- Sinan Akçıl’la birlikte seslendirdiğiniz ‘Pardon’ şarkısıyla tanıdık sizi. Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Çocukluğundan beri tek derdi şarkı söylemek olan biriyim aslında... 17 yaşında, sırf bu yüzden İzmir’den İstanbul’a gelen, hayalini gerçekleştirmek için durmadan çalışan biri.
- Nasıl başladı bu serüven?
Alınan bir pilli bir orgla. O org benim hayata başka bakmamı sağladı. Zaten evin içinde avaz avaz şarkı söyleyen ben, o pilli orgla birlikte müziği hayatımın odak noktasına koymuştum sanırım. Zaten devamında amatör sahneler, peşinden vokalistlik süreci ve son olarak da solistlik. Yaklaşık 10 yıldır sahnelerdeyim.
- Şimdi de albüm. Bu da hayaliniz miydi?
Evet. Şarkı söylerken herkesin hayalidir bu. Bir albümüm ya da en azından bir single’ım olsun ve daha geniş kitlelere seslenebileyim. Ben de çok hayal ettim ve çok şükür gerçek oldu. Prodüktörüm Polat Yağcı’nın da bu işte emeği büyük. Belki daha önce de bir albüm yapabilirdim ama bu kadar güvendiğim bir iş çıkar mıydı emin değilim.
- Albümden bahseder misiniz biraz? Kimlerle çalıştınız?
Albümün ismi ‘Hoppa’... Arapça bir şarkının melodisini çok beğendik, sevgili Mert Ekren de ona Türkçe sözler yazdı. Fakat Hoppa ile çıkış yapmadık. Çıkış şarkımız Sinan Akçıl’la birlikte söylediğimiz ‘Pardon’ oldu. Şimdi sırada ‘Söyle Arkadaşım’ var. Klibini ise yeni çektik. O da bir Gökhan Tepe-Şebnem Sungur parçası... Albümde Ozan Çolakoğlu, Erhan Bayrak, Yıldız Tilbe gibi isimler de var. Bir yorumcu olarak, bu isimlerin sizin albümünüzde yer alıyor olması büyük gurur... Kısacası devlerle çalışmanın gururunu yaşıyorum.
SERDAR VE MURAT ÇOK EĞLENDİRİR
- Siz kimlerin sahnesini beğeniyorsunuz?
Serdar Ortaç ve Murat Dalkılıç çok eğlendirir. Hadise’nin sahne şovunu çok beğenirim. Alaturka derseniz Sibel Can ve Ebru Gündeş’in sahnelerini büyük keyifle izlerim. Bir de Serkan Kaya.
- Son dönemde pop müziğin ilk üçü tartışılıyor. Kim sizin ilk üçünüz?
1-2-3 diye sıralamayacağım ama günümüz popüler müziğinde Gülşen, Hande Yener ve Demet Akalın’ın izi var. Tarkan’ı ayrı bir yere koyarak söylüyorum bunu. Bence bu üç kadının da farklı silahları var. Gülşen üretebiliyor, Hande Allah vergisi bir yetenekle sahip; muhteşem bir yorumcu. Demet ise çok zeki. Harika koku alıyor ve hitlere imza atıyor.
- Siz hangisini kendinize yakın görüyorsunuz?
Parça parça hepsini. Ama ben kendi yolumu çizmek için buradayım. Kimseye benzemeye niyetim yok.
-Peki hedefiniz nedir?
Sadece bu iş için değil, hayatın her kısmıyla ilgili tek bir hedefim var. Dünden daha iyi olabilmek... Gelişme kaydedebiliyorsanız insan olmanızın bir anlamı var. İnsanlar yaptıklarımı dinlesinler, beğensinler istiyorum. Hayatta hiç karşılaşmadığım insanlar şarkılarımı söylesinler, iyi hissetsinler istiyorum.
SILA YILDIZ DEĞİL
- Şarkıcılar kategorize ediliyorlar; konser şarkıcısı, stüdyo şarkıcısı, kulüp şarkıcısı gibi. Siz hangisisiniz?
Bu ayrım çok doğru değil aslında. Bunlardan hiçbirini yapmayana da şarkıcı deniyor, hepsini yapana da... Ama bu işin er meydanı sahnedir. Aynı tiyatro gibi. Sinema ve dizi sektörü para kazandırır ama canlı canlı sahnede olup seyirci önünde performans gerçekleştirmek asıl ‘er meydanı’dır... Bizde de öyle bence. Stüdyoda çeşitli teknolojik aletle herkes albüm yapar, yapıyor. Kişinin ‘hodri meydan’ diyeceği yer sahnedir... Konser, kulüp ayırmaksızın...
- Son yıllarda ‘star’ çıkmıyor diye bir cümleyi sık sık duyar olduk. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
‘Starlık’ farklı bir tanım. Kolay kolay star çıkmaz zaten... Ama ünlü, başarılı, iyi yorumcu çıkıyor mu derseniz, evet çıkıyor bence. Biraz geriye gidin Sıla var, yeni dönemde Edis. Aleyna Tilki dikkat çekici ve başarılı. Peki bu isimler star mı derseniz, hayır! Star dediğin Tarkan gibi, İbrahim Tatlıses gibi oluyor.