Alaturka albüm yapacağım

Selen Servi, ‘Yaza Yaza’ isimli parçasıyla Bodrum gecelerini hareketlendirdi. Sanat kariyeri boyunca birçok mekânda sahne alan Selen Servi, Bodrum’un ardından yeni sezonda Agency Bistro & Lounge isimli gece kulübünü şarkılarıyla ısındırıyor.

Repertuvarında Türkçe parçaların yanı sıra İngilizce ve Fransızca şarkılara da yer veren sanatçı, müzik ve özel hayatına dair bilinmeyenleri içtenlikle anlattı. 

Yaz boyunca Bodrum’da sözü size ait ‘Yaza Yaza’ şarkınız dillerde dolaştı. 

‘Pardon Bakar mısınız?’ albümünde yer alan ‘Sade’ ve ‘Yaza Yaza’ şarkılarının sözü bana ait. Evet “Yaza Yaza” şarkısı çok beğenildi. Yaklaşık üç yıl önce yaşadığım bir aşkı yazmıştım. Aslında adını ‘Delirme’ koymuştum da ‘İçinde geçmiyor, olmaz’ diye kandırdılar beni. Yani insan bilme halinden bir fenalık geçirir ya ‘Bırak aksın yahu, amma konuştuk’ durumunun dışavurumu…

Bir süredir sahnelerdesiniz. Albüm yapma fikri nasıl oluştu?

Şarkı söylemenin vazgeçilmez alanı sahnedir. Albüm yapmadan önce de sahnedeydim. Sakman Bar’da sahne alırken bir akşam Vedat Sakman ‘Hadi Selen yap artık bir albüm’ dedi. Albüm süreci öyle başladı. Yoksa öyle gider gelirdim sahnelere. Aklınıza gelebilecek mekânlarda çalışmalarım oldu. Bir yıldır Agency Bistro & Lounge grubuyla aralıksız çalışıyoruz. Kış boyunca Levent İş Kuleleri’nde, yazında Yalıkavak Palmarina’daki mekânında sahne alıyorum. Fransızca, İngilizce ve Türkçe parçalar seslendiriyorum. Saygılı, eğlenceli, paylaşımcı insanlarla çalışmak sahne keyfimi çok artırıyor. Zira bu iş sadece şarkı söylemek işi değil artık. Bütünlenme hali.

5 YILDIZLI OTELLERDEKİ TATİLLERİ SEVMEM

Evde nasıldır Selen Servi?

Rahat. Çiçek eker, çay demler, balkon yıkar, koruda yürüyüşe çıkar, kitap okur. Bir de mahallem çok güzeldir. Dostlarımla mahallemi yaşamayı çok severim. Kuzguncuk’u bilen bilir. İsmet Baba’dan Pita’ya, Bostan’dan Bencil Dükkan’a İstanbul’un nadide bir köyüdür.

Nerede, doğdunuz, büyüdünüz?

İstanbul’da doğdum. Subay kızıyım. Babamın mesleğinden dolayı sıkça taşındık. Genelde İstanbul içindeydik ama tayinlerden dolayı babamdan ayrı geçirdiğimiz yıllar da oldu. Çocukluğum Kurtuluş’ta geçti. Liseyi Notre Dame de Sion’da okudum.

Hangi tarz seyahatlerden hoşlanırsınız?

Gidilecek yere göre bazen uçak, bazen araba. Özellikle yurtdışında şehri yürüyerek gezmeyi, sokakta yemek yemeyi, müzeleri, pazarları gezmeyi tercih ederim. Şehrin daha çok gündüzünü yaşarım.  Deniz kum tatilini de pek severim. Tatil için 5 yıldızlı, lüks, her şey dahil otelleri sevmem. Butik oteller, temiz pansiyonlar, lezzetli mutfaklar tercihimdir. Mavi Yolculuk da bu kıyıların en özel tatillerinden ama son yıllarda çıkmıyorum. Çok uçlarda değil ama outdoor tatilleri de severim. 

YÜRÜYÜŞ YAPMAK BENİ HER ZAMAN DİNLENDİRİR

Yemekle aranız nasıldır? 

Yemek yaparım. Sürekli mutfakta olmayı sevmem. Deneysel tatlar severim. Pratik, lezzetli, zarif sunumlu yemekler yaparım. Meze hazırlamaktan hoşlanırım. Yaptığım en iyi hamur işi yemek pırasalı ya da patlıcalı kiştir. Ne kadar az un, o kadar az suçluluk (gülüyor). 

Hangi tarz müzikler dinlemeyi tercih edersiniz?

Duygu durumuma göre değişir. Dinlemek... Dinlenmek... Dillenmek. Şarkılar hayatın film müziği. Her halimize bir başka tür eşlik ediyor.  Arabesk, türkü, tango, pop, klasik... Söylediğim tür dışında ayrıca alaturka şarkıları çok severim. Bu sebepten iki yıl Üsküdar Musiki’ye devam ettim. Günün birinde alaturka albüm de yapmayı istiyorum.

Sizi ne dinlendirir?

Yeşil ve mavi dinlendirir, bir de taze demli çay (gülüyor). Bol ağaçlı bir manzara. Koruda yürüyüşe, gidip bir ağaca sarılmak. Denizin kıyıya vuran sesini duymak, izlemek. Ayaklarımı uzatıp duvara boş boş bakmak da dinlendirir bazen (gülüyor).