Tüm Türkiye’nin tanıdığı ve sevdiği anneanne, dede ve anne üzerine sektörünün en başarılılarından bir de baba. O hem en şanslı hem de en şanssız doğanlardan. Neslişah Alkoçlar Düzyatan’dan bahsediyorum. Benim çocukluğumdan kalma nadide dostlarımdan. Beraber büyüdük, beraber gezdik eğlendik, ağladık, dertleştik bir de baktık ki koskoca 10 seneler geride kalmış. Dışarıdan biraz gıcık çünkü kamera önünde oldum olası rahat edemeyenlerden o (Bizim selfie’lerimiz dışında). Ama Yeşilçam’ın en önemli bir değil iki üyesi çekirdek aileden olunca herkes aynı performansı ondan da bekliyordu. O kamera ve tekliflerden kaçtıkça eleştiriler arttı. Bu onun şanssız tarafıydı. Gelelim şanslı kısmına. Hülya Koçyiğit ismi yeterde artar bile. Ben anneannemle tanışma fırsatı bulamadım ama Hülya teyze hep sıcacık sevgisiyle yanımızdaydı. Ailede anne rolü Hülya Koçyiğit’te. Gülşah ablayı ben nedense hiç anne olarak göremedim, göremiyorum. Çünkü o bizim hep arkadaşımızdı. Beraber kaldığımız günlerde Gülşah abla muzır bir çocuk gibi bizi uyandırır ‘Hadi anlatın bakalım neler yaptınız dün?’ derdi. Hâlâ daha uzun uzun sohbet eder, dertleşir, şakalaşırız.
İKİ LİSELİ ÂŞIK
Gelelim Ender Alkoçlar’a. Ender Ağabey bir bakışıyla bizi mum ederdi. Onun öyle bir tatlı sert havası vardır ki sormayın. Gece gezmelere heves ettiğimiz yaşlarda Ender ağabey bizi dışarı çıkarır, gezdirirdi sonra da ne kadar tuttursak ağlasak da hadi bakalım eve dönüş vakti diye de deyim yerindeyse eve geri postalardı. Tanıyanlar bilir öyle çok gülerken, oynarken fazla göremezsiniz sert bir duruşu vardır ama bir de onu Gülşah ablayla görün. Sürekli gülüp oynayan iki liseli âşık gibiler. Evin ele avuca sığmaz bir diğer ismi de Aslışah. Ergen dönemlerimizde yaşı küçük diye Aslışah’ı yanımıza almazdık. Çocuk o anlamaz derdik. Gelin görün ki şimdi o bizim yüzümüze bakmaz. O yaramaz, asi erkek çocuğu gibi Aslışah gitti güzeller güzeli kuğu gibi bir genç kız oldu. Boy olarak benim iki katım uzunlukta olsa bile o benim hâlâ küçük kız kardeşim. Ve şimdi hayatımızda minik bebeğimizin babası Engin Altan Düzyatan var. Kimi zaman ben unutuyorum ‘Altan mı arkadaşımdı, Neslişah mı?’ diye. Bazen onu dedikodu seanslarımızla çıldırtsak da Altan’la muhabbet etmenin de keyfi bambaşka. Bitmez tükenmez anılarını, deneyimlerini dinlemek. Bizi çok güldürür aynı zamanda erkek arkadaşımla problem yaşadığımda akıl hocası da olur. Bu güzel evliliği şimdi minik bebekleriyle taçlandırıyorlar. Bu hafta Beyza Arslan ev sahipliğinde Marriot Şişli’de şık mı şık bir babyshower düzenledik Neslişah’a. Geç oldu ama sonunda dank etti