‘Deli Gibi’ ilişkilere atıfta bulunuyorum

Pop müziğin yeni çıkış yapan isimlerinden Emre Atabay yeni şarkısı “Deli Gibi” ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Uzun yıllar Amerika’da yaşadıktan sonra, müzik çalışmalarına Türkiye’de devam eden Emre Atabay, müzik yolculuğunu ve hedeflerini anlattı.

Şarkıları hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Açıkçası Türkiye’ye geldiğimde Türkçe müzik yapma gibi bir hedefim yoktu; kimse kusura bakmasın lütfen ama birbirinin kopyası çok fazla iş var. Ben de bu konuda pek ilham sahibi değildim. Ta ki ‘Yok Sana’ şarkısını yazana kadar. Bir gün evde gitar çalıyordum ve üstüne Türkçe bir şeyler mırıldandım. Önyargılarımdan o gün kurtuldum; hem kendi tarzımı koruyup hem de Türkçe müzikle ifade edebildiğimi gördüm. 

Uzun yıllar Amerika’da yaşadınız, bunca zaman sonra Türkiye’de müzik icra etmek size neler hissettiriyor?

Zor ama keyifli bir süreç benim için. Yeni bir şeyler yaptığımın farkındayım ve insanların bunu kabul etmesi zaman alabiliyor. Aslında dünyada insanların aşina olduğu bir müzik bu. Yeni bir kulvar açmak istiyorum ve bunun için yapılacak çok fazla iş olduğu için mutluyum.

DENEYİMİMİ NEW YORK’TA KAZANDIM 

Amerika’da nele yapıyordunuz?

Boston Berklee’de 4 yıllık eğitimimi tamamladıktan sonra New York’a taşındım, burada da 6 yıl yaşadım. Bu süre içerisinde birçok müzisyen ve grupla çaldım, en çok sahne deneyimi kazandığım yer New York’tur. Burası zaten her gün bir şeyler öğrenebileceğiniz ve işinizle ilgili birçok insanla tanışabileceğiniz bir yer. Muj adında bir grup kurdum ve albüm çıkardım. Got You isimli şarkının klibi o zamanlar Türkiye’de de televizyonlarda yayımlandı ve güzel tepkiler aldı.

Peki ‘Deli Gibi’nin hikayesi nasıl çıktı? 

Şarkıyı gitar çalarken bulduğum bir melodi üzerine kurdum. Bu melodi hem blues hem de türküyü andırdı bana. Sonrasında bana şiirsel gelen sözleri yazdım. Altyapıda çok sevdiğim trip hop beatlerini kullandım. Aslında çok farklı bölümleri olan bir şarkı. Hikayesi de, ‘Sen ne yaparsan yap yanındayım’ diyen bir adamı anlatıyor. Bugünlerde yaşanan ilişkilerdeki güvensizliklere atıfta bulunan bir şarkı.

Müzik sektöründeki tavrınızı ve duruşunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Türkiye’de popüler müzik sektörü alternatif işlerden çok az etkileniyor veya onları kabul etmeden direk dışarı itiyor. Oysa dünyada böyle işlemiyor; yaratıcı işlerin ve bütün tarzların iç içe geçtiğini ve pop çatısı altında çok başarılı işler çıktığını görüyoruz. Benim amacım da bu esnekliği daha fazla işlemek.

KAYIT STÜDYOSU AÇACAĞIM 

Özel hayatınızda nasıl birisiniz?

Sakin bir insanımdır. Evde işimle, hobilerimle vakit geçirmeyi severim. Hayatımda çok fazla insan olacağına, yakınımda, az sayıda değer verdiğim insanlar olsun isterim. Dostluğa çok önem veririm. Hayatımda spor olmazsa olmaz. Düzenli olarak buna vakit ayırıyorum. Arabayla uzun yolculuklara çıkmak, yeni yerler görmek de en sevdiğim şeylerden.

Hayatınızda müzik olmasaydı, neler olurdu?

Diğer beni ben yapan şeylerle zaman geçirirdim; film, teknoloji, spor, seyahat veya arabalarla ilgili bir şeyler yapardım. İleriye dönük ne gibi projeleriniz var?

İstanbul Anadolu yakasında bir kayıt stüdyosu projem var. Şu an yapım aşamasında. Burada sanatçılara albüm kayıt, aranje, prodüksiyon ve menajerlik hizmetleri sunacağız. Ayrıca jingle, film ve dizi müzikleri de yapacağım. 

Müzik dışında ilişkiler konusunda neler düşünüyorsunuz?  İkili ilişkilerde sizce dikkat edilmesi gereken en önemli unsur nedir?

İlk olarak ilişkilerin temel varlığı bence huzur ve samimiyet. Yatırım yapar gibi ilişki yaşanacağına inanmıyorum. İlişkide tamamıyla kendiniz olabiliyorsanız o iyi bir ilişkidir. Kimse kimsenin sahibi değil, birbirimize bir şeyler katmak için birlikteyiz. 

Sizin karşı tarafta aradığınız olmazsa olmazınız nedir? 

Doğal olmak, dürüst, açık ve net olmak.