim bileli. Bu yüzden de ilgi alanı olarak da meslek olarak da biraz yeniliğe, keşfe açık, hatta maceraperest yaşadım. 7-8 sene önce hayatımda meşgul olduğum şeyler arasında müzik iyice yükselip diğer her şeyden uzaklaşmama sebep oldu. Bir nevi aşk. Ceketimi aldığım gibi koştum gittim ben de.

Aslında herkesin hayali olan avukatlığı bırakıp kendi hayallerinizin peşinden gittiniz. Çevreniz nasıl karşıladı bu durumu?

Herkesin hayali midir yoksa herkesin ailesinin hayali midir avukatlık, o tartışılır aslında. Bazı şeyler teoride çok güzel geliyor. Amerikan filmi izlemiş herkes bir kere avukat olmak istemiştir. Benim buz pateni izlediğimde heveslenmem gibi. Ama kazın ayağı öyle değil, hele ki bizim memlekette hiç öyle değil. Hâlâ görüştüğüm başarılı ve mutlu avukat arkadaşlarım var. Bana çok destek oldular. Konserlerimi kesinlikle kaçırmazlar. Ailemin sindirmesi ise daha uzun bir zaman aldı. Ama işte vazgeçmemi umdukları süre içerisinde benden bir cayma görmeyince, başta istenmeyip yıllar içinde mecburen kabullenilen damat gibi oldu müzik (gülüyor). 

‘İKİ ATEŞ’ PARÇASINI SEVGİLİME YAZDIM

 

Müzik sektörü dışarıdan göründüğü gibi cazibeli ve kolay mı?

“Anlatamam, görmen lazım” diye bir şarkı var ya, öyle. Şaka tabii, ben hilesine hurdasına, kavgasına kıskançlığına uzak bir yerde tutuyorum kendimi. O yüzden sadece sektörün genel kurallarını, işleme şemasını gözlemleyip, ruhumu bozmayacak ve hayatımın merkezine oturmayacak şekilde yürütmeye çalışıyorum işimi. Sonuçta artık evde oturup kendime kendime çalmadığım ve ürettiğimi ticari olarak sunduğum için, özellikle de pop müzik türünde çalışmalarım olduğu için tamamen bağımsız davranmak mümkün değil. Ama sırf para ya da başarı için de bana uymayan, sevmediğim bir şey çıkarmam, hayat bunlardan çok daha büyük.

Şarkılarınızın sözü ve bestesi size ait… Üretmek nasıl bir duygu?

Temizlenmek, arınmak, bir dostuna aylar sonra görüşmeyeli neler olduğunu anlatmak gibi. Sepetini boşaltıyorsun ki tekrar doldurasın. Benim üç halim var mesela, sadece beslendiğim bir hal, biriktirdiklerimi işlediğim bir hal, bir de nihayetinde ürettiğim hal. Arının bal üretmesi, kafası gibi biraz. İşte o aradaki pasif süreç uzayınca hayat bana da etrafıma da zehir oluyor. Ama bir kere bebek doğdu mu sonrası müthiş keyifli. Kendi şarkılarını söylemek de apayrı bir meditasyon. “İyi ki, iyi ki” deyip duruyorum güzel geçen işlerden sonra.

‘İki Ateş’ nasıl yazıldı, özel bir anlamı var mı? 

Geçmişte çok fena vurulduğum bir çocuk vardı, yanlış zamanlamalar diyelim. Tanıştığım anda kolunu uzatıp “beraber yürüyelim” diyen ve daima beraber yürümek istediğim insan. Seneler sonra tesadüfen karşılaşıp bu kez kaybetmeyelim birbirimizi dedik. ‘İki Ateş’ onun hikayesidir. 

Bu sektördeki rekabetler sizi yoruyor mu, biraz anlatır mısınız? 

Derdi kendisiyle olanı başkalarının yaptığı yormaz aslında. Beni rekabetlerden çok herkesin yapması gereken işi elinin ucuyla yapması yoruyor, her sektörde böyle aslında memlekette. Az emek olsun çok para olsun. Bunu müzik sektörüne yansıt, olsun sana birbiri ardına kapanan konser mekânları, kısa vadede karcı prodüktörler, saçma sapan şarkılar…

TEPEM ATARSA MÜZİĞİ BIRAKIRIM

Bundan sonrası hedefleriniz nelerdir? 

Zormuş, kolaymış, karmaşıkmış yok artık hiç takılmayıp yoluma bakacağım. Yeni şarkılar da yolda, teker teker yayınlamak istiyorum bu sene ardı ardına. Şöyle bir terazi kurdum içinde, çilesi verdiği mutluluğun önüne geçmediği sürece üretmeye ve paylaşmaya devam. Malum artık dinleyiciye ulaştırmak bile apayrı bir emek istiyor. Bir gün tepem atar da başlarım böyle işe dersem belki bambaşka bir hayat kurarım. O ana kadar hikayemi anlatmaya devam.

Sizden şarkı isteyen ünlüler var mı?

Hep vardı fakat galiba biraz kendi derdimle meşguldüm. Son aylarda daha çok yoğunlaştım besteciliğime, o da ayrı bir keyif, bir bedene uygun elbise dikmek. Daha özgür davranabildiğin bir alan. Bir de üzülüyorum bu işe yüreklerini koymuş bazı arkadaşlarımı gördükçe, astronomik fiyatlara iyi besteci bilinen isimlerden şarkılar alıyorlar, o isimler de kendi söylemeyecekleri kenarda kalmış şarkıları iteliyor, sonuç hüsran. Tabii ki ticari bir iş yapıyoruz ama tamamen tüccar gibi düşünürsen sen de bir süre sonra bitersin, şarkılarının ruhu da biter. Çok gördük böyle insanları.