- İki yıl aradan sonra albüm çıkardınız. Şarkılarınız kadar kendi tabirinizle ‘Safiye Loren’ imajınız da çok konuşuldu. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
- Faik Bey’e ‘Sophia Loren mi, Safiye Loren mi’ diye sordunuz mu?
SAFİYE POPÇU OLDU TARKAN DA ALATURKACI
- ‘Bir Yorum da Benden’ albümünüzden biraz bahseder misiniz?
- 15’ten fazla albümünüz var. Yine de albüm yaparken heyecanlanır mısınız? Neler hissediyorsunuz? Beklentiniz nasıl?
- Şarkıcı-oyuncu furyasında hiç görmedik sizi. Düşünüyor musunuz böyle bir projede yer almayı?
Asla… Oyunculuğu tiyatroculara bırakıyorum, şarkıcılara değil…
EVLİLİK BANA GÖRE DEĞİL
- Faik Bey ile bir türlü evlenmemeniz çok eleştiriliyor. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz? İleride bir düğün olabilir mi?
Ayrılmamak için imza atmıyorum. Evliliğe çok büyük hürmetim var. Ama bu benim tamamen kendi fikrim. Kesinlikle böyle bir niyetim yok. Faik Bey, en az 30 kere evlenmek istedi ve o imza için diretti. Benim rahatsız bir çocuğum var. O yüzden evlilik bana göre değil.
- Hâlâ ilk günkü gibi âşık mısınız birbirinize?
Evet, bu süreçte daha da iyi anladım ki ben de o da birbirimize ilk günkü gibi âşığız. Biz tam 17 yıllık âşıklarız.
- Hayat hikayeniz gerçek bir başarı öyküsü… Biraz o günlere gitsek… Neler söylersiniz?
Evet, şiddetle kınıyorum küçük yaşta evlenmeleri. Ben çok küçük yaşta evlendim. O yıllarda çocuk gelinler falan diye bir şey yoktu tabii… Benim o yıllardaki hayatım örnek olmamalı kimseye. İyi ya da kötü 17 yıl evlilik hayatım geçti. İki de çocuğum var. Bu arada hayat üniversitesini de bitirdim tabii… Azimliyim. Yaşım da çok gençti. Hem memurdum, akşam 6’da devlet dairesinden çıkıp rahmetli Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Şefi Özer Altın’dan ders alıyordum. Akşam eve gidiyordum. Yemek yapıp, çamaşırları yıkayıp gece 02.30’da yatar sabah yine memuriyete devam ederdim. Sonra imtihana girdim ve kazandım. Ondan sonra da devlet sanatçısı oldum.
FAHRETTİN ASLAN’IN UĞURLU SANATÇISIYDIM
- Keşke o şaşaalı gazino günlerine geri dönsem dediğiniz oluyor mu?
Keşke! Maksim’in de en yıldızlı yıllarını yaşadım. Assolist olarak o renkli neonlarda en üstteydi adım. Bir gün rahmetli Fahrettin Aslan’ın telefonuyla uyandım. Ramazan günüydü. Kadir Gecesi de çok dua etmiştim. “Bayramda seni Maksim sahnelerinde görmek istiyoruz” dedi. Bana “Ümmügülsüm’üm, ayağı uğurlu sanatçım” derdi. Haftanın 7 günü Maksim’deydik. Fahrettin Aslan her programımı dinlerdi. Çok güzeldi o günler, gazino günleri yani erken bitti. Ben son 10 seneyi yakalayabildim.
- Oğlunuz Harun’un durumundan dolayı siz bambaşka bir annesiniz aynı zamanda… Harun şu an nasıl?
Çok şükür evladım nefes alıyor. Oğlum ve işim bütün hayatım. Tabii ki benim evladım onun anne olarak hep yanındayım. Allah benim ömrümden ona versin. Bir sihirli değneğim olsa asasıyla gelsin ona şifa versin isterdim.