Hep başrollerde yer aldım

Türkan Şoray’a olan benzerliğiyle dikkat çeken Ayşen Batıgün, ‘The Game’ isimli Azeri yapımda başrol oynuyor. Çekimleri hâlâ devam etmekte olan yapımda çekiciliği ve güzelliğiyle her şeyi elde eden Derya karakterini canlandıran Ayşen Batıgün ile Azerbaycan çekimleri öncesi sette bir araya geldik.

Röportaj: Mazlum AYDIN 

Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı? 

Liseden sonra konservatuvar sınavına girip Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni kazandım. 4 yıllık bir eğitimden sonra dizilerde reklamlarda yer almaya başladım. Ardından yolum menajerim Tümay Özokur ile kesişti ve hayatımın en keyifli serüveni böyle başladı.

Azerbaycan yapımı “The Game” adlı filmde başrol olarak yer alıyorsunuz. Filmin konusundan biraz bahseder misiniz? Kimlerle oynadınız? 

Evet, yapımcılığını Art Pictures’ın yaptığı filmimizin yönetmen koltuğunda Rifat Aliyev ve Orhan Bayramov oturuyor. Canlandıracağım karakterin adı; Derya. Derya profesyonel bir hırsız ama hırsız olduğu hiç belli değil. Will Smith’in Focus filmindeki hırsızlara benziyor. Rus mafyası ve Azeri mafyası arasında kalmış bir kadın. Bu kadın, o iki mafyanın arasına o kadar komik bir şekilde dahil oluyor ki... Bir yere hırsızlık yapmak için giriyor ve kaçarken başına çok komik şeyler geliyor. Daha sonra bu kadının eline Rusça bir elmas haritası geçiyor. Daha sonra elmasları bulmaya Azerbaycan’a gidiyoruz. 

Çekimler nerede yapıldı?

Çekimler Azerbaycan’da devam ediyor. Filme mevsim geçişi için kısa bir ara verildi. Sonrasında 3 gün İstanbul’da çalışmamız olacak. Bu sene vizyona girecek.

 

Daha önce de Hollywood yapımı ‘Katran’ filminde yer aldınız. Birbirinden başarılı bu işlerde yer almanın bir sırrı var mı?

Her şeyden önemlisi istemek. Ben hep sinema filmlerinde oynamak istiyordum. Şükürler olsun, yer aldığım projelerde hep başrollerde yer aldım. Bu kadar büyük bütçeli işlerde yer almak sanırım çalıştığım kurumla alakalı. 

YENİ YÜZLERE ŞANS TANINMALI 

Hollywood sinemasındaki çalışma şartları ile bizdeki çalışma şartlarını kıyaslayabilir misiniz?

Oradaki çalışma koşullarını tam anlamıyla gördüğümü söyleyemem. Çünkü biz filmi Türkiye’de çektik. Biz burada çok zor şartlarda dizi ve film çekiyoruz. 24 saat çalıştığımız oluyor. Azerbaycan’a da bu şekilde çalışacakmış gibi gidiyorum.

Peki, bir oyuncu her rolü oynamalı mı?

Bir oyuncu, senaryoyu okuduğu zaman ‘Tamam!’ dediği an, onu oynamalı. Bu deli olabilir, fazla akıllı biri olabilir, katil olabilir, eşcinsel olabilir... Önemli olan ne hissettirdiğidir oyuncuya.

Sizin, “Asla oynamam!” dediğiniz bir rol var mı?

Evet, var. Gerçekten senaryoda ihtiyaç olmadığı sürece fazla açık olan sahnelerde oynamayı tercih etmem.

Sektörde yeni yüzlere de şans tanınması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Tabii ki yeni yüzlere de şans tanınmasından yanayım. Ekranda her daim aynı yüzlerin olması iyi bir şey değil. Çünkü yeni jenerasyonda gerçekten çok başarılı oyuncular yetişiyor. Zaman zaman onların da aralara serpiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu başarıya, bir şans gerek…

Gündemdeki dizileri takip ediyor musunuz?

Takip ediyorum. Bu aralar birbirinden güzel gençlik dizileri başlıyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Kendi kafamda da reyting tahminleri yapıyorum tabii ama bunları paylaşmıyorum.

Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray’a benzetilmek nasıl bir duygu?

Ben de herkes gibi Türkan Şoray filmleriyle büyüdüm. Türkan Hanım’ı çok beğeniyorum. Sevdiğin birine benzetilmek harika bir duygu ve gurur verici. Umarım benzemekten de öte, sanatsal olarak da en az onun kadar unutulmaz isimlerden biri olurum.

İLERİDE OKUL AÇMAK İSTİYORUM 

Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?

Üniversitede bir başka bölüm olan çocuk gelişimi üzerine okudum. Oyuncu olmasaydım kendi drama okulumu açıp öğretmen olmak isterdim. Şimdilik yoğunluktan fırsatım olmuyor ama ileride mutlaka bir okul açmak istiyorum.

Takıntılarınız ya da olmazsa olmazlarınız var mıdır?

Hiç takıntılı biri değilim. Her şeyi oluruna bırakmayı seviyorum. Ama işimde disiplin benim için çok önemlidir. Kafama koyduysam mutlaka en iyisi olmalı. Disiplinli ve azimli olmanın yanı sıra hayatın akışına uyum sağlayabiliyor olmamın bana başarıyı getirdiğini düşünüyorum.

Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?

Setimin olmadığı bir günde, bol bol kitap okur ve film izlerim. Mesela şu günlerde, kişisel gelişim kitaplarını çok okuyorum. Aynı şekilde kulaklığımı takar, Fenerbahçe sahiline doğru yürürüm.

EDEBİYAT BİR OYUNCU İÇİN ÖNEMLİ!

Edebiyatın, bir oyuncunun hayatında önemli bir yere sahip olması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Bu fikre kesinlikle katılıyorum. Edebiyat; bir oyuncu için gerçekten çok önemli. Çünkü okuduğunuz bir kitabın dizisinin yapılması ve sizin de o dizide yer almanız an meselesi. Eğer yer aldığınız dizinin uyarlandığı eseri önceden okumuş ve karakterler hakkında bilgi sahibi iseniz, işiniz gerçekten büyük oranda kolaylaşıyor.

Çocukluk kahramanınız kimdi?

Benim zamanlarımda Full House (Bizim Ev) diye bir dizi vardı. Hiç kaçırmadan izlerdim.  Muhakkak herkes hatırlar Mary Kate Ashley Olsen İkizleri vardı onların Jess diye dayısı vardı. Jessy Dayı benim hem kahramanım hem de ilk aşkım sayılır. Steven Spielberg un E.T si ise halen benim kahramanımdır. Hobi odamda kocaman afişi durur.

HİKAYELER YAZIYORUM 

Yalnızlığı mı kalabalığı mı tercih edersiniz?

Ben her zaman yalnızlığı tercih ederim. Benim bir sinema odam var orada saatlerce kitap okumak ve film izlemek en zevk aldığım zamanlardır. Yalnızken hikayeler yazarım. İleride onları filme çekmek büyük bir hayalim. Ama çoğu zaman arkadaşlarımla alışveriş yapmak sinemaya gitmek izlediğimiz filmi tartışmak beni çok mutlu eder. Kız kıza kahve muhabbetlerini severim. Arkadaşlarımla zaman geçirmeyi çok seviyorum.

Son olarak, bir hayat felsefeniz var mı?

Bir şeyi ne kadar çok isterseniz, o kadar çabuk elde edersiniz. Eğer elde edemiyorsanız; oradaki tek engel, yine kendinizdir…

Hollywood yapımı Katran filminde oynayan Ayşen Batıgün, şimi de Azerbaycan yapımı The Game filminde rol alıyor. 

AYŞEN BATIGÜN. Edebiyat; bir oyuncu için gerçekten çok önemli. Çünkü okuduğunuz bir kitabın dizisinin yapılması ve sizin de o dizide yer almanız an meselesi.