Behzat Gerçekler: Orkestra kurmak hayalimdi

Behzat Gerçeker, ENBE orkestrasıyla çocukluk hayalini hayata geçirdi. Küçük yaşlardan itibaren tanınmış bir orkestra kurma isteği olan ve yıllar sonra hayalini gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşayan Behzat Gerçeker ile yurtdışı projeleri ve yeni çalışmaları üzerine samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

- ENBE Orkestrası nasıl ortaya çıktı?

Mesleğe Ankara Devlet Konservatuvarı’nda başladım. Ardından yüksek lisans yapmak için İstanbul’a geldim. Eğitimimi tamamlayınca devlet sanatçısı oldum. Devlet, beni iki sene Paris’e bir sene de Macaristan’a gönderdi. Paris’ten sonra yurda döndüğümde bir orkestra kurmak istedim. Burada da Engin Titiz ile beraber ENBE’yi kurduk. Zaten popüler ve tanınmış bir orkestra olmak benim çocukluğumdan beri hayalimdi. Gitmeden önce de Kayahan ve Metin ağabeyin orkestrasında çalışarak tecrübeler edinmiştim. İşin hem akademi kısmında hem de saha kısmında çalışmalarım oldu.

-Bize biraz son çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

ENBE orkestrasının yeni bir single çalışması çıkacak. İki tane tanıştırmak istediğim genç arkadaşım var. Aynı zamanda Burcu Güneş-ENBE olarak ortak bir single çalışmamız var. Bizimle ilk albümden sonra olan Ferhat Göçer’le bir çalışmamız olacak. Konserlerimiz devam ediyor. Ayrıca Samsun Demir ile birlikte yaptığımız ‘Enbeğenilen’ adlı radyo programız da devam ediyor.

Yeni yetenekler sorumluluğumuzda

-Son 10 yılda çıkan isimler genelde sizinle birlikte sektöre ‘merhaba’ dedi. Nasıl oldu bu durum?

Bunlar arasında Cem Belevi, İlyas Yalçıntaş, Mustafa Ceceli, Aslı Güngör, Altan Çetin var… Bunlar sadece benim görebildiklerim. Ama ülkemizde çok fazla yetenekli insanlar var. Gençlere destek vermek olmazsa olmazım. Ki orkestra olarak gençlere destek olmak bizim en büyük sorumluluğumuz. Yeni gençleri müzikseverlerle buluşturmaktan keyif alıyoruz. Ayrıca albümlerimin olmazsa olmazı Sezen Aksu’dur. 

Aksu’dan bir parça muhakkak albümüme koyarım.

- Yeni yetenekler kazandırıyorsunuz. Gün içerisinde çok fazla mail alıyor musunuz?

Türkiye’nin her yerinden seslerini, eserlerini dinletmek isteyen kişilerden mailler alıyorum. Ekibimle birlikte dinliyoruz. Günde 5-6 tane CD’yi arabada, evde ya da stüdyoda dinliyorum. İyi olanları seçip ayırıyorum.

- Türk-dünya müziklerini karşılaştırmanızı istesek nasıl bir sonuç çıkar ortaya?

Yurtdışı müziğini Türkiye’yle mukayese etmek bana ters geliyor. Çünkü eşit şartlarda olmak lazım. Biz eşit şartlarda değiliz. Biz kendi etnik enstrümanlarımızı onlara sunduğumuz zaman ağır geliyor. Bence soundların aralarına etnik enstüramanlar koyarak, bizim nağmeleri güzel ve duygulu sözlerle iyi yorumlarsak, bence o zaman o müzik sektöründe biraz şansımız olabilir.

İTALYA CUMHURBAŞKANI ÇOK ŞAŞIRDI

- İlerleyen zamanlarda yurtdışına açılmak gibi hedefleriniz var mı?

İnşallah yapmak istiyoruz. Ama kolay değil. Sonuçta orada bir sektör var. Onların bizi orada tanımaları lazım… İşimizin büyük bölümü insanların algısını da kazanmak gerekiyor. İdealimiz var sonuna kadar çalışacağız.

-Yurtdışında konserleriniz oldu. Hiç bu zamana kadar ilginç bir olay yaşadınız mı?

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olduğu bir dönemde İtalya’ya gitmiştik. Bizi İtalyan Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano Roma Sarayı’nda ağırladı. Büyük bir konser verdik. Biz orada kendi ruhumuz ve özümüz olan Aşık Veysel’in ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ı çaldık. Akabinde bir opera söyledik. Ertesi gün öğle yemeğinde buluştuğumuz İtalyan Cumhurbaşkanı çaldığımız şarkılar karşısında çok şaşırdığını söylemişti.  Klasik opera geçmişim olduğumu öğrenen Giorgio Napolitano, hayretler içerisinde kalmıştı.

Gençlerle çalışmak daha kolay

Gençlere yapmak istediklerimi daha kolay anlatabiliyorum. Yeni bir sound oluşturuyorlar. Eskiden müzisyen farklı algılanıyordu. Şimdi daha farklı… Enstrüman çalanlar sabah erken kalkıyor, spor yapıyor, dünya listelerini takip ediyorlar... Dolayısıyla ben biraz da onlara örnek olabiliyorsam ne mutlu bana. Sonuçta gençlere konsere nasıl hazırlanılıyor, İşin mutfak kısmı olan stüdyo da nasıl çalışılıyor bunları öğretmeliyiz. Ki benden daha iyi yapacaklar inanıyorum.