Yeni şarkınız hayırlı olsun. Gelen tepkiler ne yönde?
Çok kişi ‘Beklediğimize değdi’, ‘Bu şarkıyı çok sevdik’ diyor. Çıktığımız konserlerde de hep bir ağızdan söylendi. Bunlar şarkının dinleyiciye ulaştığını gösteren, bizim için kıymetli şeyler.
Şarkı gerçek bir hikayeyi mi anlatıyor yoksa sözleri tamamen Cansu Hanım’ın hayal ürünü mü?
Hayatta hepimiz bir şeylerle sınanıyoruz. O yüzden bir kısmı kurgu olabilir amamuhakkak gerçeklik payı vardır.
KENDİ ŞİRKETİMDEN ÇIKARDIM
Parçanın ve klibinizin ortaya çıkmasında kimlerin emeği geçti?
Şarkının sözlerini Cansu yazmıştı, bunun üzerine çalıştık ve beraber müziğini yaptık. Albüm öncesi dinleyiciyle aramızdaki mesafenin kısalacağını düşündüm. Düzenlemelerini ben yaptım ve bana çok değerli müzisyen arkadaşlarım eşlik etti. Şarkıyı, kendi şirketimiz olan CF Müzik’ten, DMC ile birlikte çıkardık.
UMUTSUZLUĞA HİÇ KAPILMADIM
Birçok sanatçı şarkılarınızı seslendirdi. Bugünkü konumunuza ulaşabilmek için neler yaptınız? Umutsuzluğa kapıldığınız anlar oldu mu?
Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadım. En hüzünlü şarkımda bile -bazen melodi, bazen de sözle- bir çıkış yolu vardır. Kimse bu noktalara kolay ulaşmıyor. Üzerimde, kendimden aileme kadar çok insanın emeği var. İnsanlara kendinizi tanıtmanız ve sevdirmeniz kolay değil. Bir kırılma noktası var. Ondan sonra işler rayına oturuyor.
Akustik şarkı üretimi azaldı
Eserlerinizin bir matematiği var mı? Sadece içinizden geldiği gibi mi besteliyorsunuz?
Belli başlı kurallar yok. Ama şarkıyı yapan kişinin kendine ait bir matematiği var. Benim şarkılarımı uyandıran şeylerden bir tanesinin ‘pozitif hüzün’ olduğunu söyleyebilirim. Böyle bir şey buldum. En zorlandığın, yere düştüğün anda ayağa kalkmayı bilen bir yapı. Ayrıca benim şarkılarımda enstrüman tercihleri de çok önemli. Son dönemde akustik şarkı üretimi azaldı. Benim kullandığım akustik alt yapı, dinleyenlere yeni bir nefes gibi geliyor olabilir.
Moi Sahne konseri öncesi bir sürprizle karşılaştınız. Eşiniz vasıtasıyla ikizlerden bir not aldınız, nasıl bir duyguydu?
Çok farklı hissettirdi. Harika bir duyguydu. Bir turneye başladık Moi Sahne konseri de ilk konserdi, ilk kez bu kadar çok ayrı kalacağımız için böyle bir not hazırlamışlar. Notu evde saklıyorum, ömür boyu da saklayacağım.
İKİZLER OLUNCA DEPRESİF UYANMADIM
Baba olmak, sanat hayatınıza olumlu ya da olumsuz etkiler yaptı mı?
Bence oluyor. Çünkü eskiden bazen depresif uyanırdım, çocuklar doğduğundan beri hiç depresif uyanmadım. Pozitif uyanıyorum ve dünyaya da öyle bakıyorum.
EVLİLİĞİMİZDE SINIRLARI BELİRLEDİK
Eşiniz Cansu Kurtçu’yla aynı evi, yastığı, mesleğinizi ve hatta melodilerinizi de paylaşıyorsunuz.
Bize bunun çok zor olacağı, işin içine egoların ve komplekslerin gireceği söylenirdi. Ama sağlıklı bir şekilde aştık. Bunun bir sebebi, ikimizin de çok anlayışlı insanlar olmamızdır. Hayat bize güzel şarkılar ve kariyer gibi önemli hediyeler verdi. Bunların hepsinde, birbirimizi anlayarak ilerledik; kendi sınırlarımızı belirledik. Ama zor yanları da var. Bazen şarkı yazarken birbirimize girebiliriz. Başarılı işler de bu sayede çıkıyor.
Türkiye’de müzik ölmüyor
Telif sistemini rayına oturtabilirsek, bu ülkenin gençleri, yaptıkları işin karşılığını almaya başlayacak. Yapımcılar da aynı şekilde. Eskiden CD satılırdı ve bu adamlar para kazanırdı. Şimdi dijitalden ne kadar kazandıklarını bilmiyorum. Bir dönem tamamen dibe vurduğunu düşünüyordum. Şimdi yavaş yavaş yukarı çıkıyoruz. Listelerde hiç tanımadığım ama dinleyenlerin çok sevdiği isimler var. Demek ki, Türkiye’de müzik ölmüyor.