Büyükada’da bekarlığa veda

ÇAĞLA GÜRSOY

cglgursoy@hotmail.com

twitter: CaglaGursoyy 
Instagram: CaglaGursoyy

Geçen hafta sonu benim için çok eğlenceli ve değişik geçti. Herkesin çocukluktan gelme birkaç dostu vardır. Ben biraz daha şanslı olanlardanım ki ortaokul çağlarımdan bu yaşıma kadar hiç kopmadığım 7 kişilik bir kız grubum var. Yaşlar 30’u gördü ve teker teker fire vermeye başladık. Fire vermek derken yanlış anlaşılmasın evlenip çoluk çocuğa karışanlarımızdan bahsediyorum. Yakın zamanda ikinci firemizi veriyoruz ve düğünden önce artık gelenekselleşen bekarlığa veda çıkartmamızı yaptık.

BOSTANCI'DAN KALKIŞ 

Bizim bekarlığa vedalarımız öyle çok filmlerde gördüğünüz türden Vegas’ta dansçılarla falan değil tabii! Maksat kısa mesafe dahi olsa şehir hayatından sadece kız arkadaşlarla uzaklaşıp dünyaevine girecek arkadaşımıza son bekar günlerinde keyifli vakit geçirtmek. Birkaç hafta önceden grubumuzdan Aylin’in önderliğinde organizasyon için kolları sıvadık. Gelin olacak arkadaşım Ceylan’ın düğün hazırlıklarından ötürü çok uzun bir tatil vakti yoktu. Şehre en yakın kaçış noktası ne olur diye düşündük ve işte Büyükada hemen orada! Cumartesi sabah erken saatlerde Bostancı İskelesi’nde toplandık ve direk Büyükada’ya giden vapurlardan birine bindik. Elimiz kolumuz dolu kafamızda rengârenk taçlar, minik bavullarımız ve yetmezmiş gibi dev gelin-damat şeklinde uçan balonlarımız. Bizi gören dönüp bir daha bakıyor bunlar vapurda sabah sabah ne yapıyor diye.

ADAYA VARIŞ

İskeleye en yakın otel hemen meydanda bulunan Princess Otel. Tepelerde manzarası çok daha güzel oteller varmış ama en pratik ve ulaşımı kolay seçim burasıydı. Gayet memnun kaldık. Neyse odalara yerleştik ve faytonlarla öğle yemeği için tepelere doğru yol aldık.

ESKİ BAĞ

Tabii beklentimiz çok lüks, michelin yıldızlı restoranlar değil. Adaların olayıdır salaş ama lezzetli restoranlar. Adaya daha hakim olan arkadaşım Gözen, ’Sizi bir yere götüreceğim ve pişman olmayacaksınız!’ dedi ve 75 TL’lik bir fayton yolculuğu ardından (fiyatları merak edenlere) adanın tepelerindeki Eski Bağ’daydık. Tıngır tıngır 20-25 dakikalık bir yolculukla varıyorsunuz ama gerçekten pişman olunmayacak leb-i derya bir manzara sizi kucaklıyor. Leziz mezeler ve balıkla manzaranın keyfini çıkardık.

SEDEF ADASI

Otelde dinlendikten sonra kutlama yapacağımız akşam yemeği için süslendik ve Sedef Adası’ndaki Elio Restoran’a doğru yola çıktık. Elio, özel teknesiyle bizi aldı ve 10 dakikalık bir deniz yolcuğuyla Sedef Adası’ndaydık. Elio’nun atmosferi şahane. Sushi dahil olmak üzere geniş bir mönüye sahip. Kız kıza keyifli bir akşam yemeğinden sonra eğlenceye doymadık ve Büyükada’ya geri dönerek yüksek müzik sesinin geldiği bir mekâna doğru yöneldik. Adalılar arasında meşhur bir yermiş burası. Mekânın adı Pepe. Türklerden çok turistlerin olduğu mekânda bekarlığa veda eden arkadaşımızla geç saatlere kadar eğlendik ve 2 adım ötedeki otelimize yorgun argın geri döndük.

BÜYÜKADA’DA BİR PAZAR

Pazar günleri adaların en civcivli olduğu günler. İskeleye yaklaşan vapurlardan akın akın insan iniyor. Ciddi bir turist ziyaretçi var. Hava güneşli, dondurmacılarının önünde sıralar oluşmuş. Tek sıra olan yer dondurmacılar değil, faytonlar için de hatırı sayılır bir sıra bekledik. Sahildeki kalabalıktan uzaklaşmak için daha tepelerde bulunan bir kahvaltı mekânı seçtik. Loc’ada tam aradığımız yerdi. Hem restoran hem plaj hizmeti veriyorlar. Hemen denizin üzerinde bulunan saçaklı çardaktaki masamıza yerleştik ve kahvaltılıklarla masamız donatıldı. Sahile vuran deniz sesi eşliğinde edilen kahvaltının tadı bir başkaydı. Uzun saatlerimizi muhabbet ederek burada geçirdik ve yavaş yavaş dönüş vakti gelmişti. Pazar günü malum adanın kalabalığından da bahsettim bu nedenle fayton bulmak zor. İstediğiniz yere fayton çağırmak içinde yarım saat-1 saat arasında beklemek durumundasınız. Bu noktada ada civarlarında hizmet veren deniz taksiler kurtarıcı oldu. Aşağı yukarı fayton fiyatlarında olan deniz taksiyle merkeze geri döndük. Biraz çarşı alışverişinden sonra dönüş için iskelenin yolunu tuttuk.

DÖNÜŞ YOLU

Dönüş yolu gidiş kadar konforlu olmadı. İskelede çılgın bir yoğunluk. Kapılar bir türlü açılmıyor güneşin altında vapur sırasında bekleyen yaşlılardan fenalaşanlar bile oldu. Görevliler bu konuda bir tedbir alsa keşke en azından bekleme alanına bir tente bile yaz ayları için çözüm olabilir. Bu arada dönüşümüz Beşiktaş’taydı. Meğerse Büyükada-Beşiktaş arası 2 saatmiş. Valla yurtdışına seyahat ediyor gibi hissettim. Son olarak hayat yolunu Çağrı Özyavaş ile birleştirecek olan canım dostum Ceylan Bayraktaroğlu ve müstakbel eşine bir ömür mutluluk ve bu bekarlığa vedada yaşadığımız gibi bol eğlenceli bir hayat diliyorum.