Babalık süper bir duyguymuş

Kendisi gibi müzisyen Nida Kaçar’la evlenen Özgün, geçtiğimiz yıl ilk kez babalık heyecanı yaşamıştı. Ünlü şarkıcı bilinmeyenlerini ve Down Sendromlu oğlu Ediz’i AKŞAM Life’a anlattı.

- Müziğe başlama hikâyenizi bize birazanlatır mısınız?

Benim müzikal yolculuğum 1988 yılında çok küçük yaşta çocuk korosunda başladı. Oradaki öğretmenim, koro şefim durumun farkına vardı ve beni konservatuvara yönlendirdi. Çok küçük yaştan beri hayatımda hep müzik vardı. Daha doğrusu müzikten başka bir şey yoktu. Popüler anlamda şarkı söyleme kararım 1996 yılında bir akşam kafede hasbelkader sahnede şarkı söylemem ve çok alkış almamla başladı. Ondan sonra yavaş yavaş ilerlettim.
- Ne zaman gitar çalmaya başladınız?
1995 falan olması lazım. Önceleri sahilde çalarım diye düşündüm ve başladım. Ardından 1996’da Ankara’da bir kafede şarkı söylemeye başlayınca iş biraz daha ciddiye bindi. Hoş hâlâ gitarcıyım diyemem ama şarkılarımı yazıp çalacak kadar çalıyorum işte.
- Kendi şarkılarınızı dinlerken neler hissediyorsunuz? 
Genellikle çok seviyorum şarkılarımı. Kendi sesimi de, dinlemeyi seviyorum ama beğenmediğim, “Hay Allah neden söylemişim ki bu şarkıyı” dediğim şarkılarım da var. Aranjesini beğenmediğim, sıkıcı bulduğum şarkılarım da… Ama çok şükür ki sayıları çok az. 
- Fit görünümünüzü korumak için neler yapıyorsunuz?

GÜNE EDİZ’LE BAŞLIYORUM

Öncelikle beslenmeme çok dikkat ediyorum. Antrenmanlarımı aksatmıyorum.
- Asla yapmam dediğiniz bir şey oldu mu hayatta ya da yaptıktan sonra pişmanlık duyduğunuz? 
Daha çok keşke yapsaydım ya da daha önce yapsaydım dediklerim oluyor. Mesela spor bunlardan birisidir. Spor için keşke daha önce yapmaya başlasaydım diyorum. Mesleki olarak da keşkelerim var ama zaten tecrübe sahibi de böyle olunuyor. 
- Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor? Neler yaparsınız?

Genellikle saat 6 gibi Ediz’in kalk borusuyla başlıyoruz güne. Daha sonra kahvaltı ve sporla devam ediyor. Prova, röportaj, çekim, toplantı gibi işlerim yoksa Ediz’le vakit geçiriyoruz. Havalar güzelken mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmaya çalışıyoruz. Ediz uyurken de film izlemek gibi lükslerimiz de olmuyor değil (gülüyor). 
- Nasıl bir babasınız sizce? Baba olduktan sonra hayatınızda değişen neler oldu? 
Yeni bir babayım aslına bakarsanız. Ediz büyüdükçe babalık tecrübemi artırıyorum ben de. İyi bir baba olduğumu düşünüyorum. En azından Ediz ile beraber güzel bir diyaloğumuz ve iletişimimiz var. Evde eşime mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışıyorum. Hayatımdaki sevginin tanımını değiştirdi. En büyük değişiklik bu oldu. Bunun haricinde yatma ve kalkma sistemi baştan aşağı değişti fakat babalık süper bir duyguymuş. 

Hayalim butik otel açmak

- Müzisyen olmasaydınız iş olarak ilk tercihiniz ne olurdu? 
Müzisyen olmasaydım sporcu olmak isterdim ya da gurme. Televizyon programı yapmak  da sıcak geliyor. Talk show, sunuculuk gibi eğlenceli meslekler de olabilirdi. 
- Gelecek planlarınız nelerdir? 
Gelecek için uzun vadeli planlar yapmayı sevmiyorum. İnsanlar plan yaparken Tanrı yukarıdan gülümsermiş ama Ege sahil kasabasında bir butik otel gibi klasik hayali biz de kurmuyor değiliz. Yeni projelere gelince; sahne için cover bir proje yani yeni bir repertuvar oluşturduk ve çalmaya başladık. Kışın da konserler vermeye devam edeceğiz. Sahnedeyken çok eğleniyoruz ve güzel de bir ilgi oluyor.