Röportaj: Recep ASLAN
‘Maide Teyze’, karakteri nasıl ortaya çıktı?
Tesadüfü bir şekilde ortaya çıktı. Benim başka bir şey için yaptığım videoyu senaristimize izletmiştim. O sırada başka proje için buluşmuştuk. İstenilen oyuncuların programı uymadığı için rafa kaldırılmak zorunda kaldı ve ertelendi. Videoyu izlettirdiğim Serkan Altuniğne, Maide’yi güzel bir şekilde senaryolaştırdı. Ondan sonra hızla sete girdik.
Filminizde seyircileri neler bekliyor? Özellikle teyzeleri...
Teyzeler yüzde 100 kendilerini bulacak. Maide’nin videolarını sosyal medyada paylaştığımda insanlar birbirlerini etiketleyerek ‘baksana ya aynı halam’, ‘baksana ya bizim yenge değil mi?’ benzetmeleri yaparak empati kurdu. O yüzden teyzeler ve altın gününe şahit olan gençler kesinlikle bu filmde çok eğlenecek.
RAKİPLERİ TAKİP EDERİM
Çocukluğunuzda evde altın günleri yapılıyor muydu?
Haftada bir yapılıyordu. Bize de ayda bir denk geliyordu. Ben eve döndüğümde eğer annem başka bir yerdeyse çantayı bırakıp oraya gidiyordum. Eğer altın günü bizim evdeyse tepsinin içinde iki dilim börek bize ayrıldıysa benden mutlusu yoktu.
Vizyonda başka arkadaşınızın bir komedi filmi varsa vizyon tarihinizi değiştirir misiniz?
Eğer yapımcısı ben isem, öyle yapmaya çalışırım. Yapımcısı ben değilsem çok da elinizde olamıyor. Oynadığım filmimde karşımızdaki rakipleri takip ediyorum ama yapımcımla paylaşıyorum.
GÜLDÜRMEK İÇİN ÇEKMİYOR
Kadın komedi oyuncu sayısı ülkemizde bir elin parmağını geçmez. Sizce bunun nedeni nedir?
Komedi daha cüretkar bir şey… Ülkemizde kadına sen dur, ben yaparım durumu söz konusu ya şimdi biraz artık sosyal medyanın da gücüyle kadınlar kendilerini daha iyi ifade edebiliyor. Komediyi de daha özgür yapabiliyor. Misal kendi adıma komedi yapmak için sosyal medyada videolar çekmiyorum. Ama insanlar ona gülüyorlar. Çünkü rahatım, istediğim gibiyim, doğalım hiçbir şey yapmaya gerek duymuyorum.
KURALLARIM İŞE GÖRE DEĞİŞİR
Oyunculukta kurallarınız var mı?
İşten işe değişiyor. Bana gelen işle benim beklentim örtüşüyor mu? Örtüşüyorsa herkes zaten kurallarını baştan koyuyor. Benim bir rolden senaryoyu okuduğunda ondan etkileniyorsam. Zaten ona ‘evet’ diyorum ve el sıkışıyorum. Ondan sonrasında Ezgi olarak sette bir beklentim varsa o da sete canı gönülden gelip giden ekip olur.
ORADA BİR YARIŞ YOK
Cem Yılmaz’ın komedyenlere tur bindirdim açıklamasına katılıyor musunuz?
Öyle düşünüyorsa saygı duyuyorum. Orada bir yarış olduğunu sanmıyorum ama Cem Yılmaz’ı hayranlıkla izliyorum. Yılmaz Erdoğan’ın kalemine, oyunculuğuna ve şovuna da hayranlıkla bakıyorum. Türkiye’nin en sağlam kalemlerinden birisi... O yüzden ikisini de ayrı ayrı seviyorum.
Kendinizi komedyen olarak görüyor musunuz?
Ben komedyen değilim. Komedi de oynayan, farklı işlerde yapan biriyim. Bana göre komedyen sadece komedi yapan kişiye deniyor. Ben her tür filmde rol alan oyuncuyum. Komedide yer almak, bir komedi filminde Ezgi de olur denilmesi benim için müthiş bir şey.
STAND-UP ERKEKLERİN ELİNDE
Hiç stand-up yapmayı düşünüyor musunuz?
Stand-up yapabilir miyim bilmiyorum. Bunun için çok sağlam metin hazırlamak lazım, bunu Türkiye’de en iyi yapan Cem Yılmaz, hayranlıkla baktığım, her izlediğimde bir insan bunu nasıl yapabilir kolay mı diye hayranlıkla baktığım bir oyuncu ve şovmen. Dünyada takip ettiğimde güldüğüm insanlar var ama kadınlardan ziyade erkeklerde daha fazla olduğunu fark ediyorum. Neden öyle bilmiyorum.
DİZİ TEKLİFLERİNE AÇIĞIM
Uzun süredir sizi dizi projelerinde göremiyoruz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Açıkçası filmler ağır bastı. Geçen sene ‘Kocan Kadar Konuş’ filminden sonra İpek Bilgin’in yönetmenliğini yaptığı Enis Arıkan’la ‘10-11-12’ adlı tiyatro oyunu yaptık. Geçen seneyi tiyatroya ayırdım. Bana da iyi geldi. Cesaretimi yeniden kazandım. Öğrencilik günlerime geri döndüm. Dizide çok yapmak isteyeceğim bir şey bana denk gelmedi. Gelirse buna da kapalı değilim. Oyunculuğu bir bütün olarak düşünüyorum.
YURTDIŞI HEDEFİM VAR
Yurtdışı tabii ki istiyorum. Oyunculuk çok evrensel bir iş, eğer işini iyi yapıyorsan, iyi senaryo iyi oyuncularla bir işin içerisinde yer alıyorsan o film neden dünyayı gezmesin, dünya festivallerinde seni hiç tanımayan insanlar tarafından neden izlenmesin. Bu çok heyecan verici bir şey.