Cansu Melis Karakuş: Oyunculuk sınırlarımı zorluyor

Best Model 2014 yarışmasının birincisi Cansu Melis Karakuş, şansını oyunculukta deniyor. ‘Çilek Kokusu’ dizisiyle oyunculuğa adım atan manken, hayalindeki karakteri ise şöyle anlatıyor: ‘Şizofreni hastası bir karakteri canlandırmak isterim.

Biraz kendinizden bahseder misiniz? 

1989 İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi’nde sosyoloji okudum. Okul döneminde organizasyonlarda çalışırken Nihat Odabaşı’nın keşfetmesiyle modelliğe başladım. 2014 yılında Best Model Of Turkey yarışmasına katılarak birinci oldum. Ardından da Best Model Of The World’de 2’nci oldum. Böylece ana mesleğim bu oldu ve devam etti.  

Oyunculuk serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı? 

Best model seçildikten sonra güzel projelerden teklifler geldi ama ben oyunculuk konusunda hep çekimserdim. Sonrasında eğitim almaya başladım. Çilek Kokusu dizisinde canlandırdığım Deniz karakteriyle 

oyunculuk hayatıma girmiş oldu.

OYNADIĞIM KARAKTERİ SORGULAMAM 

Zorlukları, keyifli yanları ve birçok kimsenin bilmediği yönleriyle nasıl bir meslek oyunculuk? 

Her mesleğin zor bir yanı vardır. Ben o kısımlara pek odaklanmam. Daha pozitif yaklaşıp, zorlukları güzelleştirebilir, hayattan keyif alabiliriz. Oyunculuğun en çok kendimde gizli kalan her köşeye ışık tutmasını, tüm sınırlarımı zorlamasını, içimde bir sürü farklı Melis yaratmayı, onları tanımayı, yaşamayı ve hepsine hak verebilmemi sağlamasını seviyorum. 

Rolünüze nasıl hazırlanırsınız? Canlandıracağınız bir karakter için ön hazırlık yapıyor musunuz? 

Şu sıra Saim Güveloğlu’ndan eğitim alıyorum. Bugünlerde Saim’le çalışmayı, karakter üstüne sohbet etmeyi tercih ediyorum. Karakterin geçmişini, bakış açısını, alışkanlıklarını, zevklerini kurgulamayı seviyorum. Bol bol gözlem yapıyorum, film izliyorum.

“Bu karakteri kesinlikle canlandırmalıyım’’ dediğiniz bir rol var mı?

Evet! Ben şizofreni hastası bir karakteri canlandırmak çok isterdim. 

Size gelen oyunculuk tekliflerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yer aldığınız projeleri kabul etmenizi etkileyen kriterler nelerdir? 

Ben gerçekten çok hissel değerlendiriyorum. Kalbimin sesini dinliyorum diyebiliriz. Projeye, karaktere, insanlara çabuk ısınıyorsam veya iyi hissediyorsam, çok fazla sorgulamam. 

MODEL OLMAK İÇİN DOĞMUŞUM

Dizi oyunculuğu mu modellik mi? Hangisini kendinize daha yakın hissediyorsunuz?

‘Ben model olmak için doğmuşum’ diye bir cümle kurmuştum bir televizyon programında. Biraz espiriyle karışıktı ama gerçeklik payı da var biraz. Yani içten içe böyle bir inancım var sanırım gerçekten. Kendimi daha çok modelliğe ait hissediyorum.

Biraz da günlük hayatınızdan bahsedelim. Nasıl geçiyor bir gününüz? 

Ben ne yazık ki günlük rutin alışkanlıkları, adresleri olabilen bir insan değilim. Çalışma saatlerimizin, mekânlarımızın, günlerimizin bir düzeni olmamasından kaynaklanıyor bu. Ama mesela bana özel alışkanlıklarım vardır. Film izlemeyi severim. Yürüyüş yapmayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, yazı yazmayı, şiir okumayı severim. Sık sık Marmaris’e ya da Büyükada’ya kaçarım. Vapuru ve denizi çok severim. Arkadaşlarımla güzel yemek sofralarında uzun uzun, derin sohbetler etmeyi severim. Reiki yaparım, meditasyon yaparım. Kısacası kendimle baş başa kalırım.

ABUR CUBUR ALIŞKANLIĞIM YOK 

Sporla aranız nasıldır?

Düzenli olarak bol bol yürürüm. Hayat tempom da zaten çok yüksek oldu son dönemde. Onun dışında evde kendi vücut ağırlığımla çalıştığım bir programım var. Bazen o programla çalışırım. Bu ara da Fit in Time’la antrenmanlara başladım.

Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Beslenmeyle ilgili uyguladığınız özel bir program var mı?  

Belki çok klasik olacak ama az ve sık yemek benim tek programım. Çok tatlı ve abur cubur düşkünlüğüm hiçbir zaman olmadı. İstediğim gibi beslenip her şeyden yiyorum. 

Önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmeyi planladığınız projeleriniz var mı? 

Kısa süre içinde beni çok heyecanlandıran, çok güzel bazı projelerimiz var. Şimdilik sürpriz olsun istiyorum.