Dizi için eğitim almaya gerek yok!

Bilkent oyunculuk mezunu Gülşah Çomoğlu, ‘Yüksek Sosyete’ dizisinde hırslı bir o kadar da ihtiraslı Begüm karakteriyle izleyici karşısına çıkıyor. Aynı zamanda Özel Moda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nde oyunculuk eğitmenliği yapan genç yetenekle rolünü ve hikâyesini konuştuk.

‘Yüksek Sosyete’ dizisini diğer yazlık yapımlardan ayıran özellik nedir?

A’dan Z’ye tüm detaylar üzerinde titizlikle durulan bir iş olduğu için bu yaza damgamızı vurduk. Yaz dizilerine genelde ara sıcak olarak bakılır ama biz seyircimize ana yemek sunduk. Teknik ekip, reji ekibi, hazırlık ekibi, cast o kadar titizlikle seçilmiş ki puzzle’ın parçaları birleştiğinde ortaya çıkan manzaranın hakkını seyircimiz her hafta bizi birinci yaparak cevabı veriyor. 
Dizideki karakterinizden biraz bahseder misiniz? 
Begüm karakteri iyi eğitim görmüş, bir süre eğitimine yurtdışında devam etmiş, 30 yaşında hırslı bir işkadını. Babasının kozmetik şirketinde çalışıyor. Her kız çocuğu gibi babasına çok düşkün. Tek amacı şirkette Başkan olabilmek. Ama ne yazık ki erkek kardeşi Can vekilliği almıştır. Çünkü erkek evlat olan o’dur. Kazanmak için her şeyi yapar. Begüm herkesi hatta ailesini bile bu uğurda harcayabilir. 

PSİKOLOJİK HAZIRLANIYORUM

Begüm karakteriyle benzer yönleriniz var mı?

Begümle yakından uzaktan bir benzerliğim yok. Çünkü Begüm çok zengin (gülüyor). Şaka bir yana hiçbir zaman hırslı ve iş odaklı olmadım. Hayatta en önem verdiğim şey ailem ve sevdiklerim olmuşur. Begüm kazanma hırsı uğruna herkesi harcayabilir. Oysaki ben sevdiklerimi kaybetmemek uğruna arzularımdan vazgeçebilirim. Çok fedakar bir insanımdır ve ne yazık ki ‘hayır’ demeyi yavaş yavaş öğreniyorum. 
Rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz?
Bol bol gözlem yapıyorum. Okuyorum, araştırıyorum. Zaman zaman psikoloji kitapları okuyorum. Çözümleme yaparken inanılmaz yararı oluyor.
Dizi size nasıl teklif edildi?
3 yıl önce bir proje için yönetmenimiz Metin Balekoğlu ile tanışmıştım. Ancak o projede beraber çalışamamıştık. Yüksek Sosyete’nin cast aşamasında benimle görüşmek için ofise gittiğimde Metin Bey’le karşılaştım. Kısmette bu projede çalışmak varmış. Yapımcımız Burak Sağyaşar’ı da 8 yıldır tanıyorum. Onun ilk yapımcılığını yaptığı işte olmak benim için ayrıca kıymetli.
Rol seçerken nelere dikkat edersiniz?
Öncelikle içime sinmesi gerekiyor. İlk önce metine bakarım. Sonrasında oyuncu kadrosuna, yönetmene, yapımcıya ve prodüksiyona bakıyorum. Hepsini bir bütün olarak değerlendiriyorum. Çünkü hepsi bir bütün olarak olumlu olursa sonuç olumlu oluyor. Ayrıca karakterin beni heyecanlandırması gerekiyor. Ancak o zaman yaratıcı olabilirim. 

ENERJİMİZ TUTTU 

Sette neler yapıyorsunuz?
Sete sadece iş odaklı yaklaşmıyorum. Benim için huzur olmazsa olmazlardan… Huzurlu ve mutluysam, işimi iyi yapıyorum. Oyuncu kadromuz çok tatlı. Herkes birbiriyle çok iyi anlaşıyor. O yüzden fırsat buldukça yemek arasında sahne arasında sohbet edip kaynatıyoruz. Zuhal Olcay ile Hakkı Ergöke bayılıyorum. Zuhal Olcay ile sürekli gülebilirim. Enerjimiz birbirini çok tuttu. 
Set dışında neler yapmaktan keyif alıyorsunuz? 
Çok yoğun çalışmadığım için zevk aldığım her şeyi yapıyorum. Özel Moda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nde oyunculuk eğitmenliği yapıyorum. Aileme vakit ayırıyorum. Kedimle vakit geçiriyorum ve bol bol okuyorum.  
Oyunculuk sizce eğitim almadan da yapılabilecek bir meslek dalı mı?
Konservatuvar okumadan da tiyatroyu hakkıyla yapan birçok kişi var. Bu kişiler de rastgele sahneye çıkmış değillerdir. Birçok ustanın elinden geçmiş, onların yanında yıllarca çıraklık yapmış ve bu sanatın inceliğini onlardan öğrenmişlerdir. Usta- çırak ilişkisi tiyatronun eğitim temelinde vardır. Eğitimde sadece okulda olmaz. Sadece dizilerde oynamak için konservatuvar okumaya, dört yılı harcamaya hiç gerek yok. Gidip bir cast ajansına kayıt olun. Zira yoldan geçen adam bile rol alıyor! Önemli olan bu işin eğitimini düzenli bir şekilde alabilmek, emek verip ter dökebilmektir.